Charlson komorbidite indeksinin akut pulmoner emboli ciddiyeti ve prognozu ile ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Pulmoner emboli (PE) görece sık karşılaşılan bir kardiyovasküler acil durumdur. Charlson Komorbidite Indeksi(CCI) skoru, çoklu komorbiditelerden kaynaklanan hastalık yükünün bir ölçütüdür. Çalışmamızdaki amacımız koroner yoğun bakım ve iç hastalıkları kliniklerinde takip edilen pulmoner emboli hastalarında Charlson komorbidite indeksi ile tespit edilen komorbid durumların hastalığın ciddiyeti ve kısa dönem prognozu ile ilişkisini ortaya koymaktır.Materyal – metod: Çalışmamıza, Eylül 2017 – Ağustos 2018 tarihleri arasında İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi acil servisine nefes dalığı, senkop, göğüs ağrısı şikayetleri ile başvuran ; fizik muayene , laboratuvar , ekokardiyografi ve BT angiografi sonucunda pulmoner emboli tanısı konulmuş toplam 85 hasta (36 E, 49 K; ort yaş 62.7±17.5 yıl) dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen hastaların tümünden ayrıntılı anamnez alındı. Özgeçmiş ve soygeçmişindeki bütün özellikler kaydedildi. Eşlik eden tüm hastalıkları kaydedildi. Hastalar başvuru anında Avrupa Kalp Cemiyeti 2014 klavuzundaki bilgiler doğrultusunda, şok-hipotansiyon varlığına göre yüksek riskli (23 hasta, 12 E, 11 K; ort yaş; 67.0± 15.1 yıl) (Grup 1) ve düşük-orta riskli (62 hasta, 24 E, 38 K; ort yaş: 60,5±18,3 yıl) (Grup 2 ) olarak ayrıldı. Tüm hastaların yaş aralığı 18-99 arası idi. Çalışma kesitsel bir çalışma olup mevcut çalışma sürecinde ki hasta seçimi rastgele yapıldı.Hastaların yatış anında tespit edilen mevcut hastalıkları ve yatış tanıları CCI skor sisteminde bulunan 19 çeşit tanı gruplarına göre ayırt edildi ve bu tanı gruplarına denk gelen puanların toplamı CCI skoru olarak belirlendi. Tanı gruplarının kapsadığı alt tanılar, çalışmaya alınan bütün hastaların anamnezi, epikrizi, tanı için kullanılan görüntüleme ve girişimsel radyolojik raporları, laboratuvar sonuçları, patoloji raporları objektif olarak değerlendirilip kesinleştirildi.Hastaların yatış süresi boyunca komplikasyonlar ve hastalığın gidişatı açısından yakın takip edilmesi yanı sıra taburcu olduktan sonra da 3-6 ayda telefonla aranarak hastalardan bilgiler elde edildi. Tekrar pulmoner emboli/aktif DVT geçirip geçirmediği, yaşam kalitesi, tekrar hastaneye yatışının olup olmadığı, exitus olup olmadığı şeklinde bilgiler elde edildi. Bulgular: CCI ve PESI skorları yüksek riskli grupta anlamlı yüksek saptandı (p=0,008; p<0,001). Taburculuk sonrası yüksek riskli gruptaki hastaların orta-düşük riskli gruba kıyasla anlamlı olarak daha fazla hastaneye yatış gerekliliği olduğu gözlendi (%63.6'ya karşın %29,2 p=0.05). Bununla birlikte hastalar CCI skoruna göre orta ve yüksek olarak ayrıldığında takiplerde mortalite bu hastalarda anlamlı olarak yüksek bulundu (CCI yüksek hastaların %54 'ünde, orta olan hastaların %38,9 'unda). CCI skorunun PESI ile anlamlı olarak yüksek korelasyon gösterdiği bulunmuştur. Yine CCI skorunun da bir değişkeni olan yaş ile yüksek korelasyon gösterdiği bulundu(r=0,75 , p<0,001). Sonuç: CCI skoru hemodinamisi bozulmuş yüksek riskli akut pulmoner emboli hastalarında anlamlı olarak yüksek olup pulmoner embolinin ciddiyetini düşündüren parametrelerle anlamlı ilişki göstermektedir. CCI skoru daha yüksek hastalar bu hastalık sürecinde daha fazla mortalite ile sonuçlanabilir. PESI skoru gibi CCI skoru da bu hastalarda hastaya tanı ve tedavi yaklaşımında değeri olabilir. Bu durum bize hastalığın tanı ve tedavisi sürecinde bilinen tanı ve tedavi yöntemleri yanında komorbid durumların da dikkate alınması gerektiğini düşündürmektedir. Anahtar kelimeler : Charlson komorbidite indeksi, prognoz, Pulmoner emboli. ABSTRACTObjective: