dc.description.abstract | ÖZET Amaç: Çalışmamızın amacı birinci basamakta hizmet veren sağlık çalışanlarının kanser tarama testleri (KTT) hakkındaki bilgi seviyelerini ölçmek, risk grubundaki sağlık çalışanlarının KTT yaptırma durumlarını belirlemek, farkındalık oluşturarak gerek sağlık çalışanlarımızın gerekse halkımızın KTT'ye katılımının arttırılması ve KTT'ye katılımın arttırılması için sağlık çalışanlarının önerileri belirlenerek önlem alınmasını sağlamaktır. Materyal metod: Çalışmamız Van İli Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) ve Toplum Sağlığı Merkezlerinde (TSM) çalışan 301 sağlık çalışanı üzerinde anket yöntemiyle yapıldı. Anketimiz 32 sorudan oluşmaktadır. Cevaplar çoktan seçmeli ve boşluk doldurma şeklinde hazırlanmıştır. Anketler yüz yüze görüşme metodu ile doldurularak yapıldı. Sağlık çalışanlarının sosyodemografik özellikleri, kanserler hakkında bilgi seviyeleri, KTT hakkında ne derece bilgi sahibi oldukları, KTT yaptırma durumları, KTT yaptırmamışlarsa KTT yaptırmama sebeplerinin araştırılması ve KTT katılımını arttırmak için önerileri araştırılmıştır. Verilerin istatistiki incelenmesinde Statistical Package for the Social Sciences (SPSS 13) paket programı ve Ki-Kare testi uygulandı. Bulgular: Katılımcıların %3,3'ü (n:10) uzman aile hekimi, %36,5'i (n:110) pratisyen aile hekimi, %36,9'u (n:111) ebe, %20,6'sı (n:62) hemşire, %2,7'si (n:8) ebe ve hemşire harici aile sağlığı elemanı (acil tıp teknisyeni (ATT), paramedik, laborant) olarak çalışmaktaydı. Bireylerin %36,2'si (n:109) erkek, %63,8'i (n:192) kadın sağlık çalışanları olduklarını, %37,5 'i (n:113) bekar, %61,1'i (n:184) evli, %1,3'ü (n:4) boşanmış olduklarını belirttiler. Katılımcıların tamamı KTT'nin gerekli olduğunu düşünüyorken, %31,6'sı (n:95) KTT yaptırdığını bildirmiştir. KTT yaptıran sağlık çalışanlarının %37,8'i (n:36) ebe, %29,4'ü (n:28) pratisyen aile hekimi %25,3'ü (n:24) hemşire, %4,2'si (n:4) uzman aile hekimi ve %3,2'si (n:3) ebe ve hemşire harici aile sağlığı elemanı (ASE) olarak bulunmuş ve aralarındaki fark anlamlı bulunmuştur (p:0,001). Katılımcılardan %25,9'u (n:78) serviks kanseri taramaları için uygun yaş aralığında bulunmaktaydı. Bunlardan %55,1'i (n:43) KTT yaptırdıklarını, %44,9'u (n:35) KTT yaptırmadıklarını bildirdiler. KTT yaptırmayanların %34,2'si (n:12) KTT yaptırmama sebeplerini belirtmezken %20'si (n:7) risk grubunda olmadıklarını düşünmekteydi. Katılımcıların %2,9'u (n:9) meme kanseri taramaları için uygun yaş aralığında bulunmaktaydı. Bunlardan %66,7'si (n:6) KTT yaptırdıklarını, %33,3'ü (n.3) KTT yaptırmadıklarını bildirdiler. KTT yaptırmayanların tamamı, KTT yaptırmama sebeplerini belirtmediler. Katılımcıların %78,1'i (n:235) KTT eğitimi aldıklarını, %74'ü (n:222) verilen eğitimlerin yeterli olmadığını, %92,7'si (n:279) halkın KTT'ye katılımının yeterli olmadığını bildirmişlerdir. 40 yaş ve üzeri sağlık çalışanlarının %27,8'i verilen KTT eğitimlerinin yeterli olduğunu düşünürken, 26-30 yaş grubu sağlık çalışanlarının %15,3'ü verilen KTT eğitimlerinin yetersiz olduğunu belirtmişlerdir. Aradaki fark istatstiki olarak anlamlı bulunmuştur (p:0,004). Sağlık çalışanlarının KTT'ye katılımını arttırmak için katılımcıların sunduğu önerilerde; ilk üç sırada %29,5 (n:89) `Eğitim verilmeli.`, %21 (n:63) `Eğitimin sıklığı arttırılmalı.`, %12,6 (n:38) `Uygulamalı eğitim verilmeli.` yer alırken, halkın KTT'ye katılımı için katılımcıların sunduğu önerilerde ilk üç sırada %40,8 (n:123) `Halkın eğitilmesi.`, %32,5 (n:98) `Kamu spotu ile KTT tanıtılsın.`, %14,2 (n:43) `Mobil KTT arttırılsın.` yer almaktadır. Bireylerin %51,5'i (n:155) ülkemizde taramaları yapılan kanserleri, %75,4'ü (n:227) ücretsiz olarak uygulanan KTT'leri, %55,8'i (n:168) KTT'lerin ortak özelliklerini (ucuz olması, kolay uygulanabilir olması, yalancı negatifliğin düşük olması, yanlış pozitifliğin düşük olması, geniş kitlelere uygulanabiliyor olması), %33,9'u (n:102) KTT'den hangi kurumların sorumlu olduğunu doğru olarak bilmektedir. Sağlık çalışanlarının %51,2'si (n:154) ülkemizde en sık ölümlere yol açan iki hastalık grubunu, %83,1'i (n:250) en sık ölümlere yol açan kanser türünü doğru olarak cevaplamışlardır. En sık ölümlere yol açan kanser türü sorulduğunda pratisyen aile hekimlerinin %94,5'i (n:104), uzman