Acil servise başvuran yaşlı hastalarda hastane içi mortalite ile eritrosit dağılım genişliği (rdw) arasındaki korelasyon
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Dünyada yaşlı nüfus hızla artmaktadır. Dünyadaki bu eğilim ülkemizi de etkilemektedir. Bu durumun devam etmesi halinde 21. yy tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz için de yaşlı yüzyılı olacaktır. Yaş ile birlikte birçok organ ve sistemdeki fonksiyonel rezervin azalmasına bağlı olarak kronik hastalık sıklığında ve dolayısıyla acil servise başvuru sıklığında artış yaşanmaktadır. Yaşlı hasta grubunda hastane içi yatış, yoğun bakım ve hastane içi mortalite oranları daha yüksektir. Bu yüzden acil servise başvuran yaşlı hastalarda risk faktörleri ile hastane içi mortalite arasındaki ilişkinin değerlendirilmesinde yardımcı biyobelirteçlerin önemi büyüktür. Biz araştırmamızda RDW'nin yaşlı hasta grubunda mortalite için prediktif değer taşıyan bir biyobelirteç olduğunu gösterdik.Çalışmamız İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine başvuran 65 yaş ve üzeri araştırmaya katılma koşullarını sağlayan hastalar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Veriler, SPSS 22.0 programı ile analiz edilmiştir. Kategorik değişkenler frekans ve yüzde olarak sunulmuştur. Sürekli değişkenlerin dağılımını değerlendirmek için Kolmogorov - Smirnov testi kullanılmıştır. Normal dağılımı olmayan sürekli değişkenler Mann-Whitney U-testi kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmaya katılan hastalarda; hastane içi ex olgularda ortalama RDW değeri 16,03, kontrol grubunda ise 14,67 olarak hesaplanmıştır. İstatiksel olarak karşılaştırıldıklarında ex olgularda RDW değerinin anlamlı olarak arttığı gösterilmiştir (p<0,001). Ex olan hastalar ve kontrol grubu komorbid hastalıklarına göre incelendiğinde ise malignite, DM, HT, KAH, KKY ve KOAH tanısı olanlarda kontrol grubuna göre RDW değerlerinin anlamlı olarak arttığı gösterilmiştir (p<0,001). Yine bu araştırmada lökosit, sodyum, üre ve kreatinin değerlerinin kontrol grubuna göre anlamlı olarak arttığı, hemoglobin değerinin ise anlamlı olarak azaldığı gösterilmiştir (p<0,001). Nötrofil-lenfosit ve platelet-lenfosit oranları ile karşılaştırıldığında RDW ile birlikte diğer iki hematolojik belirtecin de mortalitede anlamlı arttığı görülmüştür. En anlamlı artış NLO da izlenmiştir. PLO değerindeki artış ise RDW ve NLO dan daha düşük düzeyde anlamlı olarak gerçekleşmiştir.Bizim çalışmamızda RDW değeri, yaşlı hastalarda tüm nedenlere bağlı ölümlerde mortalite için önemli bir prediktif değer olarak bulunmuştur ve bu ilişkinin altında yatan biyolojik neden daha fazla araştırmayı hak etmektedir.Anahtar Kelimeler: Yaşlılık, Ölüm, RDW, Risk Faktörleri. The elderly population in the world is increasing rapidly. This trend in the world affects our country as well. If this continues, the 21st century will be in the whole world as well as the old age in our country. Due to the decrease in age and functional organs in many organs and systems, there is an increase in the frequency of chronic diseases and therefore the frequency of emergent hospital admissions. In the elderly patient group, rates of hospitalization, intensive care and in-hospital mortality are higher. Thus, the importance of biomarkers that help in assessing the association between risk factors and in-hospital mortality in elderly patients presenting to emergency services is great. In our study, we showed that RDW is a biomarker with predictive value for mortality in the elderly patient group.Our study was conducted on patients who attended to the emergency department of İzmir Kâtip Çelebi University Atatürk Training and Research Hospital and attended to the research aged 65 years and over. Data were analyzed with the SPSS 22.0. Categorical variables were presented as frequency and percentage. The Kolmogorov– Smirnov test was used to assess the distribution of continuous variables. Continuous variables without normal distribution were analyzed using Mann–Whitney U-test.In patients participating in the study; the mean RDW value was 16.03 in cases with in-hospital mortality and 14.67 in control group. Statistically, RDW values were significantly increased in cases with in-hospital mortality (p <0.001). When the cases with end-of-hospital mortality and control group were compared according to the comorbid diseases, it was shown that RDW values were significantly increased in patients with malignancy, DM, HT, CAD, CHF and COPD according to the control group (p <0,001). Also in this study, leucocyte, sodium, urea and creatinine values were found to be significantly increased compared to the control group and hemoglobin value was found to decrease significantly (p <0.001). Compared with the neutrophil-lymphocyte and platelet-lymphocyte ratios, the other two hematologic markers with RDW were found to significantly increase mortality. The most significant increase was also observed in NLO. The increase in PLO value was significantly lower than that of RDW and NLO.In our study, the RDW value was found to be an important predictive value for mortality in all-cause mortality in elderly patients, and the underlying biological cause of this association deserves further investigation.Key words: Aging, mortality, RDW, Risk Factors.
Collections