Türkiye`nin enerji politikaları: 1980-2014 dönemi analizi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Enerji, ülkelerin ekonomik ve sosyal hayatlarında daima belirleyici bir rol üstlenmiştir. Aynı zamanda sektör için de önemli girdilerden biri olduğundan önemlidir. Yapılan araştırmalar enerjinin sürdürülebilir kalkınmanın ön şartı olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca enerji; eğitime bilimsel çalışmalara katkıda bulunurken, ısıtma, ışıklandırma ve ulaşım yoluyla hayatı kolaylaştıran sosyal gelişmeler açısından da öne çıkmaktadır. Enerji kaynaklarına ulaşma, enerji akışını sürdürme ve yönetme yeteneği, bu nedenle, uzun vadeli hedeflerin çoğunlukla enerji rezervleri üzerinde konumlandırılması, etkin bir yönetim ile gerçekleştirilmesi hayati önem taşımaktadır. Bu yüzden devletler, başta kömür, petrol ve doğalgaz olmak üzere birincil veya fosil kaynaklar gibi enerji kaynakları konusunda çıkar çatışmasına girmiş ve siyasal arenada dünya savaşları ortaya çıkmıştır.1980'lerden itibaren, enerji politikaları, ulusal çıkarlar kadar ekonomik, sosyal, güvenlik, çevre politikaları ile de çok ilgili hale gelmiştir. Birçok ülkenin artan mali açıdan kırılganlığı, onları dünya çapında yatırım fırsatları sunan çok uluslu şirketlere izin vermeye itti. 1970'lerin sonunda `finansal derinleşmenin` boyutu arttığından devletlerin rolü ekonomide ve enerji sektöründe azalan bir eğimde seyretmiştir. 1980'lerin neo-liberal dalgası, kamu kuruluşlarının özelleştirilme hacmi arttıkça büyük enerji alt sektörlerinde `deregülasyon` oluşturdu.Bu çalışmada ilk bölümde Türk enerji politikalarının gelişim süreci ele alınacak, Türk enerji sektöründe devlete yönelik enerji politikaları ve serbest piyasa yönetimi anlatılacaktır. Elektrik, doğalgaz, petrol, kömür ve yenilenebilir/alternatif enerji kaynakları 1980'lerden sonraki Türkiye'nin enerji politikaları kapsamında ayrı başlıklar halinde detaylarıyla sunulacaktır. Çalışmanın ikinci bölümünde Türkiye'nin enerji profili çizilecek olup dünyadaki enerji trendleriyle karşılaştırması yapılacaktır. Bu kapsamda enerji politikalarının uygulanmasında bölgesel risklerin neler olduğu tartışmaya açılacak, Türkiye'nin bir enerji merkezi olarak rolü ve bölgedeki etkinliğini artırabilmek amacıyla politik öneriler sunulacaktır. Yine ikinci bölümde Türkiye'nin değişen enerji stratejisi kapsamında ulusal enerjinin zenginleştirilmesi, yenilenebilir enerji ve nükleer enerji kaynaklarının neler olduğu ve kapsamı sunulacak olup Türkiye'nin enerji ticaret merkezi olma konusundaki istikrarlı ilerleyişi, ulusal ve uluslararası arenadaki etkinliklerinden bahsedilecektir. Özellikle Türk-AB ilişkileri kapsamında bir değerlendirme yapılacak ve TEİAŞ VE ENTSO-E Arasında Uzun Vade Sözleşmesi Türkiye'nin enerji politikaları açısından kararlılığını ortaya koyan bir hukuki akit olarak ele alınacaktır. Energy always has a decisive role in the economic and social life of countries. It is important that it is one of the important inputs for the sector, and researches have somehow proved to be a prerequisite for sustainable development. In addition, energy is a contributing factor to scientific work in the academic mosque, and it stands out as a factor facilitating social life by providing heating, lighting and transportation facilities. The ability to reach energy sources, to maintain and manage energy flows, therefore, is crucial to ensure that long-term objectives are often located on energy reserves and that they are managed with effective management. That is why states have entered into a conflict of interest over energy sources, primarily primary or fossil resources, primarily coal, oil and natural gas, and world wars have emerged in the political arena.Since the 1980s, energy politics have become very relevant to economic, social, security, environmental policies as well as national interests. The increasing financial vulnerability of many countries has forced them to allow MNCs to offer investment opportunities around the world. As the `financial deepening` dimension increased at the end of the 1970s, the role of governments was on a declining trend in the economy and energy sector. The neoliberal wave of the 1980s created a `deregulation` of large energy sub-sectors as the volume of privatization of public institutions increased.In this study, the development process of Turkish energy policies will be discussed in the first part and energy policy and free market management oriented to the state in Turkish energy sector will be explained. Electricity, natural gas, petroleum, coal and renewable / alternative energy sources will be presented in separate chapters within the context of Turkey's energy policies since the 1980s.In the second part of the work, Turkey's energy profile will be drawn and compared with the energy trends in the world. In this context, it will be opened to discuss what regional risks are in the implementation of energy policies, and political proposals will be presented in order to increase Turkey's role as an energy center and the activity in the region. In the second part, the enrichment of the national energy within the context of the changing energy strategy of Turkey will be presented with the scope and scope of renewable energy and nuclear energy resources and mention the stable progress of Turkey as an energy trade hub and its activities in national and international arena. An evaluation will be made and a long-term contract between TEİAŞ and ENTSO-E will be considered as a legal act that sets out Turkey's determination in terms of energy policy.
Collections