Sivil toplum örgütlerinde kadın temsiliyeti
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
1370'lerin sonunda İngiltere'de bir köylü isyanı çıkıyor ve bu isyanın liderlerinden John Ball şöyle bir cümle sarfediyor (ki bu cümle halen Londra'da bir kilisenin duvarında asılıdır): ?DOSTLUK, ARKADAŞLIK YAŞAMDIR. DOSTLUĞUN VE ARKADAŞLIĞIN OLMADIĞI YER İSE ÖLÜMDÜR. CEHENNEMDE DOSTLUK VE ARKADAŞLIK YOKTUR; ORADA İNSANLAR TEK TEK VAROLURLAR?? İşte bu, sivil toplumun bilinen ilk tarifidir. Sivil toplum, insanların gönüllü olarak bir araya gelmesi, dostluk ve arkadaşlık ilişkileri içinde ortaklaşa bir şeyler yapmasıdır. İnsanların tek tek yapamadıklarını bir araya gelerek yapması demektir. 1370'lerden sonra günümüze kadar ise sivil toplum farklı dönemlerde farklı şekillerde düşünülüyor. Devletin pozitif olarak dönüştürülmesi ve demokratikleştirilmesi şeklinde karşımıza çıkıyor.Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne, anti-demokratik, erkek egemen, cinsiyetçi ve militarist devlet anlayışı nedeniyle birçok DKÖ kapatılmış, rejim aleyhtarı gibi gösterilmiştir. Bu nedenle Türkiye'de örgütlenme olgusu yıllarca korkulan bir kavram olmuştur. Örneğin askeri darbeler sonrasında çevreci örgütler, hemşehri dernekleri, vs gibi örgütler dahi kapatılmış ve üyeleri tutuklanmıştır. O yüzden son yıllarda DKÖ'ler STK adını aldılar. Ancak asıl önemli olan, bu organizasyonların devletlerden tam bağımsız olmaları meselesidir. Siyasetlerden, hükümetlerden ve devletlerden bağımsız olma durumu bu alanı, üçüncü alan olarak tanımlamaya götürür.İnsanlık ailesi, neredeyse beş bin yıldan bu yana kadın-erkek eşitsizliğine, kadınların yok sayılmasına, kadına yönelik her türlü şiddetin meşru görülmesine, kadın emeğinin değersiz görülmesine, kadınların her alanda erkeklere oranla daha ciddi hak ihlallerine maruz kaldığına tanıklık etmektedir. Dünyanın en çağdaş, en modern yöntemleriyle yönetilen ülkelerinde dahi kadının farklı biçimlerde ayrımcılığa maruz kaldığı görülmektedir. Kadının statüsü, kadına yönelik şiddetle mücadele, kadın-erkek eşitliğinin geldiği aşama konularında son yıllarda Türkiye'de daha ciddi bir tartışma yürümektedir. Özellikle de kadınların bulundukları sivil toplum örgütlerinde daha ciddi bir pozisyon üstlenmeleri, kadın çalışmalarına daha ağırlık vermeleri, muhalif kesimlerin örgütlendikleri alanlarda kadın temsiliyetine daha fazla önem vermeleri, siyasette kadın kotası uygulayan bazı siyasi partilerin varlığı, bu sorunsalın daha fazla tartışılmasına yol açtığı gibi, artık bazı gerçekler de gizlenemez boyuta ulaşmıştır.Kadının temsiliyeti meselesinde, son yıllarda siyasette yer alan kadınların durumu daha çok ele alınmıştır. Oysa ki bir toplumda farklı alanlarda örgütlenmiş (meslek odaları, gönüllü gruplar, sendikalar, kadın örgütleri, vakıflar, dernekler, kooperatifler, vs) Sivil Toplum Örgütleri, toplumun nabzını en fazla tutan örgütlü alanlardır. Dolayısıyla da Dünya ülkeleri arasında 130 ülke arasında kadının iş hayatına katılma oranında sondan 5. sırada olan ve yine kadın-erkek eşitliği alanında 128 ülke arasında 121. sırada olan Türkiye bakımından da bu konunun irdelenmesi gerektiği düşünülerek bu konu, tez konusu olarak seçilmiştir.Ayrıca STK'larda karar alma mekanizmalarına kadınların katılımını engelleyen birçok faktörün olduğu bilinmektedir. Bunlar;- kadınların aday olmalarını etkileyen faktörler (aile ve çevresinden yeterince destek alamama, aktiviteler ve çalışma alanlarında yalnız bırakılma, vs)- kadına karşı önyargılar, aile ve iş arasında seçim yapmak zorunda bırakılma, vs- erkek egemen yapıdan dolayı kadınların seçildikten sonra da yaşadıkları sorunlardır.Bütün bu faktörler, kadının ?sivil? alanda temsiliyeti için neleri aşması gerektiğini