Antenatal ve erken postnatal hidronefroz tanısı alan hastaların izlemi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
GİRİŞ: Gebelikte rutin ultrasonografinin kullanımının yaygınlaşmasıyla antenatal dönemde tanı alan hidronefroz olgularının sayısı artmaktadır. Ancak bu hastaların postnatal dönemde izlemleriyle ilgili fikir birliği yoktur. Hidronefrozun şiddetinin belirlenmesinde hangi evreleme sisteminin kullanılacağı, klinik önemi olan hidronefrozların ve erken dönemde cerrahi gereksinimi olabilecek hastaların geçici hidronefrozlardan ayrımının yapılabilmesi takipte dikkat edilmesi gereken hususlardır. AMAÇ: Bu çalışmada amaç antenatal ve erken postnatal hidronefroz saptanan olguların klinik olarak değerlendirilmesi ve postnatal değerlendirme ve izlem tanımına katkıda bulunmak ve mevcut evreleme sistemleri arasında patolojik tanı saptama açısından karşılaştırma yapmaktır.GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışmayaOcak 2013-Ocak 2019 tarihleri arasında doğan, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Nefroloji polikliniklerine antenatal veya erken postnatal dönemde (ilk 2 ay) saptanan hidronefroz nedeniyle başvuran, düzenli ve en az 6 ay takibi olan, 6 yaş altı 180 hastadan dahil edilmiştir. Hastalar prospektif olarak toplanıp veriler retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Çalışmada hastaların postnatal birinci ay ultrasonografi bulguları, Ön arka çap, SFU ve UTD sistemlerine göre patolojik tanı öngörebilme açısından karşılaştırmaları, ileri görüntüleme tetkik sonuçları, üriner enfeksiyon sıklığı ve cerrahi gereksinim oranları değerlendirilmiştir.BULGULAR: Çalışmaya dahil edilen 180 hastanın %42'si non-patolojik tanı alırken, %21'inde üreteroplevik bileşke darlığı, %14'ünde vezikoüreteral reflü saptandı. Birinci ay ultrasonografide hem ön-arka çap sınıflama sistemine, hem de SFU sınıflama sistemine göre hidronefrozun şiddeti arttıkça obstruktif patolojilerin (en sık üreteropelvik bileşke darlığı) görülme sıklığının arttığı, VUR tanısının öngörülmesinde ultrasonografi bulgularının tahmin gücünün yetersiz olduğu görüldü. Ultrasonografideki parankim değişikliklerinin de (parankim incelmesi ve ekojenite artışı) hidronefroz şiddetinden bağımsız patolojik tanıyı desteklediği görüldü. Hidronefroz derecesinin her iki evreleme sistemine göre de artışıyla MAG-3 sintigrafinde obstruksiyon görülme ve cerrahiye gitme oranlarınla istatistiksel anlamlı artış görüldü (p<0,001). Patolojik tanılı olgularda idrar yolu enfeksiyonu ve tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu geçirme sıklıkları non-patolojik gruba göre anlamlı yüksek saptandı (p<0,001). Birinci ay USG bulgularına göre, patolojik tanı öngörme açısından ÖAÇ için %85,3 sensitivite, %71,3 spesifite; SFU için %94,1 sensitivite, %52,8 spesifite; UTD sınıflaması için ise %83,8 sensitivite, % 79,6 spesifite değerleri saptandı.SONUÇ: Postnatal USG bulgularının ayrıntılı değerlendirilmesi hastalığın seyri ve tanının patolojik olması yönünde bize fikir vermektedir. Hangi evreleme sisteminin kullanılması gerekliliği konusunda fikir birliği olmamasına rağmen hem pelvis ön arka çap verileri hem de kaliks genişlemesi, parankim etkilenim durumları, üreter ve mesane patolojilerini de içermesi bakımından patolojiyi öngörmede UTD sınıflama sistemi değerlidir. Introduction: The widespread use of prenatal ultrasonography has greatly enhanced detection of congnital genitourinary abnormalities.However, there is no consensus on the follow-up of these patients in the postnatal period. Which staging system will be used to determine the severity of hydronephrosis, and the distinction between hydronephrosis of clinical importance and patients who may need surgery in the early postnatal period are the issues to be considered in the follow-up. Objectives:The aim of this study is to contribute to the clinical evaluation of the cases with antenatal and early postnatal hydronephrosis, to contribute to the definition of postnatal evaluation and follow-up and to compare pathologic diagnosis between the existing staging systems.Materials and Methods:This study was performed between January 2013 and January 2019 and appliedto İstanbul Medeniyet University Göztepe Training and Research HospitalPediatric Nephrology Polyclinics for antenatal or early postnatal period (first 2months). 180 patients under 6 years of age were included. Patients werecollected prospectively and the data were evaluated retrospectively. In thisstudy, we compared the postnatal first month ultrasonographic findings, anteriorposterior diameter, pathological diagnosis according to SFU and UTD systems,advanced imaging results, frequency of urinary infection and surgicalrequirement rates.Results: Of the 180 patients included in the study, 42% had non-pathological diagnosis, 21% had ureteroplevic junction stenosis, and 14% had vesicoureteral reflux. In the first month ultrasonography, the incidence of obstructive pathologies (the most common ureteropelvic junction stenosis) increased with increasing severity of hydronephrosis compared to both anteroposterior diameter classification system and SFU classification system. Parenchymal changes on ultrasonography (parenchymal thinning and increased echogenicity) also supported pathologic diagnosis /independent of the severity of hydronephrosis. As the degree of hydronephrosis increased with respect to both staging systems, MAG-3 scintigraphy showed a significant increase in obstruction and surgery rates (p <0.001). The incidence of urinary tract infection and recurrent urinary tract infection was significantly higher in patients with pathologic diagnosis than the non-pathologic group (p <0.001). According to the USG findings at the first month, 85.3% sensitivity and 71.3% specificity were found for the prediction of pathological diagnosis; 94.1% sensitivity, 52.8% specificity for SFU; For UTD classification, sensitivity and specificity values were 83.8% and 79.6%, respectively.Conclusion:Detailed evaluation of postnatal USG findings gives us an idea about the course of the disease and the pathological diagnosis. Although there is no consensus on which staging system should be used, the UTD classification system is valuable in predicting the pathology in terms of both pelvic anterior posterior diameter data and calyx enlargement, parenchymal involvement states, ureter and bladder pathologies.
Collections