Monitörize hasta bakımında deksmedetomidin kullanılmasının hemodinami, solunum ve anksiyete üzerine etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
84 ÖZET Bu çalışmada rejyonal anestezi altında elektif alt abdominal ve alt ekstremite cerrahisi yapılan 40 ASA I-II olguda deksmedetomidini sedatif ajan olarak kullanıp, hemodinami, solunum sistemi ve anksiyete üzerine etkilerini inceledik. Premedikasyon yapılmayan hastalar monitörize edildikten sonra postoperatif analjezi amacıyla epidural kateter takıldı. Anestezi amacıyla spinal blok uygulanan hastaların duyusal blok seviyesi Tıo'a ulaştığında sedasyon için deksmedetomidin infüzyonuna başlandı. Deksmedetomidin 0.5 ug/kg/saat 10 dakikalık yükleme dozunu takiben 0.2 ug/kg/saat idame dozu operasyon bitimine kadar uygulandı. Sistolik (SAB), diyastolik (DAB), ortalama arter basınçları (OAB), kalp atım hızı (KAH), periferik oksijen saturasyonu (Sp02), Ramsay Sedasyon skalası (RSS) ve Bispektral indeks (BIS) değerleri blok öncesi, blok sonrası, sedasyon öncesi ve sedasyon süresince ve postoperatif 2 saat boyunca 5 dk aralıklarla kaydedildi. Ayrıca preoperatif ve postoperatif anksiyeteyi değerlendirmek amacıyla STAI anketi uygulandı. Çalışmada tüm olgularımızda yeterli sedasyon oluştu. Hiç bir olguda fazla veya yetersiz sedasyon gelişmedi. RSS ve BIS skorlarında istatistiksel olarak anlamlı düşme gösterdi (p<0.05). SAB, DAB, OAB ve KAH'sa istatistiksel olarak anlamlı azalma gözlendi (p<0.05). STAI anketinde preoperatif ve postoperatif anlamlı fark gözlendi (p<0.05). Solunum depresyonu oranı kontrol değerlerine göre istatistiksel olarak anlamsız bulundu. Sonuç olarak; rejyonel anestezide sedatif ajan olarak deksmedetomidin kullanıldığında hemodinamik parametrelerin azaldığı, fakat hastaların solunum depresyonu olmaksızın uyanık ve uyarıldıklarında koopere olduğu sedasyonu sağlamak için iyi bir ajan olabileceği kanısına vardık. 85 7. SUMMARY In this study; we investigated the effects of dexmedetomidine on hemodynamic, respiratory system and anxiety that we used as a sedative agent on forty ASA I-II cases who were undergoing elective lower abdominal and lower extremity surgery via regional anaesthesia. Epidural catheter was performed by the means of post operative analgesia after the monitorised patients who are not premedicated before. When the sensorial block after spinal anaesthesia was reached to the Ti0 level that was used for the purpose of anaesthesia, dexmedetomidine infusion was started for sedation. Following loading dosage of 0.5 ug/kg/hr for 10 minutes of the dexmedetomidine, then 0.2 ug/kg/hr dosage infusions was continued after the end of the operation. We investigated the efficacy in terms of hemodynamic parameters such as systolic arterial pressure (SAP), diastolic arterial pressure (DAP), mean arterial pressure (MAP), heart rate (HR), peripheral oxygen saturation (Sp02), Ramsay Sedation Scale (RSS) and Bispektral index (BIS) were recorded at the times of before block, after block, before, after and during the sedation and postoperative 2 hours at 5 min intervals. Also the STAI survey was evaluated at preoperative and postoperative times for evaluating the anxiety. All patients have received sufficient anaesthesia in this study. Any of patient sedation has got over or insufficient sedation. Ramsay and BIS scores were decreased significantly (p<0.05). The SAP, DAP, MAP, and HR were significantly decreased (p<0.05). There was significant decrease between pre and post operative STAI survey datas (p<0.05). The respiration depression ratio was found statistically insignificant according to control values. As a conclusion; we may say that when dexmedetomidin is choosed in regional anaesthesia as a sedative agent, a sedation mood in which hemodynamic parameters are decreased but the patient is awake and cooperated by stimuli without respiratory depression is performed.
Collections