Sanatta dekonstrüktivizm (Yapıbozum) ve Frank Stella
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Fransız düşünür Jacques Derrida'nın, Heidegger felsefesinden yola çıkarakortaya koyduğu eleştirel düşünce sistemi olan 'dekonstrüksiyon (yapıbozum)'; batımetafiziğine ait metinleri değişime uğratan, parçalara ayıran, sorgulayan ve asıldüşünceyi açığa çıkarmayı amaçlayan bir okuma yöntemidir.Derrida felsefesinde, yapıbozum yöntemi ile okuma yapmanın asıl odaknoktası, metinlerin yapısındaki batı felsefesinin eleştirisidir. Anti-yapısalcı olaraktanımlanan yapıbozum, geleneksel yapıları ve yapısalcılığın öğretilerini reddeden birsistemdir. Derrida, yapıbozum eylemi ile mevcudiyet metafiziği, fallusmerkezcilik,merkeziyetçilik, merkezi akıl, köken, otorite, iktidar gibi kavramlara karşı bir duruşsergileyerek yapısalcı dilbilimden yola çıktığı, differans, sesmerkezcilik vesözmerkezcilik kavramlarını geliştirmiştir. Derrida'nın yapıbozum eylemi ile sanattakiyapıbozum anlayışı, birbirine paralel ilerlemiştir. Sanatta yapıbozum, kökenselyapıları sorgular, alt üst eder, yeniden yapılandırarak uyumsuzluk, çelişki, dinamizm,değişkenlik ve çatışma gibi kavramları gündeme getirir.Bu araştırmada, Derrida'nın düşünce sistematiği, yapıbozum yöntemi ile ilgiliçözümlemeleri incelenmiş; Amerikalı sanatçı Frank Stella ile Derrida arasındakibağıntı görünür kılınmaya çalışılmıştır. Stella, resim sanatına yönelik 'yöntemsel' ve'uzamsal' iki sorunu aşma çabası içinde hareket eden ve yeni, özgün, derin düşünceürünü olan yapıtlarında, kendisini 'sınırlamak' istemeyen, yapmacıklıktan uzak, sıradışı bir sanatçıdır. Stella'nın, resimsellikte kırılma ve derinlik etkilerini farklıtekniklerle yansıtan; perspektif kurallardan uzak, mekanı gerçekmiş gibi gösterenüçüncü boyutu arama kaygısı ile anlatımcılığa karşı çıkan bir sanat anlayışı olmuştur.Stella'nın geleneksel resim anlayışından uzak tavrı ve Derrida'nın gelenekseldüşünceyi reddeden yapıbozum sistemi arasında bir ilişkisellik ortaya çıkmaktadır.Araştırmadaki uygulama sürecinin temel çıkış noktası, Derrida'nın söz konusukavramları ile Stella'nın yapıtlarındaki düşünsel ve biçimsel dil olmuştur. `Deconstructivism (deconstruction)`, a critical thinking mechanism Frenchphilosopher Jacques Derrida has presented based on the Heidegger philosophy; is areading method aspiring to change, segment and question the texts with regard towestern metaphysics and to reveal the actual idea.In the Derrida philosophy, the primary focus of reading with the deconstructionmethod is the criticism of the western philosophy on the nature of the texts.Deconstruction, defined as anti- structuralist, is a system that rejects the traditionalstructures and the doctrines of constructivism. Derrida has developed the concepts ofdifference, phonocentrism, logocentrism which he based upon structural linguistics bymaintaining a stance against concepts such as metaphysics of existence,phallogocentrism, centralism, centric mind, origin, authority, power with thedeconstruction practice. Derrida's deconstruction practice and the perception ofdeconstruction in art had progressed parallel to one another. Deconstruction in artquestions, disrupts structures regarding origin and revives concepts such asincompatibility, paradox, dynamism, variability and conflict by restructuring it.In this study, Derrida's systematic thought and his analysis regardingdeconstruction method; it has been tried to bring the connection between the Americanartist Frank Stella and Derrida into view. Stella, is an extraordinary artist far fromartificialness, acting within the boundaries of overcoming two 'procedural' and'spatial' issues with regard to art of painting who does not want to 'limit' himself inhis new, unique works representing reflection. Stella had a sense of art reflecting hiseffect of refraction and depth in terms of pictorialness with different techniques; asense of art free from perspective rules and protesting expressionism through theanxiety of searching for the third dimension which shows the place as it was real. Arelationality between Stella's attitude of staying away from the traditional concept ofpainting and Derrida's deconstruction system rejecting the traditional thought comesinto existence.The main starting point of the implementation process in the study had beenDerrida's aforementioned concepts and Stella's intellectual and formal language inthis works.
Collections