Sol ventrikül hipertrofisi olmayan esansiyel hipertansiyonlu hastalarda kalp hızı değişkenliği ve aritmiler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
56 ÖZET Hipertansiyon, çağımızda çok önemli bir tıbbi problemdir. Zaman içerisinde sinüs hızındaki siklik değişiklikler olarak tanımlanan kalp hızı değişkenliği hem kısa EKG kayıtları ile hem de 24 saatlik ambulatuvar EKG kayıtlan ile zaman ve frekans bazında ölçülebilir. Kalp hızı değişkenliğinde azalma aralarında hipertansiyonun da bulunduğu bir dizi hastalıkta artmış mortalitenin bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Biz bu çalışmada, sol ventrikül hipertofisi gelişmemiş esansiyel hipertansiyonlu hastalarda kalp hızı değişkenliğini ve aritmi sıklığını araştırmak amacıyla, kalp hızı değişkenliğini etkileyebilecek başka bir hastalığı bulunmayan ve kullandıkları antihipertansif ilaçları bir hafta süreyle kesen 26 hasta ile yaşça eşitlenmiş 11 normotensif kontrol grubunu karşılaştırdık. Bu amaçla öncelikle tüm olgulardan tam kan, tam idrar, rutin biyokimya, PA akciğer grafisi ve 12-derivasyonlu EKG kayıtları alındı. Hipertansif tüm olgulara renkli Doppler ekokardiyografi yapıldı. Her iki gruptaki hastanın 24 saatlik ambulatuvar elektrokardiyografi kayıtlan alınarak bu kayıtlardan zaman ve frekans bazında kalp hızı değişkenliği ölçümleri ve aritmi sıklığı hesaplandı.57 Çalışmanın sonucunda:. Low frekans/high frekans oranı lıipertansif grupta kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksek bulundu. Bu sonuç, sol ventrikül hipertrofîsi gelişmemiş lıipertaıısiflerde de sempatik sistem baskınlığını ve kalp hızı değişkenliğinin azaldığım göstermektedir. Bu sonuç, literatürle uyum gösterin ektedir.. Ventriküler ekstrasistol sayısı lıipertansif grupta istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksek bulundu. Bu sonuç, sol ventrikül hipertrofîsi olmasa da hipertansiflerde aritmi sıklığının, özellikle ventriküler ekstrasistol sıklığının arttığını göstermektedir. Buna sempatik aktivitede artmanın neden olabileceği düşünülmüştür.. Low frekans/high frekans oranı ile ortalama diastolik kan basıncı orta-iyi derecede korele olarak saptandı. Sistolik kan basıncı ile korelasyon yoktu. Bazı literatürlerde ise LF/HF oranı ile ortalama sistolik kan basıncı korele bulunmuştur.. Hipertansiyon yaşı ve tansiyon süre indeksi ile LF/HF oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon saptanmadı. Bu, bazı literatür verilerine ters düşmektedir. Bu sonuç çalışmamızdaki ortalama hipertansiyon yaşının düşük (4.8 yıl) olmasına bağlandı. Sonuç olarak, sol ventrikül hipertrofîsi gelişmemiş lıipertansif olgularda sempatik sistem baskınlığında artma, kalp hızı değişkenliğinde azalma ve ventriküler ekstrasistol sıklığında artma saptandı. Farklı klinik çalışmalar, kalp hızı değişkenliğinde azalmanın mortalitenin oldukça değerli bir prediktörü olduğunu göstermiştir. Azalmış58 kalp hızı değişkenliği, artmış kardiyak mortalite ve artmış aritmi insidansı ile birliktedir. Bu bilgiler ışığında, hipertansiyon tedavisinde kan basıncı kontrolü yanında, kalp hızı değişkenliğini arttıran ilaçların da kullanılmasının hem aritmi sıklığını azaltacağı hem de kardiyak mortalitede azalmaya yol açacağı düşünülerek tedavi yaklaşımlarında bunun da dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Collections