Yüksek estetiğe sahip dental kompozitlerin yüzey pürüzlülüğü ve renk değişiminin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Günümüzde nanoteknolojinin diş hekimliği alanında kullanılması ile geliştirilen yüksek estetiğe sahip kompozitler anterior ve posterior dişlerin tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Kompozitler ile restore edilen dişlerin estetik görünümünü restoratif materyalin yüzey pürüzlülüğü, parlaklığı ve renk kararlılığı gibi karakteristik özelikleri etkilemektedir. Birçok araştırmada kahve, çay, kola, kırmızı şarap gibi içecekler ve ağız gargaralarının kompozit restorasyonlarda farklı derecelerde renklenmelere neden olduğu bildirilmiştir. Çalışmamızın amacı; farklı partikül büyüklüğündeki (supra-nano, submikron hibrit, nanohibrit, nano seramik ve mikrohibrit) yüksek estetiğe sahip kompozitlerin bitirme ve cila işlemlerinden sonraki yüzey pürüzlülüğü ve renk değişimini incelemektir. Çalışmada Ceram.x Duo (Dentsply Srona), Harmonize (Keer), Estelite Asteria (Tokuyama), Brilliant EverGlow (Coltene) ve Amaris (Voco) olmak üzere 5 adet kompozit kullanıldı. Kompozit örnekler için 6x2 mm boyutunda metal kalıp kullanılarak toplam 225 adet örnek oluşturuldu. Örneklerin D- Light Pro (GC) led ışık cihazı kullanılarak polimerize edildi. Hazırlanan örnekler farklı yüzey pürüzlülük işlemleri için kendi içerisinde rastgele Sof-Lex (3M ESPE), OptiDisc (Kerr), Clearfil Twist DIA (Kururay), Super snap (Shofu) ve mylar strip (Jovident B.V) olmak üzere 5 alt gruba ayrıldı. Hazırlanan örnekler, içerisinde distile su bulunan ependorf tüplerine tek tek konularak etüv (FN 500, Nüve) içerisinde 37 oC 24 saat bekletildi. Daha sonra kompozit örneklerin başlangıç renk değerleri spektrofotometre (Vita Easyshade Advance, Vita) ve yüzey pürüzlülükleri ise profilometre (Perthometer M2, Mahr; Germany) kullanılarak ölçüldü. Örneklerin başlangıç renk ve yüzey pürüzlülüğü tespit işleminden sonra içerisinde 2 ml kahve (Nescafe Classic, Nescafe) olan ependorf tüplerine konularak etüv içerisinde 37 oC 7 gün bekletildi. Kahve içerisinde bekletilen örneklerin 1. ve 7. gündeki renk ölçümleri aynı spektrofotometre cihazı ile yapıldı.İstatiksel incelemeler SPSS 22 (IBM Inc., ABD) paket programında yapıldı. Yüzey pürüzlülüğü (Ra), 1. ve 7. gün sonundaki renk değişim değerleri (∆E) tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve gruplar arasındaki farklılıklar ise Tukey testi kullanıldı. 1 ve 7. gün sonundaki grup içi renk farklılıkların analizinde `bağımlı örneklerde t-testi` (paired-t) yapıldı. Sonuçlar (p<0,05) anlamlılık düzeyinde değerlendirildi.Farklı bitirme ve cila işlemlerinden sonra kompozitlerin yüzey pürüzlülük değerleri incelendiğinde; nano seramik, submikron hibrit ve mikrohibrit kompozit örneklerin yüzey pürüzlülüğü değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık görülürken (p<0,05), nanohibrit ve supra-nano kompozit örneklerin yüzey pürüzlülüğü değeri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık görülmedi (p>0,05). En düşük yüzey pürüzlülük değeri alüminyum oksit kaplı disk sisteminin kullanıldığı supra-nano kompozitte, en fazla yüzey pürüzlülük değeri ise elmas içerikli spiral sisteminin kullanıldığı mikrohibrit kompozitte görüldü.Kompozitlerin renk değişim değerleri incelendiğinde; nanohibrit kompozitin 1. gündeki renk değişim değerleri, bitirme ve cila sistemlerine göre istatistiksel olarak anlamlı (p<0,05); nano seramik, supra nano, submikron ve mikrohibrit kompozitlerin renk değişim değerleri arasında istatistiksel anlamlı bir farklılık görülmedi (p>0,05). Kompozit örneklerin 7. gündeki renk değişim değerleri incelendiğinde ise; nano seramik, nanohibrit, supra-nano ve mikrohibrit kompozitlerin bitirme ve cila sistemlerine göre renk değişim değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilirken (p<0,05), submikron hibrit kompozitlerin renk değişim değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık görülmedi (p>0,05). En düşük renk değişimi (∆E:4,43) supra-nano kompozitte, en fazla renk değişimi (∆E:12,80) mikrohibrit kompozitte görüldü.