Selim ve habis meme hastalıklarında DR-70 Elisa testinin tanısal duyarlılık ve özgüllüğünün değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
AMAÇ. Meme kanseri kadın popülasyonda dünyada en sık görülen ve en çok mortaliteye sebep olan kanserdir. Meme kanseri saptanan hastalarda erken evre tümörlerle ileri evre tümörler arasında sağkalımda %15'e %93 gibi bir farklılık mevcuttur. Bu nedenle tarama yöntemleriyle beraber tanısalduyarlılığı yüksek biyomarkırların araştırılması da önemli hale gelmiştir. Bu çalışmada habis ve selim meme kitlelerinin ayrımında serum DR-70 değerinin öneminin araştırılması amaçlanmıştır.YÖNTEM. TC SB İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Meme Cerrahisi polikliniğine 22/3/2016 ve 22/9/2016 tarihleri arasında ayaktan başvuran toplam 158 hasta prospektif olarak incelendi. Çalışmaya dahil edilen hastalar malign hastalık grubu, benign hastalık grubu ve kontrol grubu olarak ayrıldı. Hastaların demografik bilgileri, görüntüleme ve histopatolojik sonuçları ile CEA, CA 15-3 ve CA 125 değerleri ve yanında DR-70 kan testi sonuçları değerlendirildi. Memede kitle tespit edilen ve histopatolojik tanı ihtiyacı olan hastalara biyopsi uygulandı. Memede kitle nedeniyle operasyon kararı alınan hastalarda uygulanan operasyon tipleri ve patoloji raporları incelendi. Elde edilen veriler serum DR-70 düzeylerine göre istatiksel olarak araştırıldı.BULGULAR. Çalışmaya dahil edilen toplam 158 hastadan 39 olgu malign, 86 olgu benign ve 33 olgu da kontrol grubunda yer almaktaydı. Malign hastalık grubunda serum DR-70 değeri diğer gruplara göre istatiksel olarak anlamlı olacak şekilde yüksek saptandı (p=0,001). Yapılan değerlendirmeler sonucunda, maligniteyi saptama açısından serum DR-70 için cut-off değeri 0,86 µg/mL olarak saptandı. DR-70'in 0,86 µg/mL cut-off değeri için; tanısal duyarlılık %43,59, özgüllük %90,91, pozitif prediktif değeri %85 ve negatif prediktif değeri %57,7'dir. Malign hasta grubunda CA 15-3 ve CEA değerleri kontrol grubuna göre istatiksel olarak anlamlı olacak şekilde yüksek saptandı (sırasıyla, p=0,039, p=0,019). Bununla birlikte malign olgularda uygulanan multivaryans analizlerde serum DR-70 düzeyi ile tümör çapı, tümör nekrozu varlığı, triple negatif karsinom varlığı, T ve N evrelemesi, lenfovasküler invazyon varlığı, perinöral invazyon varlığı, ER, PR, Allred Skorlama Sistemi, insitu komponent varlığı ve yüzdesi, Ki67 yüzdesi, E-kadherin, CerbB2 ve histolojik grade ile arasında anlamlı ilişki saptanmadı.SONUÇ. Daha yüksek sayıda hasta içeren çalışmalara ihtiyaç duyulmakla beraber, memede kitle saptanan hastalarda, meme kanseri açısından ayırıcı tanıda yüksek özgüllük ve pozitif prediktif değerleri ile serum DR-70 testi uygulanabilir bir biyomarker olarak değerlendirilmektedir.Anahtar Kelimeler : DR-70; meme kanseri; memede kitle; tümör belirteçleri OBJECTIVE. Breast cancer is the most frequent type of cancer among the female population caused mortality at most. The difference between early and advanced diagnosed tumor survival ratio is defined as 93% and 15% respectively. Thus, in order to provide early diagnosis, biomarker researchesamong all screening methods, has the highest diagnostic sensitivity and specificity, become more important. This study focuses on the importance of serum DR-70 researches over the discrimination of benign and malign breast lesions.METHODS. Totally 158 outpatient apply to Istanbul Medeniyet University Goztepe Training and Research Hospital Department of General Surgery Breast Surgery Clinic investigated as prospective study between the dates March 22nd, 2016 and September 22nd, 2016. In this study, patients are grouped by malign disease, benign disease and control group. All patients' DR-70 blood test results are evaluated as well as demographics, imaging techniques and routine CEA, CA 15-3 and CA 125 biomarkers. Patients, who need histopathologic diagnosis and breast lesion, were performed a biopsy. Besides, patients' who decided to be operated due to breast mass are evaluated in regard to the type of operation and pathology reports. Obtained parameters are investigated referring to serum DR-70 level.RESULTS. Among 158 patients, 39 patients are in malign group, 86 are in benign group and 33 are in control group. The highest serum DR-70 value in malign disease determined as statistically significant in comparison to other group of diseases (p=0,001). Regarding as evaluation results, to determine the malignancy, serum DR-70 cut-off value is calculated as 0,86 µg/mL. For this cut-off value, the ratio of diagnostic sensitivity, specificity, positive predictive value and negative predictive value equal to 43,59%, 90,91%, 85% and 57,7% respectively. In the meantime, there are non-significant relations determined in multivariable analysis in regard to serum DR-70 level together with size of tumour, existence of tumour necrosis, existence of triple negative carcinoma,T and N staging, existence of lymphovascular invasion, existence of perineural invasion, ER, PR, Allred scoring system, existence and ratio of in situ component, the ratio of Ki67, E-cadherin, CerbB2 and histological grade. Besides, it's observed that DR-70 is an independent factor in discrimination of malignancy. In comparison to control group, increased CA 15-3 and CEA values calculated as statistically significant in malign disease patient group; p=0,039 and p=0,019 respectively.CONCLUSION. Although studies involving a higher number of patients are needed, serum DR-70 test is considered to be a suitable biomarker, with high specificity and positive predictive values in differential diagnosis for breast cancer, in patients with breast masses.Keywords: DR-70; breast cancer; breast lesion; tumour markers
Collections