Gebelerde farklı bölgesel anestezi yöntemlerinin hemodinamik etkiler ve postoperatif analjezik tüketimi yönünden karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Çalışmamızı, ASA I-II grubunda, 15- 45 yaş grubunda, toplam 36 olgudagerçekleştirdik.I. gruptaki olgulara epidural aralığa18 ml % 0.05 izobarik bupivakainII. gruptaki olgulara spinal aralığa 2 ml % 0.05 hiperbarik bupivakainIII. gruptaki olgulara epidural aralığa 5 ml % 0.05 izobarik bupivakain,spinal aralığa 1.25 ml % 0.05 hiperbarik bupivakain uyguladık.Biz yaptığımız çalışmamızda sezaryen operasyonlarında spinal, epiduralve kombine spinal- epidural olmak üzere üç farklı rejyonel anesteziyöntemi uyguladık. Her üç grup hastaya da epidural kateter yerleştirerekpostoperatif dönemde epidural PCA ile tramadol hidroklorid uyguladık.Elde ettiğimiz değerleri kısaca gözden geçirdiğimizde, hastalarınhemodinamik ölçümleri kombine spinal epidural ve epidural grupta dahastabil seyretti. Sistolik, diastolik ve ortalama arter basınçlarında bu ikigrupta önemli değişiklik olmazken, spinal grupta ilk 15 dakika içindehipotansiyon gelişti. Kan basıncı değerleri düştü, istatistiksel olarakanlamlı idi (p< 0.05) .Yine kalp hızı değerlerindeki düşme, hipotansiyonla parelel seyretti.Kombine ve epidural grupta bariz değişiklik olmadı, spinal gruptabradikardi gelişti. Sonuçlar anlamlı idi (p< 0.05).Solunum parametrelerinde her üç grup arasında fark oluşmadı.Cilt ve uterus kesisi esnasında meydana gelen kan basıncı ve kalp hızıdeğişiklikleri spinal grupta istatistiksel olarak anlamlı iken (p<0.05),epidural ve kombine grupta ise farklılık anlamsızdı (p>0.05).Duyu ve motor blok gelişimi spinal ve kombine grupta ilk 5 dakika içinde ,epidural grupta ise ortalama 20 dakikada oluştu. Epidural grupta 5hastada motor blok hiç oluşmadı.Bebek apgar değerleri ve bebek arter- ven kangazı parametreleri(pH, PO2, PCO2, elektrolitler, HCO3, BE) değerlendirildiğinde gruplararasında hiç farklılık yoktu.Peroperatif ve postoperatif hasta memnuniyeti KSEA grubunda enyüksekti, bunu epidural grup takibetti. Spinal grupta ise en düşük olarakbulundu. Burada hastanın hemodinamisinin hızlı değişimiyle bulantı ?kusma ataklarının hastayı rahatsız etmesinin önemli bir faktör olduğunudüşünüyoruz.Postoperatif dönemde en çok analjezik ihtiyacı epidural grupta, en az isekombine grupta oldu. Yine total analjezi tüketimi en çok epidural grupta,en az da kombine grupta oldu.Postoperatif epidural PCA ile opioid kullanımına bağlı olarak en çok% 88.9 oranıyla ağız kuruluğu gözlendi. Bunu % 48.6 bulantı, % 18.2hipotansiyon, % 14.3 uyku hali, %11.8 titreme, %9.1 bradikardi, %8.8kusma izledi. Kaşıntı, solunum depresyonu ve nörolojik defisit hiçgözlenmedi. Postoperatif HKA ile epidural tramadol hidroklorid kullanımı da etkin biranaljezi sağlamıştır. Yan etkileri göz önüne alındığında en fazla ağızkuruluğu gözlenmiş olup, bu durumun daha çok klinisyenler tarafındanhastaların 24 saat boyunca oral alımının engellenmesine bağlı olduğukanısındayız.Sonuç olarak, kombine spinal epidural anestezi yöntemi sezeryanoperasyonlarında güvenle kullanılabilecek bir yöntemdir. Bu gruptahastaların hemodinamisi oldukça stabil seyretmiş, solunum parametrelerideğişmemiş, bebek üzerinde olumsuz hiçbir etkisi gözlenmemiş oluppostoperatif dönemde de hasta memnuniyeti en yüksek bulunmuştur ...
Collections