Koledok kanalının Taş`a bağlı obstrüksiyonlarında koledokoduodenostominin yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET 1989-1995 yılları arasında SSK Göztepe Eğitim Hastanesi 2. Cerrahi Kliniğinde koledok taşı olan 35 hastaya side to side koledokoduodenostomi uygulandı. En genç hasta 27, en yaşlı hasta 84 yaşındaydı ve yaş ortalaması 51,5 idi. Hastaların %34,28'i erkek, %65,72'i kadındı. Hastalarda en sık görülen ana semptom %91,42 ile ağrı ve bunu %65,71'le sanlık, %34,28 ile ateş, titreme, terleme izliyordu. Hastaların %94,2'inde alkalen fosfataz artmıştır, %80'inde bilirubin artmış, %20'inde normaldi. Hastaların %80'inde ultrasonografi ile koledokta taş tanısı kondu. %97,4 hastada (27 hasta) ultrasonla koledok ve safra yollarında genişleme saptandı. Koledokoduodenostomi yaparken koledok çapının en az 14 mm ve stoma çapının 2,5 cm olmasına dikkat edildi. Anastomoz koledok alt ucuna yakın ve tek kat üzerinden yapıldı. Erken postoperatif dönemde üç hastada yara enfeksiyonu (%8,57), bir hastada safra fistülü (%2,85) bu da 10. gün kapandı, bir hastada evantrasyon (%2,85) görüldü, bir hasta (%2,85) kardiopulmoner yetmezlikten kaybedildi. Erken postoperatif mortalite %2,85, morbidite ise %14,27 idi. 34 hastadan 25'i ile bağlantı kurularak 1-6 yıl izlendi ve bunun sonucunda yedi hastada (%28) hafif dispeptik şikayetler dışında geç dönem komplikasyona rastlanılmadı. Bu bulgular literatür ile uyumlu idi. Diğer cerrahi tehlikelerle karşılaştırıldığında; doğru endikasyon konduysa ve tekniğine uygun yapıldıysa side to side koledokoduodenostomi güvenilir, çabuk, kolay, erken ve geç dönem komplikasyonlan diğer yöntemlere göre daha iyi olduğundan, koledok taşlarının tedavisinde bizce ilk tercih edilmesi gereken yöntemdir. 64
Collections