Meme hipertrofisi veya jinekomastiye yönelik meme ameliyatları ve ortognatik cerrahide topikal ankaferd blood stopper® uygulaması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Konvansiyonel cerrahi hemostaz yöntemlerinin kullanılmasına rağmen ameliyat sahasında kanama tam olarak sonlandırılamaz. Devam eden kanama nedeniyle kan ürünü transfüzyonu gerektirebilecek kadar kan kaybı yanı sıra ameliyat sahasında hematom, şişlik, morarma, ağrı, doku dolaşım bozuklukları, seroma, enfeksiyon ve yara iyileşme sorunları gibi bir dizi sorun karşımıza çıkabilir. Bu çalışmada amacımız mevcut hemostaz yöntemlerine rağmen devam eden kanama üzerinde topikal Ankaferd Blood Stopper®'in (ABS) etkilerini araştırmaktır. Bu amaçla Le Forte I osteotomi ve/veya bilateral sagittal split osteotomi yapılan hastalarda (n=19) maksillanın aşağı doğru kırılması ve/veya mandibulada bir tarafın osteotomisi tamamlandıktan sonra, kanamalara konvansiyonel müdaheleleri müteakip ameliyat sahalarına ABS veya plasebo sprey uygulandı. Aynı amaçla simetrik deformiteli bilateral meme hipertrofisi (n=14) ve jinekomastiye (n=8) yönelik doku rezeksiyonlarını müteakip, mevcut hemostaz yöntemlerinin yeterince kullanıldığına kanaat getirdikten sonra bir memeye ABS, diğer memeye plasebo sprey uygulandı. Ortognatik cerrahi grubunda, ameliyat öncesi ve sonrası hemoglobin ve hematokrit düşüş oranlarından kan kaybı miktarı hesaplandı ve bunun ABS kullanımı, tek ya da çift çene ameliyatı olması, ameliyat süresi, ameliyatta ortalama kan basıncı, yaş ve cins faktörleri ile ilişkisi araştırıldı. Kanama miktarı ABS kullanılan hastalarda daha yüksek gözükmekle birlikte fark anlamlı değildi. Bu grupta kanama miktarının bağımsız belirleyicisi olarak sadece cinsiyet bulundu. Erkek olmak daha fazla kananama ile birlikteydi. Meme grubunda kanama dren içeriğinde hemoglobin ve kan hücresi miktarı ölçülerek tahmin edildi. Kanama ABS kullanılan taraflarda daha düşük olmakla birlikte fark anlamlı değildi. Ancak ABS kullanılan taraflarda anlamlı olarak artmış eksüdasyon, seroma sıklığı, ve enfeksiyon-yara iyileşme sorunu sıklığı karşımıza çıktı. Sonuç olarak bu çalışmada ABS nin mevcut hemostaz yöntemlerine rağmen devam eden kanama üzerinde bir etkinliği gösterilememiş, ancak meme grubunda artmış eksüdasyon ve buna bağlı sorunlara neden olduğu görülmüştür. Bleeding can not be absolutely terminated in spite of conventional techniques of hemostasis. Persistent bleeding may cause blood loss and transfusion as well as some local problems, such as hematoma, swelling, bruising, pain, circulatory problems, seroma, infection and failed wound healing. In order to investigate the effect of Ankaferd Blood Stopper® (ABS) on persisting bleeding after conventional hemostasis, we applied topical ABS spray or plasebo on orthognatic surgery (n=19) and on either side of symmetrical breast reduction(n=14) and subcutaneous mastectomy (n=8) cases. Substances were applied after conventional methods of hemostasis were satisfactorily used following the downfracture of maxilla and /or unilateral ramus osteotomies in orthognatic surgery and after tissue resection in breast surgery. In orthognatic surgery group, the association of blood loss with the operation type, age, gender, ABS usage, duration of operation and blood pressure was analyzed. It was found to be nonsignificantly higher when ABS was applied. The only significant association was with gender indicating a higher blood loss with being male. In breast surgey group, hemoglobin mass and cell pack volume from the drains of ABS applied sides were nonsignificantly lower but drainage volume, and the complication rates due to seroma and infection- wound healing problems were significantly higher on the ABS applied sides. This can be attributed to an increased exudation due to ABS.Conclusion: This study did not reveal any ABS effect on bleeding from the surgical site persisting after conventional hemostasis but indicated an increased rate of exudation and complicatons attributable to this in breast surgery.
Collections