Premenapozal kadınlarda myoma uteri gelişimi üzerinde visseral- trunkal yağ oranı ve insülin direncinin etkisinin değerlendirmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
AMAÇ: Myoma uteri reprodüktif çağdaki kadınlarda en sık rastlanan tümördür ve myometriyumun düz kas hücrelerinden köken alır . Patogenezi net olarak anlaşılamasa da obezite, östrojen ve progesteron etkisi suçlanan faktörler arasındadır . Obezite günümüzün en önemli sağlık problemlerindendir. Tüm dünyada ve ülkemizde sıklığı giderek artmakta ve önemli halk sağlığı sorunu haline gelmektedir. Obezite vücutta sağlığı bozacak boyutta ve aşırı düzeyde yağ birikimidir . Çoğu çalışmalar myoma uteri ile artan vücut kitle indeksi (VKİ) arasında ilişki olduğunu söylemektedir. Bunun muhtemel mekanizmalarından biri artan yağ dokusu kitlesine bağlı olarak artan aromataz aktivitesinin östrojen üretimini arttırmasıdır. Östrojenin 2/3' ü yağ hücrelerinde üretilir . Yağ hücresi ne kadar fazlaysa o kadar çok östrojen üretilir. Abdominal obezite ile insülin direnci arasında ilişki olduğunu ve abdominal obezitesi olanların büyük çoğunluğunda insülin direnci olduğu da bilinmektedir. Bununla birlikte literatürde visseral veya trunkal yağ oranı ve insulin direncinin myoma uteri gelişimi üzerine etkisinin araştırıldığı bir çalışma bulunmamaktadır. Biz bu çalışmada premenapozal kadınlarda myoma uteri gelişimi üzerinde visseral- trunkal yağ oranı ve insülin direncinin etkisini araştırmayı amaçladık.GEREÇ VE YÖNTEM: Bu çalışma prospektif bir çalışma olarak planlandı. Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğine Ocak-Mayıs 2012 tarihleri arasında başvuran, myoma uteri tanısı almış 100 hasta ve kontrol grubu olarak hasta grubu ile benzer klinik özelliklere sahip myomu olmayan 50 kadın çalışmaya alındı. Olguların andropometrik ölçümleri (boy, kilo, VKİ, bel çevresi, biyoelektriksel impedans yöntemi ile visseral ve trunkal yağ oranları) , hormonal ve biyokimyasal değerlendirmeleri yapıldı. İstatistiksel analizler için SPSS, 16.0 programı kullanıldı.BULGULAR: Myoma uteri tanısı almış 100 hasta ve benzer özelliklere sahip myomu olmayan 50 hasta incelendi. Kontrol grubunun ortalama yaşı 42.88±6.45 ve hasta grubunun yaş ortalaması 42.88±6.45 yıldı. Kontrol grubunun visseral yağ oranı %11±3.52 hasta grubunun visseral yağ oranı %12.03±3.85 olarak hesaplanmış olup istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu (p=0.116) . Kontrol grubunun trunkal yağ oranı %40.29±8.8 hasta grubunun trunkal yağ oranı %44.04±6.87 olarak hesaplanıp istatistiksel olarak anlamlı derecede hasta grubunda daha yüksek saptanmıştır (p=0.005). Kontrol grubun bel çevresi 103.4±12 cm hasta grubun bel çevresi 108±12 cm olarak hesaplanıp istatistiksel olarak anlamlı derecede hasta grubunda daha yüksek saptanmıştır(p= 0.013) . HbA1c ortalaması kontrol grubunda 5.17±0.63 hasta grubunda ise 5.67±0.61 olup hasta grubunda istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu(p<0.001) . HDL-K ortalaması kontrol grubunda 57.72±16.27mg/dl hasta grubunda 49.39±12.49mg/dl olup hasta grubunda istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha düşük bulundu(p=0.001) . Tek değişkenli istatistiksel analizler sonucunda myom oluşumu üzerinde etkili olan veya etkili olabileceği düşünülen risk faktörleri bir araya getirilerek myom oluşumunda en fazla belirleyiciliği olan risk faktörlerini tespit etmek amacıyla yapılan çoklu değişkenli lojistik regresyon analizinde myom oluşumu üzerine HbA1c'nin yüksekliğinin etkili olduğu görüldü.SONUÇ: Çalışmamızda hasta grubunun bel çevresi, trunkal yağ oranı ve HbA1c düzeyleri kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. HDL-K düzeyleri ise hasta grubunda istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur. Myom gelişimi üzerine etkili olan risk faktörleri araştırıldığında ise HbA1c yüksekliğinin myom gelişimi için bir risk faktörü olduğu saptanmıştır. Bununla birlikte visseral yağ oranı, trunkal yağ oranı, açlık plazma glukozu veya insülin direncinin myom gelişimi üzerinde etkili olmadığı sonucuna varılmıştır. Hasta grubumuzda trunkal yağ doku oranının yüksek bulunması bu dokuda artmış aromataz aktivitesi nedeni ile östrojen üretiminin daha fazla olduğunu, ve trunkal yağ oranı yüksekliğinin myom riskini artırdığı sonucunu desteklemektedir. Bu sonuç aynı zamanda aromataz aktivitesinin zayıf olduğu visseral yağın myom gelişimi üzerinde etkisinin olmamasını da açıklayabilir. Çalışmamız myomlu hastalarda visseral ve trunkal yağ oranının değerlendirildiği ilk çalışma olması nedeniyle önemlidir. Literatürdeki çalışmaların sonuçları arasındaki tutarsızlıklar nedeni ile myom uteri gelişimi