Bipolar affektif bozukluk ve major depresif bozukluk tanısı alan hastalarda dürtüsellik ve klinik özelliklerle ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş: Bipolar bozuklukta dürtüsellik, özellikle hastalığın manik dönemlerinde, bir çekirdek belirti olarak iyi anlaşılmış olmasına karşın remisyon dönemine ait bilgilerimiz sınırlıdır. Major depresif bozukluklu (MDB) hastalarda dürtüselliğin bir kişilik özelliği olarak ele alınıp araştırıldığı az sayıda çalışma ise bu konuda tartışmaya açık bilgiler sunmaktadır. Biz bu çalışmada, BAB ve MDB tanısı ile takip edilen ötimik dönemdeki hastaları dürtüsellik düzeyleri ve dürtüselliğin klinik özelliklerle ilişkisi açısından değerlendirmeyi amaçladık.Yöntem: Çalışmaya 60 bipolar bozukluklu, 50 major depresyonlu hasta ile sosyodemoğrafik açıdan uyumlu 50 sağlıklı birey dahil edildi. Dürtüsellik, BIS–11 ve Mizaç-Karakter envanterinin dürtüsellik alt ölçeği ile değerlendirildi. Klinik özellikler hasta kayıtlarından, hastalarla ve onların birinci derece yakınları ile yapılan görüşmelerden elde edildi. Hasta grubunda remisyon Hamilton Depresyon ölçeği ve Young Mani ölçeği kullanılarak değerlendirildi. Klinik gruptaki tüm katılımcılar çalışma sırasında remisyonda idi.Bulgular: Bipolar bozukluklu olgular tüm dürtüsellik alt skalalarında unipolar bozukluklu olgular ve sağlıklı kontrollerden daha yüksek skorlar aldılar. Unipolar olgular ise plansızlık alt skalası dışında tüm dürtüsellik alt skalalarında kontrol grubundan daha yüksek skorlara sahipti. Bipolar olgularda dürtüsellik intihar girişimi, saldırganlık, karma atak varlığı, baskın polarite, ve epizod sayısı ile ilişkili iken unipolar olgularda başlıca eğitim düzeyi ile ilişkili idi. Her iki hasta grubunda da dürtüsellik skorları yaş, cinsiyet, sosyoekonomik düzey, hastalık başlangıç yaşı ve hastalık süresi ile ilişkili değildi.Sonuç: Çalışmamız dürtüselliğin bipolar bozuklukta saldırganlık, karma atak varlığı, baskın atak tipi gibi gibi bazı klinik özellikler bağlamında farklılaşabildiğini göstermektedir. Dürtüselliğin unipolar depresyonlu bireylerde eğitimden ciddi anlamda etkilenmesi de dikkat çekicidir. Ayrıca bulgularımız duygudurum bozukluklarında önemli bir mortalite nedeni olan intihar davranışı ile dürtüsellik arasında, literatürde sıklıkla üzerinde durulan yakın ilişkiyi de desteklemektedir. Ancak bulgularımız daha geniş örneklem gruplarında uzun vadeli diğer çalışmalarla desteklenmelidir. Introduction: Increased impulsivity is a diagnostic feature of mania in bipolar disorder. However, it is unclear whether increased impulsivity is also a trait feature of BD and therefore present in remission. On the other hand, only few studies have investigated impulsivity in the euthymic phase of unipolar affective disorders, yielding diverging results. We have investigated relationships between trait-like impulsivity and demographic and illness-course characteristics of bipolar and unipolar disorder.Method: We measured impulsivity using the Barratt Impulsiveness Scale (BIS-11) and Impulsivity subscale of Temperament and Character Inventory in 60 bipolar patients, 50 major depressive patients and 50 demographically matched healthy volunteers. Clinical features were assessed in all participants using the patient records and structured interviews with the patients and their family. The clinical remission was defined using the Hamilton Depression Rating Scale and the Young Mania Rating Scale. Participants in clinical groups were euthymic, and participants in the control groups were screened for psychopathology.Results: BIS-11 total, motor, attentional and non-planning scores were higher in bipolar disorder than in major depressive disorder and comparison subjects. All BIS-11 scores, except of non-planning, were higher in unipolar disorder than in comparison subjects. BIS-11 scores were associated with more frequent episodes of illness, a history of suicide attempts and violence, the presence of mixed episode, predominant polarity in bipolar subjects while were associated with predominantly education in depressed subjects. There was no association between impulsivity and age, gender, socioeconomic level, age at onset, duration of illness in both clinical groups.Conclusion: Our study indicates that impulsivity may be differentiated in the context of some clinical features such as aggression, the presence of mixed episodes, the dominant type of episodes in bipolar disorder. Unipolar depressed individuals seriously was impulsivity affected by education is striking. In addition, our findings support the close relationship between suicidal behavior that is a major cause of mortality in mood disorders and impulsivity. However, our findings should be supported by other studies with larger sample groups.
Collections