aile hekimlerinin %90'ı (n:9), hemşirelerin %79'u (n:49), ebelerin %73,9'u (n:82), ebe ve hemşire harici ASE'lerin %75'i (n:6) doğru olarak cevap vermişler ve aralarındaki fark istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur (p:0,001). Katılımcıların %36,9'u (n:111) ülkemizde kadınlarda en sık görülen kanser türünü doğru cevaplamışlardır. Kadınlarda en sık olarak görülen kanser türünü en yüksek oranda pratisyen aile hekimleri %75,5 (n:83) doğru cevap verirken, uzman aile hekimleri %70 (n:7) oranında doğru cevap vermişlerdir. En düşük oranda ise ebeler %46,8'i (n:52) doğru olarak cevaplamışlar ve aralarındaki fark istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur (p:0,001). Erkeklerde en sık görülen kanser türü sorulduğunda, katılımcıların %28,9'u doğru cevap vermişlerdir. Uzman aile hekimleri ve ebe, hemşire harici ASE'lerin %50'si (n:9) doğru cevap verirken, pratisyen aile hekimlerinin %39,1'i (n:43), en düşük olarakta ebelerin %18'i (n:20) doğru cevap vermişlerdir. Aralarındaki fark istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur (p:0,002). Ülkemizde kadınlarda en sık görülen kanser sorusuna, 40 yaş ve üzeri sağlık çalışanları %50 (n:9) oranında doğru cevap verirken, 18-25 yaş grubu sağlık çalışanlarında %14,3 (n:6) oranında doğru cevap verilmiştir ve aradaki fark istatistiki açıdan anlamlı bulunmuştur (p:0,01). Katılımcıların %74,1'i (n:223) meme kanseri taramasının kaç yılda bir yapılması gerektiğini, %21,6'sı (n:65) meme kanseri taramalarında uygun yaş aralığını, %67,4'ü (n:203) meme kanseri taramalarında kullanılan testleri doğru olarak cevaplamışlardır. Meme kanseri taramalarında kullanılan testler sorgulandığında, pratisyen aile hekimlerinin %82,7'si (n:91) en yüksek oranda doğru cevap verirken, uzman aile hekimlerinin %80'i (n:8) ebelerin ise %54'ü (n:60) en düşük oranda doğru cevaplamışlardır. Aralarındaki fark istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur (p:0,001). Bu soruya verilen yanlış cevaplara bakıldığında, yanlış cevap verenlerin %68,3'ünün (n:67) USG'yi meme KTT'de kullanılıyor olarak bilmekte olduğu görülmüştür. Bu oran en yüksek ebelerde %31,5 (n:35) bulunurken, uzman aile hekimlerinde %10 (n:1) pratisyen aile hekimlerinde %.12,7 (n:14) olarak belirlenmiştir (p:0,006). Katılımcıların %53,2'si (n:160) serviks kanseri taramaları için uygun yaş aralığını, %86'sı (n:259) serviks kanseri taramalarında kullanılan testleri, %8'i (n:24) serviks kanseri tanısı konmuş hastalardaki Human Papilloma Virüs-Deoksiribo Nükleik Asit (HPV-DNA) pozitifliği oranını, %78,4'ü (n:236) serviks kanseri taramalarının kaç yılda bir tekrarlanması gerektiğini doğru olarak bilmektedirler. Serviks kanseri taramalarında uygulanan testler sorusuna ebeler %91 (n:101) doğru cevap oranı ile ilk sıradadır. Kolorektal kanser (KRK) risk grubunda katılımcı olmadığı için katılımcılardaki uygulanma oranı ile ilgili verimiz yoktur. Katılımcıların %89,7'sinin KRK taramalarında kullanılan yöntemleri doğru olarak bildikleri saptanmıştır. Çalışmamıza katılan bireylerin %28,6'sı (n:86) birinci derece akrabalarında KRK hikayesi olanların gaytada gizli kan (GGT) tarama testine kaç yaşında başlanması gerektiğini doğru olarak cevaplamışlardır. Birinci derece akrabalarında KRK olan kişilerde KRK taraması kaç yaşında başlanmalıdır sorusuna ebe ve hemşire harici ASE'lerin %37,5'i (n:3) doğru cevap verirken, uzman aile hekimlerinin %10'u (n:1), pratisyen aile hekimlerinin %36,4'ü (n:40) doğru olarak cevap vermişlerdir ve bu fark istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur (p:0,002). Sonuç: Çalışmamızda birinci basamak sağlık çalışanlarının kanserler ve KTT'ler hakkında yeterince bilgiye sahip olmadıkları, bu konulardaki bazı bilgilerinin de yanlış olduğu saptanmıştır. Topluma bu anlamda danışmanlık yapan ve aynı zamanda rol model olan başta aile hekimleri olmak üzere sağlık çalışanlarımızdan kanserler için risk grubunda olanlarına bakıldığında kendilerine KTT yaptırma oranlarının son derece düşük olduğu belirlenmiştir. Hem sağlık çalışanlarının kendi sağlığı, hem de toplumdaki tüm bireylerin sağlığı açısından, sağlık çalışanı yetiştiren ya da çalıştıran tüm kurumlarda KTT'lere yönelik eğitimlere daha çok zaman ayrılarak sağlık çalışanlarının ve toplumun bu konuya dikkatinin çekilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. | |
