Zihinsel özürlü yuva çocuklarında hepatit B seroprevalansı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Son yıllarda tüm dünyada %95'i gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere 300 milyon kişinin HBV taşıyıcısı olduğu hesaplanmaktadır. Ülkemizde de yaklaşık 3 milyon civarında kronik HBV taşıyıcısı olduğu talimin edilmektedir. HBV infeksiyonlan asemptomatik formdan, akut hepatit ve ciddi kronik karaciğer hastalıklarına kadar birçok farklı tablo oluşturabilmektedir. HBV'nün başta zihinsel özürlü çocuk bakımevleri olmak üzere çocukların toplu olarak bulunduğu kurumlarda çocuklar arasında bulaştığı gösterilmiştir. Çalışmamızda Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Saray Çocuk Yuvası'nda kalan zihinsel özürlü 164 olguda ve aynı yuvada kalan sağlıklı 53 olguda HBV belirleyicileri çalışıldı. Çalışma grubu olarak alınan zihinsel özürlü çocukların 84'ü erkek, 80'i kız, yaş ortalaması 15.3+4.1 yıl, yuvada kalma süresi ise 5.6+1.7 yıl olarak tespit edildi. Zihinsel özürlü çocuklar ile kontrol grubunu oluşturan, aynı yuvada kalmakta olan sağlıklı çocukların uygun olarak karşılaştırılabilmesi için kontrol grubuna uyumlu sayı, yaş ortalaması ve yuvada kalma süresine sahip 7-13 yaş grubundaki zihinsel özürlü 48 olgu ayrı olarak gruplandırıldı. 7-13 yaş zihinsel özürlü çocuk grubunda 24 kız, 24 erkek, yaş ortalaması 9.7+2, yuvada kalma süresi ise 4.5±1.6'dır. Kontrol grubu olgularının 32'si erkek, 21 'i kız, yaş ortalamaları 9.98+1.5, yuvada kalma süreleri 4.01+1.2 yıldır. Zihnsel özürlü olguların tümünde HBsAg pozitifliği %11.6, HBV seroprevalansı %66.3'tür. 7-13 yaş grubu zihinsel özürlülerde ise HBsAg pozitifliği %10.4, HBV seroprevalansı %68.7'dir. Kontrol grubunda HBsAg 46pozitifliği %5.6, HBV seroprevalansı %33.9'dur. Çalışma grubundaki HBsAg oranı kontrol grubuna göre rakamsal olarak daha yüksek olmasına karşın bu yükseklik istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Bununla birlikte çalışma grubunun seroprevalans oram kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur(p=0.0009). Zihinsel özürlü yuva çocuklarında seroprevalans pozitifliği açısından her iki cins arasında anlamlı bir fark bulunmadı(p=0.56). Ancak HBsAg pozitifliği zihinsel özürlü erkek olgularda kız olgulara göre yüksek bulundu (p=0.03). Kız olgularda ise anti-HBs pozitifliği oluşturma oram anlamlı şekilde yüksektir(p=0.05). Yuvada kalan zihinsel özürlülerde ve sağlıklı çocuklarda yuvada kalma süresinin artması ile birlikte HBV seroprevalans oranlan ilk beş yıl içinde anlamlı olarak yükselmektedir. Yuvada kalma süresi 5 yıl ile üzeri olan olgularda her iki grupta da, yuvada kalma sürelerinin HBV seroprevalans oranlarına etkisi yoktur. Ancak yuvada 5 yıldan az kalanlardaki HBV seroprevalans oram, çalışma grubunda kontrol grubuna göre anlamlı şekilde yüksektir (p=0.002). Çalışma ve kontrol grubu olgularındaki seroprevalans oranlan kendi içlerinde yaş gruplan arasında karşılaştırıldığında anlamlı bir fark yoktur (p=0.57,p=0.85). Bununla beraber çalışma grubunda yaşlan 10 yıl ve daha küçük olanlarda HBV seroprevalans oram kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksektir (p=0.008). Sonuçlarımız çocuk yuvalan gibi toplu yaşanılan kurumlarda kalanlarda HBV'ü karşılaşma riskinin daha fazla olduğunu göstermiştir. Toplu olarak yaşamanın getirdiği risklere ilaveten bu kurumlarda yaşayan bireylerin zihinsel özürlü olması HBV ile karşılaşma oranım aynı ortamda kalan sağlıklı çocuklara göre daha belirgin bir şekilde yükseltmektedir. Bu 47yuvalardaki HBV infeksiyonu riskini azaltmak için bu kurumlarda çalışan personel eğitilmeli, genel ve kişisel bakım şartlan düzeltilmeli, personel ile çocuklar HBV belirleyicileri yönünden araştırılıp gerekli olanlar aşılanmalıdır. Çalışmamız sonucunda, Çocuk Yuvası yönetimine; bu tür kurumlarda HBV ile karşılaşma riskinin çok yüksek olduğunu, yuvada bu yönde önlemler alınması gerektiğini ve henüz HBV ile karşılaşmamış olguların aşılanmasının uygun olacağım bildirdik. 48
Collections