Çocukluk çağı intoksikasyonlarında epidemiyolojik ve sosyo-kültürel ekonomik değişkenler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
7.0ZET Bu çalışmayı yapmaktaki amacımız, zehirlenme vakalarımızın ailevi sosyokültürel ve ekonomik özelliklerini incelemek, vakalarımızdaki zehirlenmeye neden olabilecek faktörleri araştırmaktır. Ayrıca, daha önce yapılan benzer çalışmaların devamının sağlanması, halen çocukluk çağının önemli bir sorunu olan zehirlenme vakalarında klinik bulguların değerlendirilmesi, erken tanı ve uygun tedavi yöntemlerinin belirlenmesi, hayatı tehdit eden zehirlenmelerin kontrolü ve alınabilecek önlemlerin tartışılması, elde edilen sonuçların istatistiksel yorumları ile gelecekteki uygulamalara katkıda bulunulması da hedeflenmiştir. Çalışmamızda SSK Bakırköy Doğumevi Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim Hastanesine 01.12.2003-31.10.2004 tarihleri arasında zehirlenme nedeniyle başvuran 489 olgu değerlendirildi. Zehirlenme nedeniyle acil servise gelen 489 olgunun yaşları 0.1-17 arasında (ortalama ± SH 4.385±3,5481, range: 0.1-17) olup, bu hastaların % 53'ünü (259) erkek, % 47'sini (230) kızlar oluşturmaktadır. Kız/erkek oranı 0.88 olarak bulundu. Zehirlenme olgularının, acile başvuran hastalara oranı % 1.46 idi. Zehirlenme olguları en sık 1-6 yaş arasında (% 74.5) görülmekteydi. Kaza sonucu meydana gelen zehirlenmeler, tüm zehirlenme olgularının % 84.4'ünü oluşturuyordu ve % 69.9'u 1-6 yaş arasındaydı. İntihar olgularının 12 yaş üzerinde (% 69 ) ve kızlarda (% 92.3) belirgin oranda fazla görüldüğü saptandı. İntihar girişimleri % 7.6 oranında tekrar etmekteydi. Zehirlenme olgularının büyük kısmının ailesinin düşük ekonomik gruptan (% 54.2'si 500 milyon altı, % 42.9'u 500-1 milyar arası) olduğu görüldü. Zehirlenme olgularının aile çocuk sayılarına baktığımızda büyük bir kısmının birden çok çocuğa sahip oldukları (% 12.5 'i,1 çocuklu ) görüldü. Olguların ailelerinin eğitim seviyelerine bakıldığında küçük bir bölümünün yüksekokul/üniversite mezunu (annelerin %2'si, babaların %2.7'si, yüksekokul/üniversite mezunu) olduğu saptandı. Zehirlenme etkenlerine baktığımızda % 46 ile ev temizlik ürünleri birinci sırada geliyordu. İlaçlar % 30.7 ile ikinci sırayı, kimyasal maddeler %20.7 ile üçüncü sırayı almaktaydı. Çalışmamızda ilaç çeşitlerine baktığımızda antidepresanlar (% 23), analjezik- antipiretikler (% 18) ve antimikrobikler (% 14) başta gelmekteydi. Alman en sık antidepresan imipramin (preperat olarak laroxyl® ) ve Analjezikler içinde en sık karşılaşılan asetilsalisilik asit idi. Zehirlenen olguların acil servise başvuruları % 91.8 oranında ilk 6 saat içinde olarak saptandı. Çalışmamızda exitus görülmemesi 85literatürdeki çalışmalardan önemli fark göstermektedir. Çalışmamızda mayıs-haziran ve ocak-şubat aylarında zehirlenme olgularının sayısında artış saptandı. Çalışmamızda zehirlenme etkeni olarak ev temizlik ürünleri ilk sırayı alıyordu. Evlerde temizlik işlerinde daha çok kullanıma giren temizlik maddelerine çocukların daha kolay ulaşabilmelerinin, açık temizlik maddelerinin içecek şişelerine benzer şişelere doldurulmasının engellenmesiyle bu oranm azaltılacağı kanaatindeyiz. Çocukluk yaş grubunda kaza sonucu oluşan zehirlenmelerin, ilaçların güvenli kapak veya opak blisterler halinde olmasıyla belirgin oranda azaltılacağını, ilaçların çocukların ulaşamayacakları yerde saklanması ve kolay açılmayan güvenli kapak uygulamasının ülkemizde yaygınlaşmasının ilaçlarla zehirlenmelerin önüne geçeceğini düşünmekteyiz. Üçüncü sırada karşımıza çıkan kimyasal madde zehirlenmelerinde özellikle karbonmonoksid zehirlenmeleri, bilinçsiz ve tekniğine uygun olmayan soba, şofben kullanımı dikkatimizi çekmiştir. Bu konuda da eğitimin rolü ortaya çıkmaktadır. İntihar amaçlı zehirlenme olgularında aile içi sorunlar en sık neden olmasından dolayı, bu olguların mutlak surette aile fertleri ile birlikte psikolojik destek almaları gerekmektedir. Ayrıca bu olguların ailelerinin kalabalık, 3 ve daha fazla çocuklu olması ve anne yaşının ileri olması nedeniyle çocukların yeteri kadar ilgi görmemesi, diğer yandan anne ve babaların büyük kısmının ilkokul ve ortaokul mezunu olmalarıyla çocukların sağlığı ve sosyal ilişkileri hakkında yetersiz ve bilinçsiz kalmalarının; çocukların intihar girişimlerinde önemli rol oynadığı düşünülmektedir. 86
Collections