Memenin invaziv duktal karsinomlarında c-erbB-2 onkogenin immünohistokimyasal analizi, prognostik faktörlerle birlikteliğinin karşılaştırılması ve önemi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET 1980'li yıllardan itibaren moleküller biyoloji alanındaki gelişmelerle birlikte tümör vakalarında prognostik bilgi veren morfolojik özelliklerin yanısıra tümör marker'larının ve son zamanlarda onkogenler üzerinde durulmaktadır. İnvaziv duktal karsinomlarda kullanılan onkogenlerden biri de c-erbB-2'dir ve bir hücrenin bölünme ve proliferasyon işlevi üzerine yaptığı etkilerden dolayı önem kazanmıştır. 1987'deki ilk belirlenmesinden itibaren diğer prognostik faktörlerle birlikteliği ve etkileşimleri üzerine pek çok çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmaların çoğu ve bizim çalışmamız c-erbB-2'nin diğer prognostik faktörlerden bağımsız bir indikatör olduğunu, diğer prognostik faktörlerle birlikte değerlendirildiğinde geniş serilerde uzun takiplerde survival ve survival'in komponetlerine etki ettiğini ortaya koymaktadır. c-erbB-2 tek başına hastalığın prognozunu belirleyemez. Bizim çalışmamızın sonuçlarına göre; yoğun boyanma 50 yaşın altındaki hastalarda, diğer grade'lere göre grade II vakalarda, tümör çapı 2,1-5 cm arasında olan vakalarda, metastatik lenf noduna sahip olmayan ve 4 ile daha fazla metastatik noda sahip olan grupta, infiltratif tümör sınırına sahip vakalarda daha fazla oranda görülmesine rağmen; c-erbB-2 boyanma ile prognostik parametrelerden yaş, tümör çapı, grade, metastatik lenf nodu sayısı, endotelyal boşluk invazyonu ve tümör sınırının tipi istatistiksel olarak birbirine bağımlı parametre şeklinde değerlendirilmemiştir. Ancak bu sonuçlar; gözlem değerleri artırılıp (seri sayısı, 2., 3 gözlem) oluşturulacak multivaryasyonlu parametrik testler uygulandığında 62parametrelerin birbirine bağımlı olarak çıkabileceği sonucunu tamamıyla ortadan kaldırmaz. C-erbB-2; diğer prognostik parametrelerle birlikte hastanın takibinde, cerrahi sonrası hormonoterapi ve kemoterapi alacak hasta popülasyonunun seçimi ve tedavi yeterliliğinin takibinde, biyolojik ve fonksiyonel özellikleri kullanılarak yeni tedavi modalitelerinin uygulanmasında faydalı olabileceği düşünülmektedir. 63
Collections