Preeklampsi patogenezinde plasental lipid peroksidasyon hasarının incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
VI. ÖZET Lipid peroksidasyonu normalde tüm hücre ve dokularda düşük düzeyde gerçekleşen kimyasal bir olaydır ve doymamış yağ asitlerinin lipid peroksitler gibi ana ürünlere ve bir dizi sekonder metabolite oksidatif çevrimini içerir. MDA lipid peroksidasyonun son ürünü olup, lipid peroksitlerin bir göstergesi olarak kullanılır. Oksijen radikallerinin plasental doymamış yağ asitleri ile reaksiyonu lipid peroksitlerin üretiminde artışa neden olur. Son yapılan çalışmalarda endotelyal hücre hasarının preeklampsinin erken döneminde gözlenen bir patoloji olduğu ve endotelyal hücre bozukluğunun bu hastalıkta ortaya çıkan patofızyolojik değişikliklerin çoğundan sorumlu olduğu saptanmıştır. Bu çalışmalardan elde edilen bulgularda lipid peroksitlerin hem doku düzeylerinin hem de üretim hızlarının preeklamptik plasentalarda belirgin derecede yüksek olduğu görülmektedir. Bu çalışmada preeklamptik plasentalarda artmış lipid peroksidasyon aktivitesi ve preeklampsi arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı amaçladık. 11 normal, 10 preeklamptik plasentada MDA düzeyleri ölçülmüş ve MDA düzeylerini preeklamptik plasentalarda ortalama 0.836 ± 0.511 nmol/mg protein, normal plasentalarda ise ortalama 0.086 ± 0.056 nmol/mg protein bulunmuştur. Sonuçların istatistiksel olarak değerlendirilmesinde preeklamptik gruptaki plasentaların MDA düzeylerinde anlamlı bir yükselme (p < 0.01) olduğu gözlenmiştir. Preeklampside terapötik etkilerini araştırmak üzere farklı antioksidanlarla yeni araştırmaların yapılmasının uygun olacağı görüşündeyiz. 44 VII. SUMMARY Lipid peroxidation is a process normally occurring at low levels in all cells and tissues. It involves oxidative conversion of unsaturated fatty acids to primary products known as lipid peroxides and a variety of secondary metabolites. MDA, an end product of lipid peroxidation was used as an indicator of lipid peroxides. The interaction of the oxygen radicals with the placental polyunsaturated fatty acids could then lead to increased placental production of lipid peroxides. There is increasing evidence that endothelial cell injury is an early feature of preeclampsia and that endothelial cell dysfunction may account for most of the pathophysiologic changes of this disease. Recent findings indicate that both the tissue levels and production rate of lipid peroxides are significantly higher in preeclamptic placentas. In this study our purpose was to investigate the relationship between increased lipid peroxidation activity and preeclampsia in preeclamptic placentas. Therefore MDA levels were measured in 1 1 healthy and 1 0 preeclamptic placentas. Mean MDA levels were found 0.836 ±0.511 nmol/mg protein in preeclamptic placentas and 0.086 ± 0.056 nmol/mg protein in normal, healthy placentas. In conclusion MDA levels of preeclamptic placentas were significantly higher than normal placentas (Student's t test p < 0.01). We propose that further studies should be performed with different antioxidants in order to investigate their therapeutic effect on preeclampsia. 45
Collections