dc.description.abstract | ABSTRACT Research of Cancer Screening Test Knowledge Levels and Awareness of Healthcare Workers Who Work In Family Health Centers and Community Health Centers In Van Province Objective: The aim of our study is to measure the knowledge level of the healthcare workers who provide service in primary care to determine the status of making CST of healthcare workers in the risk group, to ensure that precautions are taken by determining the recommendations of healthcare workers to increase the participation of both our people and healthcare workers in cancer screening tests (CST). Materials/Methods: Our study carried out on 301 healthcare workers working in the family health centers (TSM) and community health centers in Van Province by using survey method. Our survey consists of 32 questions. The answers are prepared as multiple choice and gap filling. The questionnaires were completed by face to face interview method. The sociodemographic characteristics of the healthcare workers, the level of knowledge about cancers, the extent to which they have knowledge about CST, the state of having CST, the reasons for not having a CST if they didn't have CST, and their suggestion to increase their participation in CST were investigated. Statistical Package for the Social Sciences (SPSS 13) and Chi-Square Test were used for statistical analysis. Results: Of the participants, 3.3%(n:10) were specialist family physicians, 36.6%(n:110) were general practitioners, 36.9%(n:111) were midwives, 20.6%(n:62) were nurses, 2.7%(n:8) were family health workers out of midwives and nurses (emergency medicine technician (ATT), paramedic, laborant). 36.2%(n:109) of the individuals were male, 63.8%(n:192) were female healthcare workers, 37.5%(n:113) were single, 61.1%(n:184) were married and 1.3%(n:4) stated that they were divorced. While all the participants thought that CST was necessary, 31.6%(n:95) reported that they had CST. It was found out that from the healthcar workers 37.8%(n:36) midwives, 29.4%(n:28) general practitioners, 25.3%(n:24) nurses, 4.2%(n:4) specialist family physicians and 3.2%(n:3) family health worker (ASE) out of midwives and nurses had CST and the difference was found significant (p:0.001). 25.9%(n:78) of the participants were in the appropriate age range for cervical cancer screening. Of these, 55.1%(n:43) reported that they had CST, and 44.9%(n:35) did not have CST. While 34.2%(n:12) of these who did not have CST did not state the reasons for not having CST, 20%(n:7) of them thought that they were not in the risk group. 2.9%(n:9) of the participants were in the appropriate age range for breast cancer screening. Of these, 66.7%(n:6) stated that they had CST. 33.3%(n:3) reported that they did not. All those who did not have CST did not specify the reasons for not having CST. Of the participants, 78.1%(n:235) reported that they received TRS Training, 74%(n:222) reported that trainings were not sufficient. While 27.8% of heath care workers in the age group of 26-30 stated that the CST trainings given were insufficient. The difference was found statistically significant (p:0.004). While in the recommendations of the participant to increase the participation of health care workers in CST, 29,5%(n:89) `Training should be given.` 21%(n:63) `The frequency of education should be increased.`, 32.5%(n:98) `CST should be introduced with public spot`, 14.2% (n:43) `Mobile CST should be increased.` are included at the first three. Of the individuals, 1.5%(n:155) know the cancer types screened in our country, 75.4%(n:227) know the CSTs applied free of charge, 55.8%(n:168) know the common features of CST (inexpensive, easy to be practicable, low false negativity, low false positivity, applicable to large masses). 33.9%(n:102) correctly know which institutions are responsible for the CST. 51.2%(n:154) of the health care workers answered the two most common disease group causing death in our country and 83.1%(n:250) correctly responded to the most common type of cancer causing death. When asked about the most common type of concer that led to deaths, 94.5%(n:104) of general practitioners, 90%(n:9) of the specialist family physicians, 79%(n:49) of the nurses. 