Sıçanlarda CCI4 ile oluşturulan nonalkolik yağlı karaciğer (NAYK) modelinde ;COX-2 inhibitörü, E vitamini, ursedeoksikolik asit, karnitin ve N-asetil sisteinin koruyucu rolü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Yağlı karaciğer toplumda oldukça yaygın olarak görülmektedir. Nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı ( NAYK), obezitenin yaygınlaşmasıyla giderek artan, tanısı ve tedavisinde yeni gelişmeler içeren önemli bir sağlık problemidir. NAYK, temelde bening bir klinik antite olarak bilinmesine rağmen, serum transaminaz yüksekliği, karaciğer steatozu ve inflamasyonu ile karakterize, bazen fibrozisin görüldüğü ve siroza ilerleyebilen bir hastalıktır. Patolojik görüntü, alkolle indüklenen karaciğer hasarına benzer, ancak aşırı alkol kullanmayanlarda görülür. Nonalkolik yağlı karaciğer hastalığının klinik önemi, genel populasyonda sık görülmesinden, siroza ve karaciğer yetmezliğine ilerleme ihtimalinden kaynaklanmaktadır. Deneysel çalışmamıza karaciğerlerinde yağlanma oluşturulan 42 sıçan dahil edildi. Sıçanlar randomize olarak yedi gruba ayrıldı. CCI4 ile karaciğerlerinde yağlanma oluşturulan sıçanlara parenteral yoldan selekoksib, E vitamini, karnitin, ursodeoksikolik asit ve N-asetil sistein uygulandı. Tüm gruplarda aminotransferaz ve lipid profili düzeylerinde anlamlı bir değişiklik olmazken (p>0.05); selekoksib ve ursodeoksikolik asit uyguladığımız sıçanların karaciğer doku malondialdehid düzeylerinde anlamlı olarak azalma saptandı (p<0.05). Ursodeoksikolik asit ve karnitinin, karaciğer dokusunda histopatolojik olarak yağlanmayı önlemede yetersiz kaldığı, buna karşın selekoksib, E vitamini ve N-Asetilsisteinin ise yağlanmayı azalttığı tespit edildi. Sonuç olarak, deneysel çalışmamızda wistar albino sıçanlarda oluşturduğumuz karaciğer yağlanmasında; tedavi amaçlı kullanılan selekoksib, E vitamini ve N-Asetilsisteinin histopatolojik değerlendirmede iyileşmeye yol açması, nonalkolik yağlı karaciğer tedavisinde bu verilerin daha büyük populasyonlu ileri düzeyde çalışmalarla desteklenerek doğrulanması gerekliliğini ortaya koymaktadır. 57 SUMMARY Fatty liver is observed rather widespread on the society. Nonalcoholic fatty liver disease (NAFLD) is important health problem that includes new developments on it's diagnose and treatment and increases gradually due to spreading obesity. Although NAFLD was known that it was benign clinic antithesis, NAFLD that include increasing serum transaminase, liver steatose and intlamalion is the disease that can progres cirrhosis and was sometimes seen fibrosis. Pathologic image resemble liver damage induced induced with alcohol, but is observed on the people not used excessively alcohol. The clinical importance of NAFLD was originated because of appearing frequently on general population and the probability of progressing cirrhosis and liver insufficiency. İn our experimental study, fourty two (42) rats that formed fatty liver were used. Rats were divided randomly seven groups. Rats formed fatty liver with CC14 were given selclekoksib, E vit, carnitine, ursodeoxycholic acid and N- Acetylcysteine parcnterally. Whereas aminotranspherase and lipid profiles levels in the all groups weren't change significant (p>0.05). The levels of liver tissue MDA on rats applied selekoksib and ursodeoxycholic acid were determined significant decreasing (p<0.05). It was determined that ursodeoxycholic acid and carnitine was not capable of preventing getting fat on the liver hystopathologically, whereas selekoksib, vitamin E and N-Acetylcysteine were decreased getting fat.In conclusion, it is necessory that these datums must be verified supporting with advanced studies on the treatment of nonalcoholic fatty liver because of E vitamin and N-Acetilcysteine used in treatment cause recovering on the fatty liver formed on the wistar albino rats in our experimental study.
Collections