Sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde doğrudan yabancı yatırımlar ve CO2 ilişkisi: Türkiye örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Küreselleşme süreci, sermayenin uluslararası serbestliğe sahip olmasına yol açmıştır. Sürdürülebilir ekonomik büyüme hedeflerine ulaşmak isteyen ve yeni yatırımları finanse etmeye çalışan ülkeler, sermayenin serbest hale geldiği bu ortamda uluslararası şirketler aracılığı ile yapılan DYY'leri çekmeye çalışmaktadır. Sanayileşme konusunda gelişmiş ülkeleri yakalamak için hızla büyümek zorunda kalan gelişmekte olan ülkeler için, DYY'ler çok daha önemli bir yere sahiptir. Sanayileşme ve ekonomik büyüme faaliyetleri sonucunda oluşan CO2 emisyonu ve çevreye verilen zararın sorumlusu olan gelişmiş ülkelerde, uluslararası sözleşmeler gereği sıkı çevre politikası uygulanmaktadır. Gelişmiş ülkelerde uluslararası şirketlerin, kirli endüstrilerini DYY yoluyla gelişmekte olan ülkelere yönlendirdiği göze çarpmaktadır. Literatürde bu konuda yapılan uygulamalı çalışmalar, Kirlilik Sığınağı Hipotezi üzerine kurulmuştur.Bu çalışmada, Türkiye'ye gelen DYY akımlarının CO2 emisyonu ve ekonomik büyüme ile olan ilişkisi araştırılmıştır. Türkiye'de CO2 emisyonu, DYY ve GSYİH arasında karşılıklı nedensellik ilişkisinin olduğu yönünde kurulan hipotez, 1980-2017 dönemi verileri kullanılarak Granger Nedensellik testi yöntemiyle incelenmiştir. Analiz sonucunda değişkenler arasında karşılıklı nedensellik bulunamamış fakat, DYY ve GSYİH'dan CO2 emisyonuna doğru tek yönlü bir nedensellik olduğu belirlenmiştir. Ayrıca GSYİH'nın da DYY'nin nedeni olduğu belirlenmiştir. Elde edilen bulgular, Kirlilik Sığınağı Hipotezini doğrular niteliktedir. Bu bilgiler ışığında, Türkiye'ye gelen DYY'nin ve ekonomik büyümeye bağlı olarak gerçekleşen üretim artışının, ülkede CO2 emisyonlarını arttırdığı ve çevreye zarar verdiği görülmektedir. Türkiye son yıllarda CO2 emisyonlarını azaltmak için çevreyle uyumlu olan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmekle birlikte, henüz istenilen seviyeye ulaşmadığı söylenilebilir. Globalization process has led to the international freedom of capital. Countries seeking to achieve sustainable economic growth targets and trying to finance new investments tries to attract FDI's through international companies in this environment where capital becomes free. For developing countries that have to grow rapidly in order to catch up with developed countries in industrialization, FDIs have a more important place.In the developed countries which are responsible for CO2 emissions and damage to the environment resulting from industrialization and economic growth activities implements strict environmental policy by international contracts. In developed countries it is noteworthy that international companies are driving their dirty industries to developing countries through FDI.In the literature, the applied studies on this subject are based on the Pollution Haven Hypothesis. In this study, the relationship between CO2 emissions, economic growth and incoming FDI flows to Turkey, was investigated. The hypothesis established that there is a mutual causality relationship between CO2 emissions, FDI and GDP in Turkey, was investigated by Granger Causality Test using data from the period 1980-2017. As a result of the analysis, there was no mutual causality between the variables however, there is a unidirectional causality from FDI and GDP to CO2 emissions. It was also determined that GDP is the cause of FDI. The obtained findings confirm the Pollution Haven Hypothesis. In the light of this information, it is seen that the production growth due to FDI coming to Turkey and economic growth, increases CO2 emissions in the country and damages the environment. Although Turkey is turning to environmentally friendly renewable energy sources to reduce CO2 emissions in recent years, it can be said that it has not reached the desired level yet.
Collections