Nonpalpabl şüpheli meme lezyonlarındatel işaretlemeyle eksizyon sonrası donukkesit inceleme yaklaşımının sonuçlarınındeğerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Meme kanseri kadınlarda görülen tüm kanserlerin yaklaşık %30'unuoluşturmaktadır. Kadınlarda, meme kanseri gelişme riski tüm yaşam boyunca %7-10'dur. Bu da yaklaşık her 8 ile 10 kadından 1 tanesinin meme kanserineyakalanacağı anlamına gelir.Meme kanserini erken evrede saptamak için, mamografi (MG) ve/veyaultrasonografi (US) ile tespit edilen, malignite yönünden şüpheli ve palpe edilemeyenmeme lezyonlarının işaretlenerek biyopsi yapılması genel kabul gören biryaklaşımdır.Bu çalışmada palpe edilemeyen ancak radyolojik olarak tespit edilen, memedekitle, mikrokalsifikasyon ve distorsiyon gibi şüpheli meme lezyonu olan olgulardagörüntüleme eşliğinde telle işaretleme ve genel anestezi altında eksizyon sonrasıperoperatif yapılan donuk kesit (Frozen Section-FS) incelemenin sonuçlarıdeğerlendirilmiştir.İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi KliniklerinceOcak 2006 ile Aralık 2008 tarihleri arasında, palpe edilemeyen şüpheli memelezyonları nedeni ile eksizyonu planlanan 100 olgu bu çalışmaya dahil edilmiştir.Olguların %76'sı BIRADS 4 iken, %21'i BIRADS 3 ve %3'ü BIRADS 5'tir.Meme kanseri saptanan olguların %73.1'i Evre 1 iken, %19.2'si Evre 0 ve %7.7'siEvre 2'dir. Kalıcı kesit inceleme sonuçları ile FS inceleme sonuçları arasındaistatistiksel olarak anlamlı bir uyum bulunmaktadır (p>0.05). Kalıcı kesit incelemeve FS inceleme uyum oranı %87.2'dir (kappa istatistiği: 0.872; p<0.01).Palpe edilemeyen şüpheli meme kitlesi nedeniyle, işaretleme sonrası eksizyonuyapılan 100 hastadan 28'inde malignite saptanmıştır. 28 hastadan peroperatif FSinceleme sonrası malignite saptanmış 20 hastaya aynı seansta meme koruyucucerrahi (MKC) + Aksiller diseksiyon yapılmıştır. Bu da bize göstermektedir ki palpeedilemeyen şüpheli meme lezyonu bulunan ve eksizyon sonrası intraoperatif FSincelemesi yapılan meme kanserli hastalarda MKC yapma oranı artmaktadır.BIRADS 3 grubunda bulunan 21 hastanın tamamının patolojik incelemesonucu benign'dir ve yapılan işlemin hasta için gereksiz olduğu düşünülmektedir.Bu hasta grubunda genel anestezi altında eksizyon yerine hastaların sıkı takibi veya farklı biopsi yöntemleriyle (İİAB, Tru-cut vs.) değerlendirme çalışmaları yapılabilir.Malignite tespit edilen hastaların %96.4'ünün BIRADS 4 grubunda olduğugörülmektedir. Bu yüzden BIRADS 4 grubunda bulunan hastalar dikkatlideğerlendirilmeli, şüpheli kitlelerin telle işaretleme sonrası eksizyonu ve FSincelemesi yapılmalıdır. Nonpalpabl şüpheli meme lezyonlarında malignite tespiti vegüvenli MKC için FS inceleme önemli bir kılavuz olarak karşımıza çıkmaktadır.Sonuç olarak; Palpe edilemeyen şüpheli meme lezyonu bulunan 100 hastadan,telle işaretleme ve genel anestezi altında eksizyon sonrası yapılan patolojikdeğerlendirmeler neticesinde 28'inde malignite tespit edilmiştir. Malignite tespitedilen 28 hastanın tamamı erken evre meme kanseri grubundadır. Bu dagöstermektedir ki; palpe edilemeyen şüpheli meme lezyonu bulunan yaklaşık her üçhastadan birinde erken evre meme kanseri tespit edilmekte ve bu hastaların memekoruyucu cerrahi için şansları artmaktadır. Objective: Breast cancer constitutes about 30% of the all cancer types of thewomen. Life-long breast cancer risk for women is 7-10 percent. That means thatabout 1 out of 8 to 10 women will suffer from the breast disease.It is widely accepted that often implementation of public breast screeningprograms, the rate of detection of early or nonpalpable breast cancer and in-situcarcinoma is getting increased.In this study the results of the patients with nonpalpable but radiologicallydetected breast lesions which one considered suspected one analyzed and presented.These lesions included mammografically detected microcalcification clusters,architectural distorsion, asymmetrical increased density on mass detected by US. Alllesions were surgically excised following marking with hook-wire undermammographic on US guidance and the specimen were intraoperatively evaluatedwith frozen-section pathological examination.Methods: 100 such cases admitted to Department of General Surgery inİstanbul Göztepe Traning and Research Hospital between the January of 2006 andDecember of 2008 were included.Results: %76, %21 and %3 of the cases were enrolled to BIRADS 4, 3 and 5respectively. The distribution of the stages of the malignant cases were as follows:%19,2 were stage 0, %73,1 were stage 1 and %7,7 were stage 2. The correlationbetween the Frozen section and ultimate parafin pathological diagnoses wasstatistically significant (p>0.05). Frozen section results were well correlated withultimate parafin patological diagnoses (kappa statistics: 0.872; p<0.01).In 28 of those 100 patients, lesions were diagnosed as malignant ones. In 20 ofthem, breast conserving surgery together with axillary node dissection wereperformed. The results indicate that, the rate of breast conserving surgeries is ratherhigh with this approach.In all of the 21 patients with BIRADS 3 classification, pathological diagnosesof the lesions were benign. Such an excisional surgical prosedure performed undergeneral anesthesia seems unnecessary for this group of the patients. Such patientsmay be followed closely instead of surgical approach %96,4 of the BIRADS 4 nonpalpable lesions were malignant. This group of patients should be evaluatedcautiously and suspected lesions should be excised by using hook-wire mankingand submitted Frozen-section pathological examination. In conclusion, the rate of malignant breast lesions detected by surgicalexcision under hook-wire guidance and frozen-section pathological examination was%28. We also conclude that malignant cases can be detected in early stages by thisapproach.
Collections