73.9%(n:82) of the midwives, 75%(n:6) of the ASE s out of midwives and nurses responded correctly and difference between them was found statistically significant (p:0.001). 36.9%(n:111) of tge participants correctly answered the most commo type of cancer in our country. While general practitioners, 75.5(n:83) responded correctly at the highest rate to the most common type of cancer in women, specialist family physicians answered 70%(n:7) correctly. At the lowest rate, the midwives answered 46.8%(n:52) correctly and the difference between them was found statistically significant (p:0.001). When asked about the most common type of cancer in men, 28.9% of the participants responded correctly. While 50%(n:9) of the family physicians and ASEs out of midwives and nurses responds correctly, 39.1%(n:43) of general practitioners and 18%(n:20) of midwives gave the correct answer. The difference between them was found statistically significant (p:0.002). While 50%(n:9) of healthcare workers at the age of 40 and over gave the right anwer to the most common cancer question in women in our country, 14.3%(n:6) of healthcare workers in the age group of 18-25 gave the right answer and the difference was found significant (p:0.01). Of the participants, 74.1%(n:223) responded correctly to how often breast cancer screening should be done, 21.6%(n:65) answered correctly appropriate age range of the breast cancer screening, 67.4%(n:203) answered correctly the breast cancer screening tests. When the tests used in tge breast cancer screening were questioned, while 82.7%(n:91) of the general practitioners responded correctly at the highest rate, 80%(n:8) of the specialist family physicians and 54%(n:60) of midwives -at the lowest rate- answered correctly. The difference between them was found statistically significant (p:0.001). When we look at the wrong answers given to this question, it was seen that 68.3%(n:67) of the respondents who gave wrong answers were aware of USG as being used in breast CST. While this rate was found highest in midwives 31.5%(n:35), it was found to be 12.7%(n:14) in general practitioners and 10%(n:1) in the specialist family physicians(p:0.006). 53.2%(n:160) of the participants know the appropriate age range for cervical cancer screening, 86%(n:259) know the test used in cervical cancer screening and 8%(n:24) know Papilloma Virus-Deoxiribo Nucleic Acid (HPV-DNA) positivity rate in the patients diagnosed withcervical cancer, 78.4%(n:236) know how often cervical cancer screening should be repeated. Midwives ranks the first with the 91%(n:101) correct response rate. Since there is no participant in the colorectal cancer (CRC) risk group, we have no data regarding the rate of application in the participants. It was determined that 89.7% participants correctly knew the methods used in CRC screening. 28.6%(n:86) of the individuals who participated in our study correctly answered the question that at which age the ones who have CRC story in the first degree relatives should start Fecal Occult Blood Test. 37.5%(n:3) of ASEs out of midwives and nurses, 10%(n:1) of specialist family physicians, 36%(n:40) of general practitioners gave the correct answers to the question of of at which age the CRC test should be started in the ones who have CRC in the first degree relatives and this difference was found that statistically significant (p:0.002). Conclusion: In our study it was found that primary health care workers did not have enough information about cancers and CST and some of their knowledge on these subjects were also false. When we look at the ones in the risk group for cancer from our health care workers including family physicians firstly who consulted the community in this sense and also the role models, it was determined that the rates of conducting CST were extremely low. In terms of both the health of the healthcare workers and the health of all individuals in the society, we think that in all institutions that train or employ health care workers, more time should be devoted to trainings for CST, and we think that attention of healthcare workers and society should be drawn to this issue by devoting more time to trainings for CST. | en_US |