özetlemektedir. Dolayısıyla da bu çalışmada, hem sivil toplum örgütleri konusu ve hem de kadının STÖ'lerde temsil durumu ele alınmıştır.Anahtar Sözcükler : Sivil Toplum, STÖ, Kadın, İnsan Hakları A villager rebellion occcurred in England at the end of 1370s and the leader of this rebellion said: ?FRIENDSHIP, AMITY, FELLOWSHIP MEANS THE LIFE. THE PLACE THAT THERE IS NO FRIENDSHIP, AMITY, FELLOWSHIP IS THE DEATH. THERE IS NO FELLOWSHIP OR FRIENDSHIP IN THE HELL. IN THE HELL THE HUMAN IS ALONE?.? (this definition is stil written on a wall in a church in London). This definition is the first known definition of civil society. The civil society means, the common work of the people, to do something together in relationship of the friends and to be volunteer. After 1370s, the civil society definition changed. Later on, civil society means to change positively and democratize the State.Since the foundation of the Republic, because of the anti-democratic, militer, male-dominated, inequal gender-based State, many NGOs have been closed down and have been shown as ?opposite of the State?. So in Turkey the ?organisation? issue is being afraid since many years. For example, after military coups, even the environmentalist organisations, citizen organisations, etc. were closed down and their members were detained. So recently the democratic society organisations took the name of ?Civil Society Institution?. Today the important issue for being an NGO is the independency from the States and the Governments. As they are independent from the politics, States and the Governments, this area is defined as ?third area?.Almost five thousand years, Human family witness gender inequality, that the women are ignored, women are subjected to all kinds of violence, women's labor is seemed as worthless, women are victims of serious human rights violations. Even in the countries that are governed by most modern methods, different forms of discrimination are applied against women. In Turkey in recent years because of gender inequality, status of women, fight against violence towards women, are now on a stage to achieve a more serious discussion. In particular, the existence of women civil society organizations took a more active position, women's studies give more weight, some of the political parties accepted quotas in favor of women and thus the women issue is being started to discuss morely and hereafter some realities aren?t hiding.In recent years, particularly women representation in politics has been taken up. Since in a society which organized in different areas (professional chambers, voluntary groups, trade unions, women organizations, foundations, associations, cooperatives, etc.) Non-Governmental Organizations, there is a need to focus on civil society and the representation of women at NGOs. Therefore, as the participation of women in Turkey in working life is the 125th among 130 countries and as in the field of gender equality the women are the 121st among 128 countries, these issues have to be analyzed in details in this thesis.There are many reasons those effect negatively the participation of women at the NGOs. Such as:- the reasons those prevent their candidacy (not take sufficient solidarity from their relatives and environment, aloneness in activities and work areas, etc. )- prejudice on women, not have enough evcouragement from the family or work side,etc.- the problems occur against women after the election on board,etc?So these are summarising many problems for women who want to participate at NGOs. Therefore, this thesis uphold the issue of civil society institutions and the status of women in the civil organisations.Keywords: Civil Society, NGO, Woman, Human Rights
Collections