Yetişkin travma hastalarında ürogential sistem yaralanmalarının retrospektif incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ürogenital sistem travmalarının %40'ı üretra rüptürü, %40'ı mesane rüptürü, %20' si iseböbrek laserasyonu şeklinde ortaya çıkmaktadır.Delici-kesici alet yaralanması (DKAY) %3.5 ile en az görülen travma türüdür.Ürogenital sistem travması ise bunların %33.3'ünde saptanmış olup tamamı erkek hastadır.Yine bunların hepsinde böbrek laserasyonu bulunmuş olup, barsak yaralanması, mideperforasyonu veya dalak yaralanması böbrek yaralanmasına eşlik etmektedir.Yüksekten düşmeler (YD) %5.8 oranında görülmesine rağmen hiçbir vakadaürogenital sistem yaralanması tespit edilmemiştir. Yine ürogenital sistem travmalı hastalarınhiçbirinde üreteral yaralanma görülmemiştir. Genellikle travmaya maruz kalan hastalardarutin tanı yöntemi olarak batın tomografisinin tercih edilmesine karşın (1,3,4,7,12) bizimhastalarımızda buna gerek kalmadan, USG, IVP ve RÜG gibi diğer görüntüleme teknikleridoğru tanının ortaya konulabilmesine büyük oranda yardımcı olmuştur. Bu yöntemlerinürogenital travmaya maruz kalan hastalarda öncellikle tercih edilmesinin tanın daha süratli birbiçimde konulması açısından daha büyük bir kolaylık sağlayabileceği fikrindeyiz.Sonuç olarak ürogenital sistem travmalarında özellikle ilk tanı aşamasında hastalardapelvik fraktür, üretral meada kan, rektal tuşede prostat mobilizasyonu gibi bulgularınmevcudiyeti halinde USG nin yanısıra RÜG ve IVP gibi görüntüleme tekniklerininkullanılması hastalardaki olası ürogenital travmanın erken tanısı için büyük bir öneme sahipolup, komplikasyonların engellenmesi yönünden de hastalara multidisipliner yaklaşımkolaylığı sağlamaktadır.ÖZETTüm dünya da olduğu gibi ülkemizde de travma önemli bir halk sağlığı sorunu olmayadevam etmektedir. Bunların içinde de ürogenital sistem travmaları önemli bir yer tutmaktadır.Çünkü klinik gidişleri sessizdir ve hayatı tehdit eden intra abdominal kanamalara nedenolabilir. Çalışmamızda ürogenital sistem travmasıyla Acil Tıp Anabilim Dalı'na baş vuranyetişkin ürogenital sistem travmalı hastaların profilinin saptanması amaçlanmıştır.Çalışmamızda 2000-2003 yılları arasında SDÜTF Acil Tıp Anabilim Dalı'na başvuranyetişkin travma hastalarının dosyaları geriye dönük olarak incelendi.Vakalar cinsiyet, travmatürü, yaralanan organ ve radyolojik tanı yöntemlerine göre değerlendirilmiştir.Bu tarihler arasında toplam 32.492 hasta baş vurmuş olup, bunlardan 359'u (%1.1)travma hastasıdır.Bunların da 24'ü (%6.7) ürogenital sistem travmasıdır. Bu 24 hastanın da19'u (%79.2) erkek, 5'i (%20.8) kadındır. Ürogenital sistem yaralanmalarının 15'i (%62.5)künt travmaya, 9'u (%37.5) penetran travmaya bağlı oluşmuştur.Yaralanan organa göre değerlendirildiğinde 10 vakada (%41.7) böbrek laserasyonu, 8vakada (%33.3) üretra rüptürü, 6 vakada (%25) ise mesane rüptürü tespit edilmiştir.Radyolojik tanı yöntemlerine göre değerlendirildiğinde ise 24 vakanın hepsine (%100) USG,13 vakaya (%54.1) RÜG, 6 vakaya da (%25) İVP yapılmıştır.Rutin görüntüleme teknikleri ile bizim hastalarımızdaki ürogenital travmaprevalansının %6.7 olduğu saptandı.SUMMARYTrauma is the major healthy problem in our country as it occurs in the world.Genitourınary trauma has a great importance in all injuries because its clinical course movessilently it may cause intra abdominal hemorrhage that may be life threatening. The aim of ourstudy was to detect the retrospective evaluation of adults patient who were admitted toemergency department with genitourınary trauma.In our study, the patients who were admitted to Suleyman Demırel Unıversity, Schoolof Medicine Hospital Department of Emergency Medicine because of genitourınary traumawere detected. Total 32492 patients were admited to emergency department and these of 359were trauma patients. 24 cases were genitourınary trauma. 19 cases were male and 5 werefemale. Blunt trauma was caused the genitourınary trauma in 15 cases, penetrating traumawas caused genitourınary trauma in 9 cases. The disturbution of organ spesific injury was:renal laceration in 10 cases, urethral rupture in 8 cases, bladder rupture in 6 cases.When considering in imaging studies; ultrasonography was used in 24 cases,retrograde urethrogram was applyed in 13 and other had 6 cases were evaluated intra venouspyelogram.In conclusion the genitourınary trauma prevalence in our patients was 6.7% which allof them could be easly detected by routine imaging techniques Yaralanan organa göre değerlendirildiğinde 10 vakada (%41.7) böbrek laserasyonu, 8vakada (%33.3) üretra rüptürü, 6 vakada (%25) ise mesane rüptürü tespit edilmiştir.Radyolojik tanı yöntemlerine göre değerlendirildiğinde ise 24 vakanın hepsine (%100) USG,13 vakaya (%54.1) RÜG, 6 vakaya da (%25) İVP yapılmıştır.Rutin görüntüleme teknikleri ile bizim hastalarımızdaki ürogenital travmaprevalansının %6.7 olduğu saptandı.SUMMARYTrauma is the major healthy problem in our country as it occurs in the world.Genitourınary trauma has a great importance in all injuries because its clinical course movessilently it may cause intra abdominal hemorrhage that may be life threatening. The aim of ourstudy was to detect the retrospective evaluation of adults patient who were admitted toemergency department with genitourınary trauma.In our study, the patients who were admitted to Suleyman Demırel Unıversity, Schoolof Medicine Hospital Department of Emergency Medicine because of genitourınary traumawere detected. Total 32492 patients were admited to emergency department and these of 359were trauma patients. 24 cases were genitourınary trauma. 19 cases were male and 5 werefemale. Blunt trauma was caused the genitourınary trauma in 15 cases, penetrating traumawas caused genitourınary trauma in 9 cases. The disturbution of organ spesific injury was:renal laceration in 10 cases, urethral rupture in 8 cases, bladder rupture in 6 cases.When considering in imaging studies; ultrasonography was used in 24 cases,retrograde urethrogram was applyed in 13 and other had 6 cases were evaluated intra venouspyelogram.In conclusion the genitourınary trauma prevalence in our patients was 6.7% which allof them could be easly detected by routine imaging techniques
Collections