Perception of modernizatıon during the republican era: Railway case
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Modernleşmenin, 19. yüzyılda Batı dünyasında demiryolları ile eşzamanlı olarak geliştiği söylenebilir. Demiryolu gelişimi ve modernleşme sürecinin Avrupa kıtası dışında da birlikte gerçekleşmesiyle, bu teknoloji Batılı olmayan dünyada da kıtadakine benzer etkiler doğurmuştur. Osmanlı İmparatorluğu da, demiryolu yapımının modernleşme yolunda önemli olduğuna inanan ülkeler arasında yer almaktadır. Demiryollarında kodlanmış bu modernleşme arayışı Türkiye Cumhuriyeti'ne miras kalmıştır. Demiryolu teknolojisinin Türk devletinin modernleşme algısı üzerinde önemli etkisi olmuştur. Bu etki yeni kurulan cumhuriyetin başlattığı yeni ulaştırma politikaları ve Anadolu'da hızlandırılan demiryolu ağı inşaatlarının olduğu dönemden başlayıp, devletin ulaştırma politikasının demiryolu yerine karayolu olarak değiştiği 1940'lı yıllara kadar sürmüştür. Sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarda önemli etkileri olan modernleşme ideali, Atatürkçülüğün/Kemalizmin devrim yasaları çerçevesinde, muasır medeniyet seviyesine ulaşma olarak tanımlanmıştır. Bu idealin bir parçası olarak cumhuriyetin ilk dönemi olan 1923 ve 1940 yılları arasında, devlet `Şimendifer Siyaseti` olarak bilinen demiryolu politikasını benimsemiştir. Bu politika ile devlet yeni demiryolları yapımına başlamanın yanı sıra, Osmanlı'dan miras kalan ve yabancı demiryolu şirketlerinin elinde bulunan mevcut demiryollarını da millileştirmiştir. Devrim kanunları ile devletin demiryolu politikası arasındaki ilişkiyi analiz eden bu tezde, demiryolu gelişiminin devletin modernleşme algısının oluşumuna olan etkisi incelemektedir. Bu çerçevede, tezin esas konusunu, devletin takip ettiği demiryolu politikasına bağlı olarak ortaya çıkan sosyal, ekonomik, kültürel ve/veya siyasal değişiklikler oluşturmamaktadır. Tezde, cumhuriyet döneminde devletin modernleşme paradigması içerisinde demiryolu politikasının önemine odaklanılmıştır. Tezin amacı, izlenen demiryolu politikasının, devletin muasır medeniyet seviyesine ulaşma söylemine olan katkısını incelemektir. Modernity might be said to have developed concurrently with the railways in the nineteenth century within the Western context. The impact of this technology to the non-Western world produced a similar realization as railway development and modernization process went hand in hand in those areas that fall outside the borders of the continent. The Ottoman Empire was among those in which the construction of railroads conformed to the pursuit of modernization. Encoded in railways, quest for modernization was bequeathed to the Turkish Republic. Railway technology had a considerable impact on the development of Turkish state's perception of modernization, from when the newly founded republic had initiated a new transportation policy and accelerated the building of railway network throughout Anatolia, to the 1940s until when the early republican period came to an end together with the change in the state's preference from railroad to highway. Within the context of the revolutionary laws under the aegis of Atatürkism/Kemalism, the idea of modernization as crystallized reaching to contemporary civilization came to the fore as one of the most important ideals which had social, political and economic dimensions. As part of this ideal, between the years 1923 and 1940, representing the early republican period, the state adopted a railway policy known as Şimendifer Siyaseti through which not only new railway lines were started to be constructed, but also already-existing ones inherited from the Ottoman Empire were nationalized as these lines had been under the ownership of the foreign railroad companies. Analyzing the relationship of this railway policy with the revolutionary laws, this thesis addresses the impact of railroad development on the formation of the state's perception of modernization. Within this framework, the aim of this thesis is not to explore the socio-economic and politico-cultural changes the state went through due to the outcomes of this railway policy, but to focus on the position of this policy in the modernization paradigm of the Turkish state and to explore the contribution of the railroad development to the state's discourse of reaching to contemporary civilization.
Collections