Koroner arter hastalığı olan ve olmayan diyabetik ve nondiyabetik erkeklerde androjen seviyeleri ve lipid peroksidasyonunun karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
33 7. ÖZET Amaç: Yaşla birlikte DHEA-S seviyeleri azalma gösterirken aterosklerotik olayların arttığı ve düşük seviyedeki DHEA-S'm, KVH'a bağlı ölümlerdeki artış ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Biz bu nedenle KAH olan ve olmayan diyabetik ve nondiyabetik erkeklerde androjen seviyeleri ile lipid parametreleri ve lipid peroksidasyon ürünü olan MDA arasındaki ilişkiyi araştırdık. Materyal ve yöntem: KAH olup olmadığı koroner anjiografi ile teyit edilen ve DM'un eşlik edip etmemesine göre rastgele seçilen 45-65 yaş arası erkeklerden dört grup oluşturuldu (DM ve KAH olmayan 20 olgu, DM'u olup KAH olmayan 15 olgu, DM'u olmayıp KAH olan 20 olgu, DM'u ve KAH olan 20 olgu). Olguların anamnez, öz ve soy geçmişleri, alışkanlıkları sorgulandı veVKI hesaplandı. Laboratuar tetkiki olarak gece boyu 10 saat açlık sonrası AKŞ, HbAlc, lipid parametreleri, Lp(a), MDA, TT ve ST ile DHEA-S plazma düzeyleri için kan alındı. Bulgular: Gruplar arasında yaş, VKİ, sigara içme durumu ve süresi, alkol kullanımı, KAH aile hikayesi, HT hikayesi ve süresi, hiperlipidemi hikayesi ve süresi açısından anlamlı fark bulunmadı. Gruplar arasında TK, LDL-K, TG, TT, ST ve DHEAS ortalamaları açısından anlamlı fark bulunmadı. MDA ortalamaları sadece DM'u olmayıp KAH olan grupta DM ve KAH olmayan gruba göre anlamlı derecede yüksek bulundu (p<0.05). HbAlc düzeyleri %7 ve üzerinde olan diyabetik olgularda %7'nin altında olanlara göre MDA düzeyleri anlamlı daha yüksek bulundu (p<0,05). DHEAS düzeyi ile yaş arasında negatif bir korelasyon tespit edildi (r=-0.25, p=0.03). DHEAS ile MDA arasında istatiksel olarak anlamlı bir korelasyon bulunamadı. Sonuç: Diyabetik olan ve olmayan erkeklerde, KAH gelişimi üzerine androjenler, lipid parametreleri ve lipid peroksidasyon ürünü olan MDA'nın etkisini araştırdığımız bu çalışmada; KAH risk faktörü olarak son zamanlarda üzerinde çok fazla durulan DHEA-S seviyesi ve kısmen ST'un, literatür bulgularıyla uyumlu olarak yaşla ters orantılı azalma gösterdiğini tespit ettik. Çoğu araştırmada, KAH ve diyabetiklerde artmış olarak belirtilen MDA düzeyi çalışmamızda sadece diyabeti34 olmayıp KAH olan bireylerde anlamlı yüksek bulundu. Bu sonuç çalışma gruplanmızdaki hasta sayılarının azlığına bağlı olabilir. Yine çalışmamızda MDA düzeylerinin, kötü glisemi regülasyonu olanlarda daha yüksek olduğu görülürken androjenler ile arasında bir ilişki ortaya konamadı. Sonuç olarak androjenler ve özellikle DHEA-S'un, diyabetik bireylerde KAH gelişimi üzerine katkısını inceleyen daha ileri çalışmalara ihtiyaç olduğu söylenebilir. 35 8. SUMMARY Objective: It has been demonstrated that dehydroepiandrosterone sulfate (DHEAS) levels decrease and atherosclerotic events increase by aging and low levels of DHEAS was correlated with increased rate of mortality caused by cardiovascular diseases. For this reason, we investigated the relationship between the androgen levels, lipid parameters and malondialdehyde (MDA), which is a product of lipid peroxidation, in male diabetic and non - diabetic patients with or without coronary artery disease (CAD). Materials and Methods: There were four groups which consist of male patients with age range of 40-65, who have been selected randomly by means of diabetes status and also, whether these patients have CAD has been determined and confirmed with coronary angiography. These groups were: 20 cases without diabetes or CAD, 15 cases with diabetes and without CAD, 20 cases with CAD and without diabetes and 20 cases with diabetes and CAD. Data regarding disease and past histories and habits have been collected and body mass index of each patient has been calculated. Blood has been taken for glucose, HbAlc, lipid parameter, lipoprotein(a) [Lp(a)], MDA, total testosterone (TT), free testosterone (FT) and plasma DHEAS level measurements after 10 hours of starvation. Results: There was no statistically significant difference between the groups by means of age, BMI, smoking status and, alcohol usage, CAD history in family, hypertension and hyperlipidemia history and period. There was also no meaningful difference between groups by means of total cholesterol (TCh), LDL-Ch, triglyceride (TG), TT, FT and DHEAS mean levels. The mean MDA levels were significantly higher only in 20 cases with CAD and without diabetes than 20 cases without diabetes or CAD (p < 0.05). The MDA levels were also significantly higher in diabetic patients with HbAlc levels equal or above 7% than in patients with HbAlc levels under 7% (p < 0.05). There was a negative correlation between36 DHEAS levels and age (r = - 0.25, p = 0.03). There was no statistically meaningful correlation between DHEAS and MDA levels. Conclusion: In this study which we have investigated the effects of androgens, lipid parameters and lipid peroxidation end product MDA on CAD development in males with or without diabetes, we have found that the DHEAS and partially FT levels, which have been mostly focused recently as risk factors of CAD, were negatively correlated with and decrease by age and also, this finding was in concert with literature findings. The MDA level, which has been stated to be increased in CAD and diabetes in most studies, was found to be significantly higher only in individuals with diabetes and without CAD in our study. This may be resulted from relatively small patient numbers of our study groups. It has also been observed that MDA levels were higher in insufficient blood sugar regulation cases, whereas no association between the androgens and MDA levels could be found in our study. As a result, it can be stated that further studies are needed to investigate the contribution of androgens and particularly DHEAS in CAD development in diabetic individuals.
Collections