Çocukluk çağı travmatik beyin yaralanmalarında dekompresif kraniektomi uygulanan olguların analizi: Prognostik faktörler ve komplikasyonlar ile bunların kraniektomi alanı ile ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Travmatik beyin yaralanması pediatrik vakalarda sakatlığın ve ölümün en sık nedenleri arasındadır. Ağır kafa travması nedeniyle takipli pediatrik olgularda oluşan kafa içi basınç artışını kontrol etmek için ileri tedavi seçeneği olarak dekompresif kraniektomi uygulanır. Çalışmamızda ağır kafa travmasıyla başvuran pediatrik vakalarda yapılan dekompresif kraniektomi oranın prognostik faktörlerle, komplikasyonlarının arasındaki ilişkisi araştırılmıştır.Metot: 2013-2018 yılları arasında, ağır kafa travmasıyla acil servise gelen ve takiplerinde dekompresif kraniektomi uygulanan 0-18 yaş arasında 22 pediatrik vaka retrospektif olarak çalışmaya alınmıştır. Hastalar en az üç ay süreyle takip edilmiştir. Yapılan dekompresif kraniektomi oranın hastaların preoperatif klinik ve radyolojik verileriyle, postoperatif erken ve geç dönem klinik ve radyolojik sonuçları arasındaki ilişki araştırıldı. Bulgular: Hastaların acil servise başvurduğu yaş 10.95±5.32, acil servise giriş GKS 5.16±1.82 ve postoperatif üçüncü ay GSS 3,09±1,60 olarak bulunmuştur. Çalışmamızda olgularda travmatik beyin yaralanması Marshall beyin tomografisi puanı artıkça GSS skorlarının düştüğü görülmüştür. GSS skorları düştükçe post travmatik epilepsi görülmesi artmıştır. İntrakranial hemorajiyle gelen vakalarda, hematom boşaltımı ve dekompresif kraniektomi yapılması prognoza katkısı olduğu görülmüştür. Vakalarda ek sistemik yaralanma olması prognozu olumsuz etkilemiştir. Dekompresif kraniektomi oranın artmasıyla ventrikülo-sefalik indekste ve subdural efüzyon oranında artış saptanmıştır. Dekompresif kraniektomi oranın prognozla ilişkisi bulunamamıştır. Sonuç: Çalışmamızda pediatrik olgularda yapılan dekompresif kraniektomi oranın, prognoz ve komplikasyonlarıyla ilgili anlamlı ilişki bulunamamıştır. Yeterli sayıda hasta olmaması bunun nedeni olabilir. Dekompresif kraniektomi oranın prognoz açısından daha geniş çalışmaya ihtiyaç vardır. Purpose: Traumatic brain injury is one of the most frequent causes of disability and death in pediatric cases. Decompressive craniectomy is applied as an advanced treatment option to control the increase in intracranial pressure in pediatric patients who are followed up due to severe head trauma. In this study, we investigated the relationship of the prognostic factors and the complications with decompressive craniectomy rate in pediatric cases applying with severe head trauma.Method: Twenty-one pediatric patients aged between 0 and 18 years who underwent decompressive craniectomy and presented for severe head trauma in emergency service between 2013-2018 were retrospectively included in the study. The patients were followed for at least three months. The relationship between the preoperative clinical and radiological data and early and late postoperative and radiological results of the decompressive craniectomy ratio were studied.Findings: The mean age of the patients who applied for emergency was 10.95±5.32, entrance to emergency was GCS 5.16±1.82, and the postoperative third month was GOS 3.09±1.60. In our study, it was observed that as traumatic brain injury Marshall brain tomography score increased, GOS scores decreased. Post-traumatic epilepsy was increased as GOS scores decreased. Hematoma drainage and decompressive craniectomy in patients with intracranial hemorrhage were found to contribute to prognosis. Additional systemic injury in patients had a negative effect on the prognosis. With increasing decompressive craniectomy rate, ventriculo-cephalic index and subdural effusion rate were detected to increase. Decompressive craniectomy rate was not found to be associated with prognosis.Conclusion: In our study, no significant relation was found between decompressive craniectomy rate in pediatric cases and prognosis and complications thereof. The reason of this maybe there were not enough patients. There is a need for an extended study on the rate of decompressive craniectomy in terms of prognosis.
Collections