Travmalı hastalarda okült kanamanın tanısı için ultrason ile seri vena kava inferior ölçümleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Travma, üretken nüfus diliminde önemli mortalite ve morbidite nedenleri arasındadır. Bununla birlikte getirdiği işgücü kaybı ve oluşturduğu maddi kayıplar da ülke ekonomisine ciddi yükler getirmektedir. Travma hastalarında okült (sessiz) kanamanın tesbiti veya dışlanması ise acil servisin zor ve hataya açık uğraşlarındandır.Acil servislerde ultrasonun daha yaygın ve etkin kullanımı sorunları azaltmakla birlikte gerek ultrason gerekse diğer tanı yöntemleri hala çeşitli yetersizlikler içermektedir.Bizim çalışmamızda vena cava inferior (vci) çapının vücut volümünün bir göstergesi olduğu öngörüsünden yola çıkarak akut kan kaybı varlığı vci çaplarında ki değişimler ile tesbit ve/veya takip edilebileceği düşünüldü. Bunun yanında travma hastalarında aynı amaçla kullanılan hemoglobin (hb) takibine dair çeşitli sorulara cevap aranmaya çalışıldı.Bu amaçlar doğrultusunda çeşitli nedenlerle multi travmaya uğramış 60 hasta üzerinde geliş, birinci saat ve üçüncü saat olmak üzere ultrason ile vci çapları ölçüldü ve eş zamanlı hb tetkikleri yapıldı. Ek olarak vital parametreler ve verilen sıvı miktarları da kaydedilerek analizlere dahil edildi.Hasta populasyonumuzda herhangi bir ciddi kanama tesbit edilmemişti. Hasta grubumuzun geliş vci çaplarının ortalama değeri 16,84 ± 3,93 mm idi. İkinci ve üçüncü ölçümlerin ortalaması ise sırası ile 16,79± 3,74 mm ve 16,49 ± 3,23 mm idi. Verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde ise ölçümler arasında anlamlı fark yoktu ( Pillai analizi p=0,29). Buna karşılık hb değerlerinde özellikle geliş ve üçüncü saat arasında ortalama 0,68 +- 0,91 birimlik bir düşme olmuştu ve bu istatistiksel olarak anlamlı idi (p=0,000). Bu zaman diliminde hastaların yaklaşık % 30`unda 1 birim ve üzerinde hb düşmesi gözlenmişti. Hb ölçümlerindeki bu değişimlerin hastalara verilen sıvı ile korole olmadığı da elde edilen veriler arasındadır. Tüm zaman aralıklarında vci ölçümünün özgünlüğünün yaklaşık % 95, hb takibinin özgünlüğünün yaklaşık % 70 civarında olduğu tesbit edilmiştir. Çalışmamızda vital parametrelerin etkinliği tekrar araştırılmamakla birlikte hastalarımızın tansiyon ve nabız ölçümlerinde anlamlı değişiklikler olmamıştır. Sonuç olarak vci'un ultrason ile seri ölçümlerinin FAST ile kombine edilmesi travma hastalarında sessiz kanamanın tanınmasında faydalı olabilir. Hızlı, kolay, yatakbaşı bir tetkik olması, non invasiv olması ve özgünlüğünün daha yüksek olması hb takibi yerine veya birlikte kullanılmasını sağlayacak üstünlüklerindendir. Bununla birlikte yöntemin duyarlılığını ve olası hataları değerlendirecek ileri çalışmaların gerekliliği aşikardır. Trauma is among important reasons of mortality and morbidity in productive population. In addition, it brings loss to the workforce and burdens the national economy with the financial detriments it creates. The identification of occult bleeding in traumatic patients is one of the difficult and erratic activities of emergency services.Although, more common and efficient use of ultrasonograpy in emergency services decreases the problems, ultrasonography and other diagnosis methods carry various insufficiencies within themselves.In this study, it was assumed that acute blood loss could be identified and/or tracked through the changes in diameters of vena cava inferior (vci) depending on the assumption that vci is an indicator of body volume. Moreover, it was attempted to answer some questions in hemoglobin identification which is used with the same purpose in traumatic patients.Along with these purposes, we calculated through the ultrasonography the vci diameters of 60 patients, who were traumatic because of various reasons, on arrival and in the first and third hours after the arrival and we also scrutinized the hb synchronously. Additionally, vital parameters and the quantities of fluid given were included in the analysis. There were not any patients with a heavy bleeding in our population. The average vci diameters of our population on arrival was 16,84 ± 3,93 mm. The average vci diameters of the patients on the second and third calculations were 16,79± 3,74 mm and 16,49 ± 3,23 mm respectively. There was not a meaningful difference between the calculations in the statistical analysis of the data (Pillai analysis p= 0,29). However, there was a 0,68 +- 0,91 unit decrease on average in the hb values especially between the first and third calculations and this was statistically meaningful ( p= 0,000). In this time period, one unit and above decrease in hb values was observed in the 30 % of the patients. But it was clear from the data that these changes were not correlated with the quantities of liquid given to the patients. In all the time intervals, it was observed that the originality of vci calculations was almost 95% and the originality of hb track was about 70%. Although the efficiency of vital parameters was not examined again, there were not any meaningful changes in the blood pressure and pulsation calculations. In conclusion, the use of ultrasonography in the vci calculations in series and its combination with FAST can be useful in the identification of occult bleeding in traumatic patients. It provides fast, easy and bed-side examination. It is superior to hb track with its being non-invasive, having an originality of 95 % and its availability to be used together with hb track. However, it is clear that more studies are needed to test the sensibility and probable errors of this method.
Collections