Çalışmamızda en az yüzey pürüzlülüğü supra-nano kompozitte görülürken, en fazla yüzey pürüzlülüğü mikrohibrit kompozitte görüldü. Kompozit grupları üzerinde en az Ra değerini alüminyum oksit kaplı disk sistemi oluşturmasına rağmen, elmas partikül içeren spiral bitirme ve cila sistemi tüm kompozit gruplarında 1. ve 7. gün sonunda en az renk değişimi oluşturdu. Kompozitlerin en az renk değişimi supra-nano, nano seramik, nanohibrit, submikron hibrit ve mikrohibrit şeklinde sıralandı. Fakat tüm kompozit gruplarının 7. gün sonunda klinik olarak kabul edilebilir renk değişim değerinin (ΔE: 3,3) üzerinde olduğu görüldü. Today, highly aesthetic composites, developed by employing nanotechnology in the field of dentistry, are widely used in the treatment of anterior and posterior teeth. The aesthetic appearance of the teeth restored with composite materials is affected by the characteristic features of the restorative material such as; surface roughness, gloss and color stability. In many studies, beverages like coffee, tea, cola, red wine, and mouthwashes have been reported to cause varying degrees of coloration in composite restorations.The aim of this study is to examine the surface roughness and color change in high aesthetic composites of different particle size (supra-nano, submicron hybrid, nanohybrid, nano-ceramic, and micro-hybrid) after finishing and polishing processes. In the study, 5 different composites; Ceram.x Duo (Dentsply Srona), Harmonize (Keer), Estelite Asteria (Tokuyama), Brilliant EverGlow (Coltene) and Amaris (Voco) were used. A total of 225 composite samples were generated using a 6x2 mm metal mods. The samples were polymerized using a D-Light Pro (GC) led light device. The prepared samples were randomly divided into 5 subgroups (Sof-Lex, OptiDisc, Clearfil Twist DIA, Super snap and Mylar strip) for different surface roughness processes. Then, they were placed, one by one, into the Eppendorf tubes filled with distilled water and kept at 37 oC for 24 hours in the incubator. Then, the initial color values of the composite samples were measured by using a spectrophotometer (Vita Easyshade Advance) and the surface roughness values were measured using a profilometer (Perthometer M2). After initial color and surface roughness values were measured, the samples were kept in Eppendorf tubes filled with 2 ml coffee (Nescafe Classic) at 37 oC for 7 days in the incubator. On the 1st and 7th days, the color measurements of the samples, kept in the coffee, have been made with the same spectrophotometer.Statistical analysis was performed with SPSS 22 (IBM Inc.,USA). For surface roughness (Ra) and color change values at the end of the 1st day and 7th day (∆E), one-way analysis of variance (ANOVA) and Tukey test were employed to determine the differences between the groups. At the end of the 1st and 7th day, for the analysis of intra-group color differences, the t-test for dependent samples (paired-t) was performed. The results were evaluated at (p <0,05) significance level.When the surface roughness values of composites are examined after different finishing and polishing processes, while there was a statistically significant difference between the surface roughness values of nano ceramic, submicron hybrid and micro-hybrid composite samples (p<0,05), there was no significant difference between the surface roughness values of nanohybrid and supra-nano composite samples (p>0,05). The lowest surface roughness value was observed in the supra-nano composite, which was processed in the aluminum oxide coated disc system, and the highest surface roughness value was seen in the microhybrid composite, processed in the diamond particle embedded spiral system.When the color change values of composites are examined according to different finishing and polishing systems; the color change values of the nanohybrid composite on the 1st day were statistically significant (p<0,05), there was no significant difference between the color change values of nano-ceramics and supra nono, submicron and micro hybrid composites (p>0,05). On the other hand, when the same analysis was done on the 7th day; while there was a significant difference between the intragroup color change values of nanoceramics, nanohybrid, supra-nano and microhybrid composites (p<0,05), there was no significant difference in submicron hybrid composites (p> 0,05). The lowest color change (∆E:4,43) was in the supra-nano composite, and the highest (∆E:12,80) was in the microhybrid composite.In our study; the least surface roughness was observed in the supra-nano composite, while the highest was observed in the microhybrid composite. Although the the lowest Ra value on the composite groups was taken with aluminum oxide coated disc system, the diamond particle embedded spiral finishing and polishing system led to the least color change at the end of the 1st and 7th days in all composite groups. It was concluded that the color change of the composites was related to the particle size and the color change was at the lowest degree in supra-nano, then in nano ceramic, nanohybrid, submicron hybrid, and microhybrid, respectively. Nevertheless, at the end of the 7th day, the color change value was found to be above the clinically acceptable level (ΔE: 3,3) in all composite groups.
Collections