Ovaryum kriyoprezervasyonu ve transplantasyonu sonrasında folikül kaybı mekanizmalarında rol alan baskılayıcı moleküllerin araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Doğurganlığı koruma teknikleri, kanser gibi yıkıcı kemoterapi ve radyoterapi uygulamaları içeren hastalıkların tedavisi sonrasında, kısırlık ve hormonal yetmezliklerle başetmede önemli bir seçenektir. Üremeye yardımcı tekniklerin kullanıma sunduğu embriyo, oosit ve ovaryum kriyoprezervasyonu, kadın hastaların ovaryum rezervlerinin ve doğurganlıklarının, bu tedaviler öncesinde korunması için bir kolaylık sağlamaktadır. Ancak, bekâr ve pre-pubertal hastalarda kendisini en fazla kanıtlamış yöntem olan embriyo kriyoprezervasyonu seçeneği uygun değildir. Kanser tanısı sebebiyle bir an önce tedavi planına başlanması gereken hastalar için oosit toplama süreci zaman kaybına neden olmaktadır. Hormon uyarısıyla tümör dokusunu indükleme riskinin olduğu durumlarda (örneğin östrojen reseptörü pozitif olan meme kanseri olguları) ovaryum dokusu kriyoprezervasyonu tek seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır ve günümüzde bildirilmiş 60 kadar gebelik olgusu mevcuttur. Primordiyal folikülden primer foliküle geçişte, kontrollü aktive edici ve baskılayıcı rol oynayarak folikül havuzunun korunmasında rol alan sinyal yolakları birbirinden bağımsız ancak dengeli bir şekilde çalışmalıdır. Baskılayıcı ve aktivatör genlerin dengeli çalışmadığı durumlarda, klinikte prematür ovaryan yetmezlik olarak bilinen, foliküllerin kitlesel aktivasyonu ile folikül havuzunun yarısından fazlasının hatta daha büyük kısmının erkenden tükenmesine sebep olmaktadır. Bununla bağlantılı olarak, ovaryum kriyoprezervasyonu ve transplantasyonu sonrasında geciken anjiyogenez ve oluşan hipoksi ovaryumda primordiyal folikülden primer foliküle geçişte görev alan intrensek mekanizmaları bozuyor olabilir. Ovaryum doku kriyoprezervasyonu ve transplantasyonu sonrasında meydana gelen folikül kaybının nedenleri arasında foliküllerin büyümelerinin baskılanma mekanizmasının bozulmuş olabileceğini araştırdığımız bu çalışmada pTEN, Tsc1, p27 ve AMH moleküllerinin ekspresyonlarını değerlendirdik. Bulgularımız, literatüre benzer şekilde dondurulup çözme ve transplantasyon sonrasında ovaryumda primordiyal folikül havuzunun azaldığını gösterdi. pTEN, Tsc1, p27 ve AMH moleküllerinin ekspresyonlarını değerlendirdiğimizde K grubu ile DÇ grubunda bir fark gözlenmezken, T ve DÇT gruplarında bu moleküllerin pTEN, Tsc1 ve p27 ekspresyonlarının primordiyal foliküllerde, AMH ekspresyonunun ise büyüyen foliküllerde neredeyse tamamen ortadan kalktığı gözlendi. Ovaryum kriyoprezervasyonu ve transplantasyonu sonrasında, primordiyal folikülden primer foliküle geçişte rol oynayan baskılayıcı moleküllerin ekspresyonlarını araştırdığımız bu çalışma ile literatürde ilk kez bu konuyu değerlendirmiş oluyoruz. Sonuçlarımız, ovaryum doku kriyoprezervasyonu ve transplantasyonu sonrasında primordiyal folikül kaybı ile ilişkili sürece yeni bir yaklaşım sunmaktadır ve primordiyal folikülden primer foliküle geçişte fren mekanizmasının adeta bozulduğunu işaret etmektedir. Primordiyal folikülden primer foliküle geçişte rol oynayan aktivatörler ve baskılayıcıların bu süreçte fonksiyonel değerlendirmelerini yaptığımız yeni çalışmalar ovaryum kriyoprezervasyonu ve transplantasyonu ile ilişkili süreçleri daha da aydınlatabilecektir. Fertility preservation techniques are crucial options for compete with infertility and hormonal insufficiency or cancer theraphies including destructive implementation such as chemotheraphy and radiotheraphy. Embryo, oocyte and ovarian tissue cryopreservation that offered by the use of assisted reproductive techniques are simplicity for preserving ovarian reserve of female patients for improving their fertility. However, even if embryo cryopreservation method has evidence-based methodology but not feasible for unmarried for prepubertal female patients. Oocyte pick-up process means waste of time for female cancer patients whose immediately need to start scheduling their theraphy. Ovarian tissue cryopreservation is unique option in some cases of tumor tissue induction risk via hormonal stimulation (e.g. estrogen receptor positive breast cancer cases). It is already known that currently methods for cancer theraphies are increased survival rate of human race. But, it's not easy to handle complications on reproductive systems. Ovarian cryopreservation is unprecedented fertility method for the group of chosen patients. Although increasing cancer incidence, a decreasing the proportion of patients who died because of cancer. Most irreversable complication from these cell destructive theraphies are damages through reproductive cells and organs. Fertility preservation theraphies would be offered to patients meanwhile and carry out with most feasible option and nearly 60 cases of gestation are announced to present day. It is restricted evidence based information about injury mechanisms due to retransplanting frozen tissue into body. Transitioning from primordial to primer follicle form, there are controlled activators and suppessors for balancing signalisation of reserving primordial follicle pool like a seesaw. In some cases of imbalancing these activators and supressors, result in activation of follicles globally then burn-out high percentage of primordial follicle pool, known as `premature ovarian insufficiency` (POI) at clinically. In respect of this, late angiogenesis and period of hipoxia may damage intrinsic mechanisms of ovary. In our study, we evaluated expressions of pTEN, Tsc1, p27 and AMH molecules for asking reasons of follicle lost after ovarian tissue cryopreservation and transplantation. Our findings show that, primordial follicles are decreasing after frozing-thawing and transplantation litterateurly correlate. We criticize expressions of pTEN, Tsc1, p27 molecules for primordial follices but growing follicles for AMH molecules. There is not much difference between K and DÇ group. Between T and DÇT group, we almost detected hardly any expressions of these molecules. With our study, we firstly point out expressions of supressor mechanisms at ovarian cryopreservation and transplantation period. Our data represents new aspects underlying process of primordial follicle activation after ovarian cryopreservation and transplantation. New functional studies about activator and inhibitor mechanisms about primordial to primer follicle transition will provide new point of view about preserving follicle pool.
Collections