Doğurganlık ve Göç Arasındaki İlişkinin Analizi: Türkiye Örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Ülkelerin nüfusu; doğum, göç ve ölüm nedeniyle nitelik ve nicelik olarak değişen bir olgudur. Özellikle son yıllarda Türkiye'de göç eden nüfus içerisinde kadın sayısının artması ve göç ile birlikte doğurganlık davranışının değişmesi söz konusu olmuştur. Bu bağlamda Türkiye'de göç eden kadınların sosyo-ekonomik olarak uyum sağlama süreci ve göç alan yerlerdeki aile yapılarındaki değişimin anlaşılabilmesi için göç eden kadınların doğurganlık davranışının analiz edilmesi gerekmektedir. Doğurganlığın, ekonomik çerçeve içerisinde ele alınması ilk olarak Becker (1960) tarafından ortaya atılmış ve literatürde birçok çalışma yapılmıştır. Doğurganlık ve göç arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalarda ise adaptasyon, bozucu etki, seçicilik ve sosyalleşme hipotezi olmak üzere dört hipotez ön plana çıkmıştır. Bu çalışmanın amacı, 2008 ve 2013 yılına ait Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) verileri kullanılarak Türkiye'de doğurganlığı etkileyen faktörlerin belirlenmesi ve iç göçlerin doğurganlık üzerine olan etkisinin sayma veri modelleri aracılığıyla Robust Poisson regresyon modeli kullanılarak adaptasyon, bozucu etki ve seçicilik hipotezleri açısından değerlendirilmesidir. Analizlerde doğurganlık göstergesi olarak sahip olunan çocuk sayısı alınmıştır. Ayrıca bu çalışmada, göç ile doğurganlık arasındaki mekansal ilişkinin varlığı da araştırılmıştır. Bu çalışmadan elde edilen bulgulara göre Türkiye'de kadınların göç ve doğurganlıkları arasındaki ilişkinin açıklanmasında mekânsal bir ilişkinin varlığı ile birlikte bozucu etki hipotezinin geçerli olduğu adaptasyon hipotezi ve seçicilik hipotezinin geçerli olmadığı görülmüştür. Ayrıca bozucu etkinin ortadan kalktıktan sonra adaptasyonun gerçekleşmesi için geçen sürenin beş yıldan fazla olması gerektiği tespit edilmiştir. The population of countries is a phenomenon that changes in quality and quantity due to birth, migration and death. Especially in recent years in Turkey, the increase in the number of women migrating population and the change in fertility behavior with migration has been concerned. In this context, in Turkey, to understand the socio-economic adaptation process of migrant women and the change in family structures in the destination places, it is necessary to analyze the behavior of migrant women's fertility.The study of fertility within the economic framework was first proposed by Becker (1960) and many studies have been conducted in the literature. In studies examining the relationship between fertility and migration, four hypotheses, namely adaptation, disruptive effect, selectivity, and socialization hypothesis, came to the fore.The aim of this study is to determine the factors affecting fertility in Turkey using Turkey Demographic and Health Survey (DHS) data and evaluating the effect of internal migration on fertility in terms of adaptation, disruptive effect, selectivity hypothesis using the Robust Poisson regression model through count data models. In the analyzes, the number of children owned has been taken as a fertility indicator. In addition, in this study, the existence of the spatial relationship between migration and fertility has been investigated. According to the findings obtained from this study, disruptive effect hypothesis and spatial relationship is valid for explaining the relationship between migration and fertility in Turkey. It has been seen that the adaptation hypothesis and the selectivity hypothesis have been not valid. In addition, it has been determined that the time taken for adaptation to take place after the disruptive effect is removed should be more than five years.
Collections