üzerinde etkili metabolik parametrelerin değerlendirildiği ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. PURPOSE: Myoma uteri, is the most commonly observed tumour type in women of reproductive age and origins from the smooth muscle cells of myometrium1. Obesity, estrogen and progesteron effect are of the factors accused, while the pathogenesis is not clearly understood2. Obesity is one of the most current health problems. Its frequency in the our caountry and in the world is increasing day by day, making the topic a public health problem. Obesity is the extreme deposition of fat in a rate to threaten health3. Most research declare the relation between myoma uteri and the incresing body mass index (BMI) . One of the possible mechanisms of that is the increase in estrogen production by the increasing aromatase activity due to the increasing fat tissue mass. 2/3 of the estrogen is produced in fat cells4. More are the fat cells, more estrogen is produced. It is also known that there is a relationship between abdominal obesity and insulin resistance, and that insulin resistance is mostly present in patients with abdominal obesity. No research about the effect of visceral or truncal fat rate and insulin resistance on myoma uteri progression has been found in the literature. In this study, we aimed to study the effect of visceral- truncal fat rate and insulin resistance on the myoma uteri progression in premenauposal women.MATERIALS AND METHODS: This study was planned prospectively. 100 patients, who have been applied to the Gynaecology Department of Ankara Ataturk Training and Research Hospital with myoma uteri diagnosis between January-May 2012, and 50 control patients who had no myomas and who had the similar properties with the patient group were included in the the study. The antropometric measures of the cases (height, weight, BMI, waist circumference, visceral and truncal fat rates) , the hormonal and biochemical evaluations were made. SPSS 16.0 programme was used for statistical analysis.RESULTS: 100 patients with myoma uteri diagnosis and 50 patients with similar properties, but without myomas were evaluated. The average age was 42.88±6.45 for the control group and 42.88±6.45 for the patient group. The visceral fat rate for the control group was 11±3.52%, while it was 12.03±3.85%in the patient group, and this result was statistically insignificant (p=0.116) . The truncal fat rate for the control group was 40.29±8.8 %, while it was 44.04±6.87%in the patient group and this measurement was statistically significantly higher for the patient group (p=0.005) . The waist circumference was measured as 103.4±12 cm for the control group, while it was 108±12 cm for the patient group, and this measurement was statistically significantly higher for the patient group (p= 0.013) . The mean HbA1c in the control group was 5.17±0.63, while it was 5.67±0.61 in the patient group and the difference was statistically significant in the patient group (p<0.001) . The mean HDL was 57.72±16.27mg/dl in the control group, while it was 49.39±12.49mg/dl in the patient group, the mean value was statistically significantly low for the patient group (p=0.001) . Using univariate statistical analysis, the risk factors that are effective, or thought to be effective on myoma progression were brought together and a multivariate logistic regression analysis was carried out, and it was found that the high level of HbA1c was effective on myoma formation.CONCLUSION: In our study, the waist circumference, truncal fat rate and HbA1c levels of the patient group were found significantly higher than the control group. The HDL levels were significantly lower in the patient group. Higher HbA1c levels were found to be a risk factor for myoma progression, when risk factors affecting myoma progression were evaluated. It was concluded that; the visceral fat rate, truncal fat rate, prebrandial serum glocose or insulin resistance had no effect on myoma progression. The high trunkal fat tissue rate in the patient group supports the result that estrogen production is more in this tissue because of the high aromatase activity, and that increased truncal fat tissue rate increases the risk for myomas. This result can also explain the visceral fat, in which the aromatase activity is low, has no effect on myoma progression. Our study is important, because it is the first study that evaluates the visceral and truncal fat rates in patients with myomas. The metabolic parameters effective on myoma uteri progression should be supported by future research, because of the inconsistency in the literature.
Collections