Artroskopik olarak onarılabilen masif rotator manşet yırtıklarındaki biseps patolojilerininradyolojik ölçümlerle ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Bu çalışmada artroskopik olarak onarılabilen masif rotator manşet yırtıklarındaki biseps patolojilerinin radyolojik ölçümlerle ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır.Yöntem: Kesitsel tipteki bu çalışma, Aralık 2015- Aralık 2018 tarihleri arasında Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği'nde omuz artroskopisi yapılan ve araştırmaya kabul edilme kriterlerini karşılayan (onarabilen izole supraspinatus yırtığı olan hastalar, omuz instabilitesi olmayan, ileri omuz artrozu olmayan, ek omuz patolojisi olmayan) 145 hastadan oluşmaktadır. Artroskopi sırasında saptanan biseps patolojileri 4 grup halinde sınıflandırılarak değerlendirildi. Grup-1 biseps patolojisi yok ya da biseps tendiniti, grup-2 biseps dejenerasyonu/yırtığı, grup-3 biseps instabilitesi/dislokasyonu, grup-4 ise biseps rüptürü olan hastalardan oluşmaktadır. Araştırmacı tarafından literatür taranarak oluşturulan anket formu hasta dosyalarından, ameliyat notlarından, hastaların preoperatif MR görüntüleri ve omuz direkt grafileri üzerinden yapılan ölçümlerle (humerus başının superiora yönelimi, korakohumeral mesafe, akromio humeral mesafe, kritik omuz açısı, akromial indeks, humerus başı ve glenoid üst-alt çap oranı) retrospektif olarak doldurulmuştur. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hastaların 89'u kadın (%61,4), 56'sı erkekti (%38,6). Lezyonların %65,5'i sağ kolda, %34,5'i sol koldaydı. Hastaların tümünde onarılabilen edilebilen masif supraspinatus yırtığı vardı. Hastaların %29'unda biseps rüptürü, %28,3'ünde biseps dejenerasyonu/yırtığı, %22,1'inde biseps patolojisi yok/ biseps tendiniti, %20,7'sinde biseps instabilitesi/dislokasyonu vardı. Grup 4'teki hastaların grup 2'deki hastalara göre istatistiki olarak anlamlı bir şekilde daha yüksek SHY mesafesine (p=0,012), grup 2'deki hastaların ise grup 4'teki hastalara göre istatistiki olarak anlamlı bir şekilde daha yüksek KH mesafesine sahip olduğu tespit edildi (p=0,042). Yapılan diğer ölçümlerde gruplar arasında anlamlı bir farklılık saptanmadı. Kritik omuz açısı ile akromial indeks arasında pozitif yönde ve orta düzeyde (rs=0,532; p<0,001), korakohumeral mesafe ile akromiohumeral mesafe arasında ise pozitif yönde, zayıf düzeyde ancak istatistiki olarak anlamlı ilişkiler saptandı (rs=0,199; p=0,016). Sonuç: Humerus başının süperiora yönelimi biseps rüptürüyle anlamlı ilişkisinin olması biseps uzun başının baş bastırıcı fonksiyonun olduğunu açıkça göstermiştir. Ayrıca biseps uzun başının humerus başının aneteriora kaymasına da engel olduğu korakohumeral mesafe ölçümlerinin anlamlı ilişkisiyle gösterilmiştir. Objective: The aim of this study is to investigate the relationship of biceps pathologies in arthroscopically repaired massive rotator cuff lacerations with radiological measurements.Method: This cross-sectional study consisted of 145 patients who underwent shoulder arthroscopy between December 2015-December 2018 at Konya Necmettin Erbakan University Meram Faculty of Medicine Orthopedics and Traumatology Clinic and met the criteria (patients with repairable isolated supraspinatus tear, no shoulder instability, no high grade shoulder arthrosis,no other shoulder pathologies) for admission to the study. The biceps pathologies detected during arthroscopy were classified into 4 groups and evaluated. Group-1 consists of patients with no biceps pathology or biceps tendinitis, group-2 has biceps degeneration/tear, group-3 has biceps instability/dislocation, and group-4 has biceps rupture. The questionnaire created by the researcher by scanning the literature was filled in retrospectively with measurements made from patient files, surgery notes, preoperative MRI images of patients and shoulder (superior migration of humerus head, coracohumeral distance, acromiohumeral distance, critical shoulder angle, acromial index, humerus head, and glenoid upper-lower diameter ratio) direct charts. Results: Of the patients included in the study, 89 were female (61.4%) and 56 were male (38.6%). 65.5% of lesions were in the right arm and 34.5% were in the left arm. All of the patients had massive supraspinatus lacerations that could be repaired. 29% of patients had biceps rupture, 28.3% had biceps degeneration/rupture, 22.1% had no biceps pathology/ biceps tendinitis, and 20.7% had biceps instability/dislocation. Patients in group 4 had a statistically significantly higher she distance (p=0,012) than patients in group 2, and patients in group 2 had a statistically significantly higher CH distance (p=0,042) than patients in group 4. There was no significant difference between the groups in the other measurements. There were weak but statistically significant relationships between critical shoulder angle and acromial index in a positive and moderate level (rs=0.532; p<0.001) and between coracohumeral distance and acromiohumeral distance in a positive direction (rs=0.199; p=0.016).Conclusion: The significant association of superiora migration of the humerus head with biceps rupture clearly indicated that the head suppressing function of the biceps long head was evident. Coracohumeral distance measurements showed that the long head of the biceps also hinders the shift of the head of the humerus to the anterior.
Collections