Pulmoner tromboemboli olgularımızın hematolojik parametrelerinin, risk faktörleri ve hiperkoagülabilite ile ilişkisinin retrospektif değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Pulmoner tromboemboli mortalite oranı yüksek olan sık karşılaşılan bir kardiyopulmoner hastalıktır. Pulmoner tromboemboliye yatkınlık oluşturan konjenital ve edinsel birçok risk faktörü vardır. Çalışmamızda retrospektif olarak pulmoner tromboemboli risk faktörleri ile hastaların hemogram parametreleri ve hiperkoagülabilite arasındaki ilişkiyi açıklamaya çalıştık.Pulmoner tromboemboli tanısı ile kliniğimize yatırılan 380 hastanın verileri retrospektif olarak incelendi. Risk faktörü bilinmeyen 175 hasta, tedavi öncesi hemogram çalışılmamış 23 hasta ve trombüs saptanan radyolojik görüntülerine ulaşamadığımız 14 hasta çalışma dışı bırakıldı. Risk faktörü bilinen, başvuru anında hemogram ve D-dimer çalışılan 168 hasta çalışmaya dahil edildi. 58 hastada genetik mutasyon, 47 hastada malignite, 45 hastada cerrahi, 17 hastada immobilite, 18 hastada fraktür, 8 hastada venöz tromboemboli geçmişi ve 11 hastada diğer risk faktörleri saptandı. D-dimer çalışılan 105 hastaya ulaşıldı.Risk faktörleri ve başlangıç hemogram parametreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı. Fakat D-dimer ile kırmızı küre dağılım genişliği (RDW) (r=+637 ve p=0,035) ve D-dimer ile nötrofil lenfosit oranı (NLO) arasında (r:+235, p<0,017) anlamlı korelasyon tespit edildi.Bu çalışma ile pulmoner tromboemboli ön tanısı ile hastaneye başvuran ve tanı aşamasında D-dimer yolağı kullanılan gruplarda, basit ve hızlı bir şekilde sonuçları elde edilebilen RDW ve NLO gibi hemogram parametrelerinin pulmoner tromboemboli tanı algoritmasında tanıya katkı sağlayabileceği kanaatindeyiz.Anahtar kelimeler: D-dimer, RDW, NLO, Pulmoner tromboemboli risk faktörleri Pulmonary thromboembolism is a common cardiopulmonary disease with a high mortality rate. There are many congenital and acquired risk factors predisposing pulmonary thromboembolism. In our retrospective study, we tried to explain the relationship between pulmonary thromboembolic risk factors and hemogram parameters and hypercoagulability of patients.The data of 380 patients admitted to our clinic with the diagnosis of pulmonary thromboembolism were retrospectively evaluated. Hundred and seventy- five (175) patients with unknown risk factors, 23 patients without hemogram before treatment and 14 patients with a detected thrombus whose radiological studies we were unable to reach were excluded from the study. Hundred and sixty-eight (168) patients with known risk factors, hemogram and D-dimer at the time of admission were included in the study. Genetic mutation was detected in 58 patients, malignancy in 47 patients, surgery in 45 patients, immobilization in 17 patients, fracture in 18 patients, history of venous thromboembolism in 8 patients and other risk factors were detected in 11 patients. We reached 105 patients with D-dimer results.No statistically significant relationship was found between risk factors and baseline hemogram parameters. However, there was a significant correlation between D-dimer and Red cell distribution width (RDW) (r=+637 ve p=0,035) and D-dimer and the neutrophil-lymphocyte ratio (NLR) (r:+235, p<0,017).We conclude that hemogram parameters such as RDW and NLR, which can provide simple and rapid results in the pathway to diagnosis by D-dimer, may contribute to the diagnosis in patients who applied to the hospital with the preliminary diagnosis of pulmonary thromboembolism.Keywords: D-dimer, RDW, NLR, Pulmonary thromboembolism risk factors
Collections