İnsan hakları ve Kıbrıs
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
1571 yılında Venediklilerden alınan ve 307 yıl Osmanlı hâkimiyeti altında kalan Kıbrıs'ın yönetimi 1878 yılında hükümranlık hakkı Osmanlı İmparatorluğunda kalmak kaydıyla İngiltere'ye devredilmiştir. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı İmparatorluğu ile İngiltere'nin ayrı saflarda yer almasının da bir sonucu egemenliğini Lozan antlaşmasıyla 1923'te tanımıştır.18. yüzyıl başlarına kadar Kıbrıs'taki Türk sayısı Rumlardan fazla olmuştur. Tarımla meşgul olan Türklerin elindeki toprak miktarı Rumlarınkinden fazla olmuştur. İki taraf arasında sosyal ve kültürel yaşam hep farklı kalmış, Türkler ve Rumlar arasında evlenme görülmemiş, iki toplumun fertleri ortak ticari işletme kurma gibi davranışlara girmemişlerdir.1931'den itibaren Kıbrıslı Rumlar, Yunanistan ile birleşme taleplerini yoğunlaştırmışlardır. Kıbrıs'ın Yunanistan ile birleştirilerek tamamen bir ?Elen? adası haline getirilmesi şeklinde özetlenebilecek olan ?ENOSİS? kampanyasına ikinci dünya savaşından sonra hız verilmiştir. Rum Ortodoks Kilisesi 15 Ocak 1950'de Enosis konusunda halk oylaması düzenletmiş ve oylama %96 Enosis lehine sonuçlanmıştır. Ancak Enosis fikrine İngiltere tarafından kuvvetle karşı çıkılmıştır. Yunanistan ise, Ada'daki Rumların self-determinasyon fikrine İngiltere tarafından kuvvetle karşı çıkılmıştır. Yunanistan ise, Ada'daki Rumların self-determinasyon (kendi geleceğini tayin) hakkı olduğunu ileri sürerek Enosis'e dolaylı yollardan ulaşmayı tercih etmiştir. Yunanistan, 1954'te Kıbrıs sorununun BM'e götürülmesin kararı aldığını açıklamış bu arada Ada'da Kıbrıs Türklerine karşı şiddet eylemlerin başlamıştır. 1954-1958 yılları arasında ?self determinasyon? görüntüsü altında BM'e yaptığı çeşitli başvurularda Yunanistan bir başarı sağlayamamıştır. Bu arada Ada'daki şiddet eylemleri giderek artmıştır. İngiltere bu durumda 1956'da, sadece Rumların değil, aynı ölçüde Kıbrıslı Türklerin de ?self determinasyon? hakkı bulunduğunu be bu çerçevede taksim talebinin de geçerli olduğunu açıklamıştır.Şiddet eylemleri nedeniyle 1955-58 döneminde Kıbrıslı Türkler 33 karma köyü terk etmek zorunda kalmışlardır. Enosis'e karşı kendi örgütlenme çalışmalarına başlayan Kıbrıslı Türkler, gelişmelere paralel olarak, ?taksim? görüşünü geliştirmişlerdir.Yunanistan BM'den tek taraflı ?self- determinasyon? yani Enosis lehinde bir karar elde edememesi Kıbrıslı Türklerin Enosis'e karşı direnişleri ve Türkiye'nin kendilerini desteklemekteki karşılığı Türkiye ile Yunanistan arasında müzarakelerin başlatılmasına imkan sağlanmıştır. Bunun sonucunda 11 Şubat 1959'da Türkiye Yunanistan ile Zürich'te anlaşmaya varmışlar, Londra'da İngiltere'nin ve Kıbrıs'taki iki toplum liderlerinin onayını almışlardır. Bu şekilde ortaya çıkan Zürich ve Londra Anlaşmaları bağımsızlık iki toplumun ortaklığı, toplumsal alanda otonomi ve çözümün Türkiye, Yunanistan ve İngiltere tarafından garanti edilmesi ilkelerine dayandırılmıştır.Bu çerçevede ?fonksiyonel federasyon? öngören anayasanın temelini oluşturan ve aynı zamanda İngiltere'ye iki egemen üs bölgesi bırakan bir kuruluş Antlaşması bunu teminat altına alan bir Garanti Antlaşması ve Türkiye ile Yunanistan'ın Kıbrıs'ta askeri birlik bulundurmalarını sağlayan bir İttifak antlaşması ortaya çıkmıştır. Kıbrıs Cumhuriyeti Uluslar arası anlaşmalarla kurulan bir ortaklıkla iç dengenin sağlanmasına ve Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin garantör olmasıyla da dış dengenin teminine eşit haklarla veto yetkisi verilmiştir. