Memenin fibroepitelyal lezyonlarının malign tümörlerden ayırıcı tanısında multiparametrik meme MR incelemenin değeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Bu çalışmada memenin fibroepitelyal lezyonlarının malign meme kitlelerinden ayrımında MRG parametrelerinin tanıya katkısını araştırmayı hedefledik.Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesine 2016-2017 yılları arasında Radyoloji Kliniği Meme Polikliniğine başvuran hastalardan, fibroepitelyal lezyon tanı ve takipli 100 hasta ve meme kanseri tanısı alan 100 hasta, iki grup halinde toplam olarak 200 hasta olarak dahil edildi. Fibroepitelyal lezyon nedeniyle takipli 30 hasta histopatolojik tanısı olmaması nedeniyle, malign grupta ise 30 hasta net sınır gösteren kitle morfolojisi göstermemesi nedeniyle çalışma dışı tutuldu. Bu hastalardan her iki grupta da 70'er hasta ile çalışma grupları oluşturuldu. MR incelemeler Kliniğimizde var olan 1,5 Tesla MRG cihazında (GE Healthcare Signa HDi 1.5T) meme sarmalı ile pron pozisyonda dinamik kontrastlı meme MRG tetkiki yapılmıştır. Tüm incelemelerde aksiyel T1AG, aksiyel T2AG, sagital T2AG, DAG ve dinamik kontrastlı görüntüler alındı. DAG'ler b=0 ve b=850 değerleri kullanılarak elde edildi. Dinamik incelemelerde kontrastsız alınan görüntüleri izleyen, 0,1 mmol/kg kontrast madde (gadolinium preparatı) saniyede 3 ml hızla enjekte edildi. Aynı bölgeye yönelik art arda altı adet fazik seri görüntü elde edildi. Bulgular: Çalışmamızda her iki grupta da 70' er hasta ile çalışma grupları oluşturuldu. Çalışmamızda fibroepitelyal lezyonların, malign gruba göre anlamlı olarak daha genç yaşta, daha küçük boyutlarda, oval düzgün konturlu şekilde, daha yüksek ADC değeri, daha geç fazlarda kitle pik kontrast değerine ulaşma ve Tip 1 eğri paterni gösterdiğini saptadık.Sonuç: Sonuç olarak dinamik meme MRG malignite şüphesi olan kitlelerin benign fibroepitelyal lezyonların ayrımında tanıya katkı sağlamaktadır. Purpose: The purpose of this study is to determine the role of contrast enhanced magnetic resonance imaging in differentiation of fibroepithelial lesions of the breast from malignant masses.Materials and methods: We enrolled 100 cases of fibroepithelial lesions and 100 cases of malignant breast masses who came to Istanbul Education and Research Hospital between 2016-2017 to our study. In fibroepithelial group 30 patients excluded because of the lack of histologic diagnosis whereas in malignant group, demonstrating no mass morphology with margins was the exclusion criteria. We continue our study with 70 cases from each group. Magnetic resonance imaging was performed with 1.5 Tesla magnetic resonance imaging device (GE Medical Systems, Milwaukee, WI) in the prone position with the breast coil. Examination were done with T1WI, axial T2WI, sagittal T2WI, DWI and dynamic contrast enhanced series. Diffusion-weighted sequence, was obtained using b=0 s / mm², and b=850 s / mm² values. Findings: A total of 70 fibroepithelial lesions and 70 cases of malignant breast masses were included in our study. Evaluation of the findings revealed that fibroepithelial lesions were seen in younger ages, have lesser diameters, more oval non irregular forms, have higher ADC values, reaching peak contrast in later phases and showing type one contrast patern when compared to malignant lesions.Conclusion: In conclusion contrast enhanced magnetic resonance imaging has role in differentiation of fibroepithelial lesions from malignant lesions.
Collections