EMR ve korioamnionitli aga preterm bebeklerde kordon kanında IL-1, IL-6, IL-8, TNFα düzeyleri ile plasenta histolojisinin preterm morbiditesine etkisi

Abstract

ÖZET Amaç: Bu çalışmada EMR ve Korioamnionitli AGA preterm bebekler ile gebelik haftası ve doğum ağırlığı yönünden benzer özelliklere sahip EMR ve korioamnionit riski taşımayan preterm bebeklerin kordon kanındaki İL 1, 6, 8, TNFa düzeyleri ve plasenta histolojisinin, erken morbidite üzerine etkisinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Materyal-Metod: Çalışmamıza Temmuz 2005-Aralık 2005 tarihleri arasında, Sağlık Bakanlığı Bakırköy Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neonatoloji ünitesinde izlenen EMR ve korioamnionitli 40 prematüre bebek ile EMR'ü olmayan AGA preterm 40 bebek kontrol grubu olarak alındı. Anneler, bebekler ve plasentaların patolojik incelemesi için form oluşturuldu. Proinflamatuar sitokinlerin çalışılması için doğumdan hemen sonra umbilikal kord'dan kan örnekleri alındı, serumu ayrıştırıldı. Prematüreler üniteye geldiğinde kan kültürü ve enfeksiyon markerleri alındı. EMR/ Korioamnionitli olanlara, EMR/Korioamnionit olmadığı halde bir veya daha fazla enfeksiyon markeri pozitif olanlara, hiçbir enfeksiyon bulgusu olmadığı halde 1500 gram altındaki prematürelere antibiyoterapi başlandı. Bulgular: Çalşma kapsamına alınan EMR pozitif ve negatif grupta histolojik korioamnionit oranları arasında anlamlı farklılık görülmedi (p>0.05), her iki grup arasında kordon kanı IL-1,6,TNFa düzeyleri arasında farklılık görülmedi (p>0.05), kordon kanı IL-8 düzeyi EMR pozitif grupta yüksek bulundu(p <0.05) fakat duyarlılık ve özgüllük oranları düşüktü (%60,%65). 1. grupta histolojik korioamnionit olanlardaki kordon kanı IL-1,6,8,TNFa düzeyleri, korioamnionit olmayanlara göre yüksekti, bu da istatistiksel olarak anlamlı idi. Erken membran rüptürü olan ve olmayan AGA preterm 74bebeklerin morbidite ve mortalite oranları karşılaştırıldığında istatistiksel anlamlı farklılık gözlenmedi (p>0.05). Sonuç: Preterm eylemin doğasında enfeksiyon tablosunun önemli rol oynadığı, erken membran rüptürü veya klinik korioamnionit öyküsü ve destekleyen kinik ve laboratuar bulgular olmasa da histolojik korioamnionit olabileceği düşünülmelidir. Prematüre bebeğin takip ve tedavisinin daha dikkatli yapılması gerekmektedir. Kordon kanı interlökin değerleri ile prematürelik arasındaki ayrıca bebeklerin mortalite ve morbiditeleri arasındaki ilişkinin araştırılmasına ihtiyaç vardır. 75