Koroner arter hastalığı belirtileri olan populasyonda arkuat arter kalsifikasyonu ile anjiografik saptanan koroner arter hastalığı skorunun ilişkilendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
GİRİŞ: Kardiyovasküler hastalıklar (KVH) özellikle batı ülkelerinde morbidite ve mortalitenin en önemli nedenlerindendir. Koroner arter hastalarının %75' inin semptomu olmayan ve standart stres testleri sorunsuz tamamlamış, subklinik hastalığı olan asemptomatik hastalar olduğu tahmin edilmektedir. Koroner arter hastalığından ölen olguların %20' sinde koroner arter semptomları ilk ve son kez prezente olmuştur. Arteriyel kalsifikasyonlar genel olarak aterosklerotik hastalıkların bir göstergesi olarak dikkati çekmektedir ve bu nedenle gelecekteki kardiyovasküler olayların tahmini için bir belirteçtir.Son yıllarda major aterosklerotik hastalık proçesini inceleyen non-invaziv görüntüleme teknolojilerindeki gelişmeler büyük ilgi görmektedir. Bu görüntüleme yöntemleri arasında ultrasonografi (USG) diğer yöntemlere nazaran ulaşım kolaylığı ve düşük maliyetli olması nedeniyle tercih sebebi olarak öne çıkmaktadır.AMAÇ: Bu çalışmanın amacı; koroner arter hastalığı belirtileri olan populasyonda transvajinal ultrasonografi ile tespit edilebilen arkuat arter kalsifikasyonu ile anjiografik olarak tespit edilen koroner arter hastalığının ilişkilendirilmesidir. MATERYAL VE METOD: Temmuz 2014– Temmuz 2015 tarihleri arasında yaşları 40 ile 81 arasında değişen koroner arter hastalığı açısından anjina pektorisi olan veya yapılan non invaziv testlerde kardiyak iskemiyi düşündüren bulgusu olan ve anjiografi yapılması planlanan hastalar (n=70) çalışmaya dâhil edildi. Tüm hastalarda anjiografinin bir gün öncesinde transvajinal ultrasonografi ile uterusun longitüdinal kesitinde arkuat arter kalsifikasyonu değerlendirildi ve veriler anjiografi ile belirlenen koroner arter hastalığı ile karşılaştırıldı. BULGULAR: Demografik verileri benzer olan gruplar arasında, anjiografi sonucunda koroner arter hastalığı olmayan grup ile transvajinal ultrasonografi ile arkuat arter kalsifikasyonu olmayan grup arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulundu (p=0, 001). Transvajinal ultrasonografi ile tespit edilen, fokal yerleşimli ve diffüz periferal yerleşimli arkuat arter kalsifikasyon varlığı ile anjiografi sonuçları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulundu (p=0, 001). SONUÇ: Rutin jinekolojik muayene sırasında saptanan arkuat arter kalsifikasyonu, asemptomatik fakat ileride daha agresif tedavi gerektirebilecek riski yüksek kardiyovasküler hastalık açısından aday kadınlar için kayda değer bir bulgu olabilir. Kadınlarda yaygın olarak kullanılan transvajinal ultrasonografi ile tespit edilebilen arkuat arter kalsifikasyonu, ek radyasyona maruz kalmadan ve ek maliyet gerektirmeden, mevcut KVH risk sınıflandırma şemaları ötesinde artan prognostik değer olarak eklenebilir. Bu çalışma ile subklinik KVH tespiti için potansiyel yeni bir araç sunmuş oluyoruz. Fakat arkuat arter kalsifikasyonunun kardiyak hastalıklar açısından prediktif bir değer olup olmadığının tespiti için daha geniş araştırmalara ihtiyaç vardır. ANAHTAR KELİMELER: Arkuat Arter, Arteryel Kalsifikasyon, Aterosklerozis, Koroner Arter Hastalığı, Transvajinal Ultrasonografi BACKGROUND: Cardiovascular diseases (CVD) are the biggest cause of morbidity and mortality in Western countries. It is estimated that 75% of coronary patients are asymptomatic patients with subclinical disease who has no symptom and completed smoothly the standard stress tests. 20% of patients who died from coronary artery disease, was presented symptoms of coronary artery first and last time. Arterial calcification is noted as an indicator of overall atherosclerotic disease and therefore is a marker for the prediction of future cardiovascular events.In recent years, the developments of non-invasive imaging technology which examine the major atherosclerotic disease processes are great interest. Between these imaging methods ultrasonography comes forward as preferable due to its accessibility and low cost compared to other methods.AIM: The aim of this study is to associate ultrasonographic arcuate artery calcification and angiographic coronary artery disease in population with symptoms of coroner artery disease.MATHERIAL AND METHODS: The patients between the age of 40-81 with angina pectoris or a finding which is suggestive for cardiac ischemia in noninvasive tests and scheduled for angiography (n = 70) between July 2014- July 2015 were included in the study.A day before the angiography all patients were evaluated with transvaginal ultrasonography for arcuate artery calcification in longitudinal section of uterus and data were compared with coronary artery disease defined by angiography.RESULTS: Between the groups which demographic data were similar, we found statistically significant relationship between the group without coronary artery disease on angiography and without arcuate artery calcification with transvaginal ultrasound group (p = 0, 001). As determined by transvaginal ultrasound, between the presence of focal or diffuse peripheral located arcuate artery calcification groups, the results of angiography was found statistically significant (p = 0, 001).CONCLUSION: Arcuate artery calcification detected during routine gynecological examination may be a significant finding for asymptomatic but candidate for high risk CVD and may require more aggressive treatment in the future. The arcuate artery calcification detected with transvaginal ultrasound which is commonly used in women, without additional radiation exposure and additional cost, it can be added to existing CVD risk stratification schemes as a incremental prognostic value. We are presenting a new potential tool for detection of subclinical CVD in this study. But there is need for further research to determine predictive value of the arcuate artery calcification in terms of cardiac diseases.KEY WORDS: Arcuate artery, arterial calcification, atherosclerosis, coronary artery disease, transvaginal ultrasonography
Collections