Sigara içen, larenks kanseri olan ve olmayanlarda glut1, hıf1α ve tbx21 gen polimorfizmlerinin araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Larenks kanserlerinde çevresel faktörlerin yanı sıra genetik faktörler de suçlanmaktadır. Bir popülasyonda, farklı allellere bağlı olarak, genetik olarak belirlenmiş iki ya da daha çok alternatif fenotipin görülmesi `genetik polimorfizm` olarak adlandırılmaktadır. Bu polimorfik yapının kanser gelişiminde etkin olduğu düşünülmektedir. Son yıllarda bu bağlantıyı ortaya koymak için çok farklı moleküller ve polimorfizmler ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır.Biz bu çalışmada larenks kanseri tanılı hastalarda ve sağlıklı kontrol grubunda, daha önce bir takım hastalıklarla ve malignitelerle ilişkisi gösterilmiş olan, GLUT1 rs710218, HIF1α rs11549465 ve TBX21 rs17250932 tek nükleotid polimorfizmlerinin sıklığı ile larenks kanseri gelişimi ve tümör büyüklüğü, histolojik grade, lenf nodu metastazı ve uzak metastaz ilişkisini araştırmayı amaçladık.Çalışmamıza, en az 30 yaşında ve en az 20 yıldır sigara içen, ek hastalığı bulunmayan 35 larenks kanser tanılı hasta ve 35 sağlıklı gönüllüyü dâhil ettik. Klinik takipte alınan kan örneklerinden DNA izolasyon kiti ile DNA elde edildi. Bu aşamadan sonra sonra Real Time PCR yöntemi kullanılarak her iki grup için polimorfizmler saptandı ve allel grupları analiz edildi. Bulgular Student T ve Ki Kare testleriyle istatistiksel olarak değerlendirildi, p<0.05 anlamlı olarak kabul edildi.İki grup arasında değerlendirilen her üç polimorfizm için de genotip frekansı ve allel frekansı açısından anlamlı fark saptanmadı.Hasta grubunda polimorfizmlerin ayrı ayrı tümör boyutu ve kanser evresi ile ilişkisi irdelendi. Üç polimorfizmde de bu parametrelerle istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki gözlenmedi. Polimorfizmlerin lenf nodu metastazıyla da bağlantısının olmadığını saptadık. Hastaların hiç birisinde uzak metastaz gelişimi gözlenmediğinden, bu parametreyi çalışmamıza dâhil etmedik.Yukarıda bahsedilen bulgular göz önüne alınarak larenks kanserinde GLUT1 rs710218, HIF1α rs11549465 ve TBX21 rs17250932 polimorfizmlerinin etkili olmadığı kanısına varılmıştır. Besides environmental factors, genetic factors are implicated in the development of laryngeal cancers. In a population, the appearance of two or more alternative phenotypes due to genetically determined diverse alleles is called as `genetic polymorphism`. It is considered that this polymorphic structure is of significant role in the development of cancer. In recent years many researches have been conducted to exhibit the association with various molecules and polymorphism.We aimed to demonstrate the association of the frequency of single nucleotide polymorphisms GLUT1 rs710218, HIF1α rs11549465, TBX21 rs17250932 -of which the relationship was proved with various benign and malignant disease- with the development of larynx cancer, size, grade, lymph node metastasis and distant metastasis. We include in the study 35 patients with larynx cancer and 35 healthy volunteers at least 30 years old who smoke at least for 20 years. DNA is obtained from the blood samples by using isolation kit. Then polymorphisms for both groups were determined via Real Time PCR. The results were evaluated statistically by using Student T test and Chi Square, p<0.05 is accepted as significant.No significant difference was detected regarding the genotype frequency and allele frequency within 3 polymorphisms assesed between two groups.In the patient group, it is examined the association of polymorphisms with tumor size and grade one by one. No statistically significant relation was observed in 3 polymorphisms regarding the related parameters. Either we determined there was no relation between the polymorphism and lymph node metastasis. Since we observed no distant metastasis we did not include mentioned parameter in our study.Considering the mentioned results above, GLUT1 rs710218, HIF1α rs11549465 ve TBX21 rs17250932 polymorphisms have no impact on the development of laryngeal cancer.
Collections