Kronik böbrek yetmezliği olan çocuklarda immunite
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
56 ÖZET Kronik böbrek yetmezliği renal fonksiyonların irreversibl kaybı sonucu glomerular filtrasyon hızının azalmasıyla karakterize ve uzun dönemde birçok organı etkileyen sistemik bir hastalıktır, immünolojik defektler özellikle diyaliz tedavisi alan hastalarda görülür ve önemli mortalite ve morbidite nedenidirler. Bu immünolojik bozukluklar için pek çok etyolojik neden öne sürülmüştür. Çalışmamıza SSK Göztepe Eğitim Hastanesi Çocuk Sağl.ve Hast. Kliniği Nefroloji bölümünde Haziran 1994-Nisan 1996 tarihleri arasında KBY tanısı ile izlenmekte olan 28 çocuk ve 12 sağlıklı kontrol gurubu dahil edildi. Tüm vakaların son 3 ay içinde kan transfuzyonu almamış olması, herhangi bir kortikosteroid ya da immunosupressif tedavisi almamış olması ve infeksiyon bulgularının olmaması kriter olarak alındı. Hastaların yaş ortalamaları 12.29 ± 2.97 yıl ( 7 - 15yaş) idi. Kontrol gurubunun yaş ortalaması ise 10 ± 1.95 yıl ( 7 - 14yaş ) idi. Hastalardan 13!ü prediyalitik dönemde, 10 tanesi HD hastası ve 5 tanesi ise CAPD hastası idi. Hemodiyaliz hastalarında ` Kuprophan membran ` kullanılmaktaydı. Primer renal bozukluk olarak %28.57 Glomerulopati, %32.14 VUR ve buna bağlı hidronefroz, % 17.85 üropati ve buna bağlı hidronefroz, % 10.7 Nefronoftizi, % 10.7 oranında ise Nörojen mesane mevcuttu.Glomerulopatili hastaların ise % 7.14'ü MPGMN, % 3.57şer RPGMN ve fokal glomerular skleroz, %14.28 hastanın ise renal biyopsileri son dönem sklerotik böbreklerle uyumlu olarak değerlendirilmiştir. Her iki grubun da total lökosit sayımı, lökosit formülü, total lenfosit sayısı, hücresel ve humoral immumte yönünden immunfenotipleme JgG, A, M ve IgG subgruplan incelenmiştir. Elde edilen verilerin karşılaştırılmasında Kruskal-VVallis Nonparametrik ANOVA testi kullanılmış ve istatistiksel anlamlılık tespit edildiğinde (P<0.05) Dunn çoklu karşılaştırma testine tabii tutulmuştur. Cinsiyet karşılaştırmasında ise Ki-kare testi kullanılmıştır. Ayrıca aritmetik ortalama ve standart deviasyon skoru kullanılarak da gruplar arası eğriler elde edilmiştir.57 CD4 değeri için guruplar arası anlamlı farklılık bulunmazken CD8 için ise CAPD gurubunda kontrol gurubuna göre anlamlı düşüklük tespit edilmiştir. CD4/CD8 oranı ve helper, sitotoksik hücre aktivasyon durumunu gösteren CD4.CD25 ve CD8. CD25 değerleri arasında da farklılık bulunamamıştır. Nötrofıl fonksiyonlarını gösteren CD 11b ve sitotoksik supressor hücreleri.gösteren CD8. CD1 lb değerleri arasında da anlamlı farklılık bulunmamıştır. NK aktivitesi yönünden CD16, CD56, CD16.CD56 ve CD16.CD25 bakılmış ve ESRD'li hastalarda uygulanan tedavi yönteminden bağımsız olarak NK hücre aktivitesinin bozulmadığı tespit edilmiştir. Çalışmamızda B lenfosit populasyonunu göstermek için CD19, HLADR ve CD19.HLADR ortak değerlerine bakılmıştır. CD 19 için (T+İ) grubu ve HD gurubu, kontrol vakalarına göre anlamlı düşük bulunmuştur. HLADR için ise bu anlamlılık ( T+İ ) ve HD gurubu ile kontrol gurubu arasında ; ayrıca ( T+İ )-CAPD, HD- CAPD gurubu arasında idi. Yani B lenfosit yüzdeleri ( T+İ ) ted alan hastalar ile HD olan hastalarda kontrol gurubuna göre azalmıştı. Ayrıca CAPD gurubuna göre ( T+İ ) ve HD grubunun HLADR değerleri de anlamlı olarak düşüklük bulundu. B lenfosit yüzdesi en iyi olan gurup ise CAPD gurubu idi. IL2 reseptörleri olarak CD25'e bakılmış ve guruplar arası anlamlı farklılık bulunamamıştır. Humoral immun sistemi irdelemek için IgG, IgA,IgM ve IgG subgruplan çalışılmıştır. IgG yönünden hasta gurubunda kontrol gurubuna göre anlamlı bir düşüklük tespit edilmiştir. Bu farklılık ( T+İ ) ted. alan gurup ile CAPD ted alan gurup arasında mevcuttur. IgA ve IgM yönünden ise guruplar arasında anlamlı farklılık tespit edilememiştir. IgG subgruplan açısından ise guruplar arasında anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Sonuç olarak bu çalışma ile KBY'li çocuklarda da erişkinlerde olduğu gibi özellikle humoral immun sistem yönünden birtakım immmunolojik defektler tespit edilmiştir. Uygulanan diyaliz metodu ve diyaliz membranlannın özelliğine göre bu immünolojik defektler farklılık göstermektedir. Ancak daha kesin sonuçlar için daha geniş hasta guruplarına ihtiyaç vardır. Özellikle çocukluk dönemindeki immünolojik bozuklukların büyüme ve gelişmeyi etkilemesi nedeniyle bu hastalarda seçilecek tedavi yöntemleriyle immünolojik defektler en aza indirilmeye çalışılmalıdır.
Collections