Pulmonary embolism (PE) is a relatively common cardiovascular emergency. The Charlson Comorbidity Index (CCI) score is an established criterion for the disease load originating from the multiple comorbidities. In this study, our objective was to demonstrate the correlation between the severity of the disease, short-term prognosis and the Charlson comorbidity index, which was measured in PE patients followed up in the coronary intensive care units and internal medicine clinics. Materials and methods: A total of 85 patients, who applied with the complaints of dyspnea, syncope, and chest pain to the intensive care department of the Istanbul Training and Research Hospital between September 2017 and August 2018 and were diagnosed with pulmonary embolism after the physical, laboratory, echography and CT angiography examinations, were included in our study. Thirty-six of them were males and forty-nine females. Their mean age was 62.7±17.5 years. A detailed anamnesis was obtained from each patient and all medical and familial characteristics were recorded along with the comorbidities. At admission, the patients were grouped as high-risk patients (n=23; 12M/11F; mean age: 67.0± 15.1 years) (Group 1) and low and moderate-risk patients (n=62; 24M/38F; mean age: 60.5±18.3 years) (Group 2) according to the presence of shock-hypertension as described in the guideline of the European Heart Association (2014). The age range of patients was between 18 and 99 years. The study had a cross-sectional design and the patients were selected by a randomization method. The morbidities at admission and admission diagnosis were defined according to the 19 diagnosis groups of the CCI scoring system and the sum of the scores corresponding to these diagnosis groups were recorded as CCI score. The sub-diagnoses compromised by the diagnosis groups, anamnesis and epicrisis of all participating patients, imaging and interventional radiology reports used for the diagnosis, laboratory results and pathology reports were objectively evaluated and confirmed. Data related to the complications encountered during the hospitalization and information after the discharge, which was collected via phone calls in the 3rd and 6th months, were recorded. Information related to the recurrence of pulmonary embolism/active DVT, changes of quality of life, re-hospitalization and death were questioned. Results: The CCI and PESI scores were also significantly higher in the high-risk group (p=0.008; p<0.001 respectively). We observed that the hospitalization rate was significantly higher in the high-risk group compared to the low and moderate group (63.6% vs 29.2%; p=0.05). However, the classification of patients as `moderate` and `high` according to CCI scores revealed that mortality was significantly higher in the high score group compared to the moderate score group (54% vs 38.9%). We also found out that CCI score had a significantly strong correlation with PESI. It showed also a significant correlation with the age, which is also a variable of CCI score ( r=0.75; p<0.001). Conclusion: CCI score was significantly higher in high-risk PE patients with impaired hemodynamics and had a significant correlation with parameters related to the severity of pulmonary embolism. The mortality rate might be higher among patients with high CCI scores. Like CCI score, PESI score can also be helpful during the diagnostic and therapeutic approach to these patients. In the light of these findings, we suggest that during the diagnosis and treatment process of the disease, comorbidities should be taken into consideration along with the known diagnosis and treatment methods. Key words: Charlson comorbidity index , prognosis, Pulmonary embolism.
Collections