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin garantör olmasıyla da dış dengenin teminine çalışılmıştır. Türk toplumunun lideri olan Cumhurbaşkanı Yardımcısına, tüm temel konularda Cumhurbaşkanına eşit haklarla veto yetkisi verilmiştir. Türkiye, bu anlaşmalarla İngiliz egemen üstleri (Ağrotur ve Dikelya) de dahil olmak üzere, Ada'nın tümünü garanti altına almıştır. The Greek Cypriots claim that the Cyprus problem was caused by the landing of Turkish troops in 1974 and that if only they would withdraw, the problem would be solved. This is a serious misconception, for modern Cyprus question began in 1960 and the landing of Turkish troops was the consequence, not the cause, of the problem. Cyprus is a complex political issue. İt ultimately revolves around one fundamental fact: the existence of two distinct oeoples on the Island, namely the Turkish Cypriots and the Greek Cypriots; and their relationship.The Island of Cyprus, which is geographically an extension of the Anatolian peninsula, has been a land of many conquests due to its proximity to the Middle Eastern countries and its strategic location at the cross-road of East and West. Cyprus has seen a succession of rulers, namely Assyrians, Egyptians, Persians, Romans, Arabs, Crusaders and Turks who ruled the Island as part of the Ottoman Empire, from 1571 until 1878. Cyprus has never been a Greek Island.İt is both useful and important to keep in mind that there has never been in Cyprus a `Cypriot nation` due to the distinct national, religious and cultural characteristics of each ethnic people who, in addition, speak different languages. İt is also interesting to note that although the two peoples had lived together in the Island for centuries there were practically no inter-marriages and not even a single commercial partnership was set up. İn March 1963 Archbishop Makarios said 'The (Independence) Agreements have created a State, but not a Nation.` (The Greek Cypriot Cyprus Mail 28.3.63) This being so, any approach to the Cyprus question which regards Cypriots as one nation would be fundamentally flawed. There are, in fact, two peoples of Cyprus - the Turkish Cypriots numbering about 200.000 and the Greek Cypriots numbering about 700.000. The Turkish Cypriots are mainly Moslems and the Greek Cypriots are mainly adherents of the Greek Orthodox Church. Cyprus lies 40 miles from the coast of Turkey, and Turkish people have inhabited the island since the 12th century. The Island is 250 miles from the nearest Greek island (Rhodes), and Athens is 460 miles away.The Greek and Turkish Cypriots lived relatively peacefully until Greece gained its independence from the Ottonvur. in 1821. The Greek Cypriot agitation for `Enosis` (the union of Cyprus with Greece), perpetrated by the Greeks, was furt her intensified with the change of administration in Cyprus (from Turkish to British) in 1878. The ultimate aim of the Greeks and Greek Cypriots was to oust the British and annex Cyprus to Greece and in order to Hellem'ze the entire population of the Island.The Greek Cypriots, in conspiracy with Greece launched a violent campaign for annexing the Island to Greece in 1955 the terrorist organization EOKA, undert the guidance of Archbihop Makarios, indiscriminately murdered everyone in their way, the British (the then colonial rulers) the Turkish Cypriots and even some of their kinsman, who were apposed to the idea of ?Enosis?.Today the Cyprus guestion can perhaps be summarized as follows: The partnership Rebuplic formed in 1960 between the two peoples of Cyprus lie in a new political integration in an arms length relationship based on willing and active cooperation between two peoples, each secure in its own customs, traditions and identity.
Collections