Dirty realist Bukowski and his troublesome relationship with women in his selected novels: Ham on Rye and Women

Abstract

Bu tezin ana teması, Almanya doğumlu Amerikan yeraltı yazarı, üretken ve kirli gerçekçi olan Charles Bukowski ve onun kadınlarla olan problemli ilişkisidir. Bukowski 20. Yüzyıl Amerika'sında önemli bir kült figür olmuştur. Sıra dışı biyografisi, yazım tarzı ve eserlerinde ele aldığı konularla, dünya çapında hatta hapishanelerde bile tanınmıştır. Kirli Gerçekçilik akımının manevi babası olarak, Bukowski, edebiyatın, fikirleri aktarma ve olayları anlatmada süslü dil ve karmaşık yapılar kullanmak anlamına gelmediğini göstermek istemiştir. Bukowski'ye göre, marjinalize olmuş insanların hayatlarına direkt ve basit bir dil kullanarak değinmek, okuyucuya bir mesaj göndermek için yeterlidir. Geçmişi ve eserleri, onun yıllarca kadın düşmanı olarak adlandırılmasına neden olmuştur. Entelektüeller ve eleştirmenler Bukowski'nin kadınlara karşı olan sert tutumunu tartışmalarına ve sorgulamalarına rağmen, ana eleştiri erkek bir şovenist olmasıdır.Bu tez, Bukowski'nin sıra dışı biyografisine detaylı bir şekilde odaklanmaktadır ve Yenilikçi olarak benimsediği Kirli Gerçekçilik akımını ele almaktadır. Ayrıca, bu tez, Bukowski'nin Ham on Rye ve Women adlı otobiyografik eserlerini, özellikle kadın cinsiyetini keşfetme ve onlara karşı olan düşmanlığı konularını vurgulayarak, Henry Chinaski adlı kurgusal karakteri aracılığıyla incelemektedir.

The guiding theme of this thesis is dirty realist Charles Bukowski, the German-born American prolific underground writer, and his troublesome relationship with women. Bukowski became an important cult figure in the 20th century America. With his extraordinary biography, writing style and the subject matters in his works, he became known worldwide even in prisons. As the godfather of dirty realism, he wanted to show that literature does not mean using adorned language and complicated structures in transferring the ideas and narrating events. From Bukowski's point of view, dealing with the lives of marginalized people through the use of direct and simple language is enough to send a message to the reader. His past and writings led him to be called a misogynist for years. Although intellectuals and critics debate and question his harsh attitude towards women, the main criticism is his being a male chauvinist. This thesis focuses on his extraordinary biography in detail and handles his adopting the Dirty Realism movement by being an Avant Gardist. It also examines Bukowski's autobiographical works Ham on Rye and Women with a specific emphasis on his discovering female gender and his hostility towards them through his fictional persona of Henry Chinaski.