Yağ doku kökenli kök hücre uygulamasının perforatör flep yaşayabilirliği üzerine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Flep cerrahisi sırasında, defekt bölgesini örten flep dokusu çoğunlukla transfer edilen dokunun en distalidir. Beslenmesinde bozukluk olmaması, yeterli dolaşımının sağlanması yapılan cerrahi girişimin başarılı olması için en önemli kriterdir. Bu amaçla literatürde pek çok farmakolojik ajanın yanı sıra, son yıllarda popülerlik kazanmış olan kök hücreler de kullanılmaktadır. Adipoz kökenli kök hücrelerin neovaskülarizasyonu arttırdığı önceki çalışmalarda kanıtlanmıştır. Bu çalışmada plastik cerrahide günümüzde sıklıkla kullanılmakta olan perforatör fleplerin, yağ doku kökenli kök hücre verilerek yaşayabilirliğinde artışın gözlemlenmesi hedeflendi. Deney için, 18 adet dişi erkek ayrımı gözetilmeksizin Wistar Albino sıçan kullanılarak 3 grup oluşturuldu. Sıçanların dorsal bölgelerinden 3x12cm'lik literatürde daha önce tanımlanmış olan posterior uyluk perforatör flebi kaldırıldı. İlk grup kontrol grubu olarak seçildi. Flep, herhangi bir işlem yapılmadan yerine iade edildi. 2. Grupta flebe 0,3ml subkutan serum fizyolojik enjeksiyonu yapıldı. 3. gruba 3x106 ünite kök hücre subkutan olarak enjekte edilerek fleplerin yerlerine iadesi yapıldı. Hayvanların tümü 7. günün sonunda sakrifiye edildi. Sağlıklı zon, geçiş zonu ve nekrozdan olmak üzere 3 adet biyopsi alınarak histopatolojik olarak incelendi. Makroskopik görüntüleri fotoğraflanarak dijital ortamda incelendi. Sonuçlar istatistiksel olarak karşılaştırıldı. Sonuç olarak yağ doku kökenli kök hücre uygulaması yapılan fleplerin, kontrol ve sham gruplarına göre yaşayabilen kısmında istatistiksel olarak anlamlı bir artış olduğu görüldü. Ayrıca histokimyasal ve immunokimyasal olarak, enjeksiyon bölgesinde kök hücrenin varlığı, kapiller yoğunluğun arttığı, eNOS, iNOS, IL-1 ve IL-6 gibi inflamatuar belirteçlerin, bez ve kıl folikülü sayısında artış olduğu görüldü. Bu olumlu etkilerin, klinik kullanımda perforatör flep nekroz oranlarını azaltmada ve iyileşmeyi hızlandırarak hastane yatış süresinin kısalmasında kullanılabileceği düşünülmektedir. İnsanda perforatör flepler üzerinde uygulanabilecek yağ doku kökenli kök hücrelerin terapötik dozu, olası yan etkileri ve prognoza katkıları için ileri klinik çalışmalar gerekmektedir. During flap surgery, the main part of the flap which is aimed to cover the defect region, is commonly the most distal of the transferred tissue. The circulation of the flap is the most important point in achieving a successful surgical result. For this purpose, in addition to many pharmacological agents in the literature, stem cells which have gained popularity in recent years are also used. The effectiveness of using adipose tissue-derived mesenchymal stem cells in increasing the neovascularisation has been proven. In this study, it was aimed to observe the increase in viability of perforator flaps, which are frequently used in plastic surgery, by injecting adipose derived stem cells. The study included 18 mal and female Wistar Albino rats which were divided into 3 groups. A 3x12cm posterior thigh perforator flap, which was previously published in literature, was elevated from the dorsal regions of the rats. The first group was named as control group. The flap were set back to its place without any injection. The second group, sham group, was injected 0,3cc saline solution The third group was injected 3x106units (0,3cc) of adipose derived stem cell. All fleps were sutured back to the donor site. All subjects were sacrified on 7th day of procedure. Three biopsies were taken from healthy zone, transition zone and necrosis and examined histopathologically. Macroscopic images were photographed and examined using digital software. The results were statistically analyzed. Consequently, a statistically significant improvement in viability of adipose-derived stem cell injected flaps compared to sham and control groups. In addition, histochemical and immunochemically, there was an increase in the number of gland and hair follicles in the injection site, presence of stem cells, increased capillary density and decrease in inflammatory markers such as eNOS, iNOS, IL-1 and IL-6. It is believed that these positive effects can be used to reduce the rate of perforator flap necrosis in clinical use and shorten the length of hospital stay by accelerating recovery. Further clinical studies are required to detect the therapeutic doses, possible side effects and prognosis of adipose derived stem cells on perforating flaps in humans.
Collections