Karadeniz Ekonomik İşbirliği ve birliğin Türkiye üzerindeki beklenen etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
II. Dünya Savaşı'ndan sonra çok sayıda işbirliği hareketinin meydana geldiği görülmektedir. Bu hareketlerin gelişmesinde, Avrupa Topluluğu'nun başarısı ve 1980'li yıllardaki büyük değişimler etkili olmuştur. Sovyet Birliği ve Doğu Avrupa ülkelerinde ekonomik, politik, sosyal ve kültürel alanlardaki köklü değişmeler, gelişmiş ülkelerin sanayi ve teknoloji toplumundan bilgi toplumuna yönelmeleri, savaştan sonraki dengeleri değiştirmiş ve dünyada yeniden yapılanma süreci başlamıştır.Değişen dünya düzenindeki yeni oluşumların dışında kalmamak için Türkiye, kendi girişimi ile 1990 yılı Ocak ayında Karadeniz Ekonomik İşbirliği Bölgesi Projesi'ni ortaya atmıştır. 3 Şubat 1992 tarihinde Türkiye, Romanya, Bulgaristan, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, Moldova, Ukrayna ve Rusya Federasyonu olmak üzere dokuz ülkenin katılımı ile parafe edilen KEİB Anlaşması, 25 Haziran 1992'de Yunanistan ve Arnavutluk'unda kurucu üye olarak katılımlarıyla on bir ülkenin devlet ve hükümet başkanları düzeyinde imzalanarak yürürlüğe girmiştir. Uluslararası bir ekonomik bütünleşme girişimi olan KEİB, Türkiye'yi bölgede önemli bir konuma getirmiş ve özel bir sorumluluk yüklemiştir.KEİB Projesi ile üye ülkelerin coğrafi yakınlıklarından ve ekonomilerinin birbirlerini tamamlayıcı özelliğinden yararlanarak, aralarındaki ticari, ekonomik, bilimsel ve teknolojik işbirliğini geliştirmeleri ve bölgenin barış ve refah bölgesi haline gelmesi öngörülmektedir. Bu temel ilke doğrultusunda KEİB'nin amacı; kısa dönemde bölge ülkelerinin işbirliğine gidebilmeleri için uygun ortamın yaratılması ve taraflar arasında mal ve hizmet ticaretinin arttırılması, uzun dönemde ise, üye ülkeler arasında ekonomik ilişkileri daha fazla geliştirebilmek maksadıyla kişilerin, malların, sermayenin ve hizmetlerin serbestçe dolaşımını sağlayarak, aşamalı olarak bir serbest ticaret bölgesi kurulmasıdır.KEİB Projesi'nin, üye ülkelerin üretim, tüketim, istihdam ve yatırım düzeylerinin olumlu yönde değişmesine ve kalkınma çabalarına büyük katkısı olacaktır. Bölgedeki ekonomik potansiyelin harekete geçirilmesiyle, ülkeler arasındaki ticari ve ekonomik işbirliği artabileceği gibi, Batı açısından da önemli bir pazar ortaya çıkacaktır. Ayrıca, bölgede ekonomik ve sosyal patlamaları önleyerek barış ve güvenliğin oluşturulmasına katkı sağlayabilir. Ancak, üye ülkelerin içinde bulundukları koşullar itibarı ile kısa zamanda giderilmesi gereken birçok sorunlarla karşı karşıya bulunulduğu unutulmamalıdır.KEİB'nin gelişmesi ve başarılı bir bütünleşme modeli oluşturulması her şeyden önce üye ülkelerin girişime inanmaları, geçici olarak bakmamaları ve mevcut sorunların çözümlenmesine bağlıdır. Sonuç olarak, KEİB'nin sadece Türkiye için değil tüm üye ülkeler için yeni bir ufuk açarak dünya ülkeleriyle entegrasyonu kolaylaştırıcı nitelikte bölgesel bir işbirliği hareketi olduğu söylenebilir. It can be observed that numerous cooperation movements occured after the World War II. In the development of such movements the success of the European Community and the big changes in the 1980's played an important role. Radical changes in economical, political, social and cultural areas in the Soviet Union and Eastern Europe, and the trend of developed countries from an industrial and technological community towards an information community changed the post-war balances; thus a re¬structuring process launched on the World.Turkey introduced the Black Sea Economical Cooperation Project, in January 1990 with its own efforts, in order to catch the new changes in the changing world order. The BSEC Agreement was initialed by nine participant countries including Turkey, Romania, Bulgaria, Azerbaijan, Georgia, Armenia, Moldavia, Ukraine and Russian Federation in 3 February 1992, and was signed by Presidents and Prime-ministers of eleven member countries, with the participation of Greece and Albania as founding members, and came into force in 25 June 1992. BSEC, as an international integration enterprise, brought Turkey to an important situation in the Area, and gave it a special responsibility.It is planned by the BSEC Project, to develop the commercial, economical, scientific and technological cooperation between member states and to create a region of wealth in the Area, by making use of their geographical relationship and the integrational feature of their economies. The main objective of BSEC, considering this essential principle is; in short term to create an appropriate climate for cooperation among member states and to increase the volume of goods and service trade among them, and in long term to build a free trade region, by providing free circulation of people, goods, capital and services, in order to develop the economical relation among these countries.The BSEC Project will play an important role in development efforts and provide a positive change in the production, consumption, employment and investment levels of the member states. By stimulating the economical potential of the region, an important market will come into existence for the West, as well as an increase in the commercial and economical cooperation among countries. The BSEC can also contribute the peace and security in the region, by preventing economical and social explosions. However, it has to be taken into consideration that the member states are faced with many problems, which have to be solved in the shortest time, because of the conditions.The development of BSEC and the creation of an integration model depends first on the belief of the states in this subject, on consideration of the project as a long term project and solving the present problems. As a result, the BSEC can be observed as a regional cooperation movement, facilitating the integration with other countries, by creating a new horizon for all members, including Turkey.
Collections