MDA-MB-453 meme kanseri hücre hattı üzerinde tamoksifen ve deinoksantinin sinerjik etkilerinin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Dünyada en sık karşılaşılan kanser çeşidi olan meme kanseri, ülkemizde akciğer kanserinin ardından ikinci sırayı almaktadır. Meme kanserine karşı tedavi yöntemlerinin geliştirilmesinde, bu patogenezin özelliklerinin daha iyi anlaşılması önemli rol üstlenmektedir. Son yıllarda progesteron reseptörü (PR), östrojen reseptörü (ER), Epidermal Büyüme Faktör reseptörü-2 (HER2) ifade düzeyleri önemli prognostik belirteçler olmuştur.Kombinasyon tedavisi son yıllarda büyük bir ivme kazanan, iki veya daha fazla ilacın veyahut yöntemin kullanılma şeklidir. Bu tedavinin en önemli faydalarından biri karsinomun aynı anda birden fazla ilaca karşı direnç gösterme olasılıkları daha düşük olacağından ilaç direnci gelişimini azaltmasıdır.Östrojen bloklayıcı ve non-steroid bir bileşik olan Tamoksifen, yaklaşık 20 yıldır hormon reseptör pozitif meme kanseri olan hastaları tedavi etmek için kullanılmaktadır.Deinoksantin, radyasyona dirençli bakteri olan Deinococcus radiodurans'ın hücre duvarında bulunan S-tabakadan izole edilen ksantin türevidir. Yapılan çalışmalarda bu ksantin türevinin bazı kanser türleri üzerinde pro-apoptotik ve anti-proliferatif etki gösterdiği belirlenmiştir. Tez kapsamında Tamoksifen ve Deinoksantin'in bir HER2 pozitif meme kanseri hücre hattı (MDA-MB-453) üzerine anti-kanser ve anti-proliferatif sinerjik etkisi incelenmiştir. Bu kapsamda hücre kültürüne maddelerin tek tek ve kombinasyonlarının uygulanması sonucunda; Bax, Bcl2, Caspase 3 ve HER2 genlerinin ifade düzeyleri ve protein seviyelerinin araştırılması RT-qPCR ve ELISA yöntemleriyle gerçekleştirilmiştir. Breast cancer, which is the most common cancer type in the world, takes the second place after lung cancer in our country. A good understanding of the features of this pathogenesis plays an important role in the development of new treatment methods in breast cancer. In recent years, `Human Epidermal Growth Factor Receptor-2` (HER2) status, estrogen receptor (ER), progesterone receptor (PR) levels have been important prognostic factors.Combination therapy is the way in which two or more drugs or methods are used that has gained momentum in recent years. One of the most important aspects of this treatment is that it reduces the development of drug resistance, as the tumor or a pathogen will be less likely to resist more than one drug at the same time.Tamoxifen, an estrogen blocking and non-steroid compound, has been used to treat patients with hormone receptor positive breast cancer for nearly 20 years.Deinoxanthin is a xanthine derivative isolated from the S-layer in the cell wall of the radiation-resistant bacteria Deinococcus radiodurans. Studies have shown that this xanthine derivative shows pro-apoptotic and anti-proliferative effects on some types of cancer.Within the scope of the thesis, the anti-cancer and anti-proliferative synergistic effects of Tamoxifen and Deinoxantin on the MDA-MB-453 breast cancer cell line were investigated. In this context, as a result of applying single and combinations of substances to cell culture; Investigation of expression levels and protein levels of Bax, Bcl2, Caspase 3 and HER2 genes were carried out by RT-qPCR and ELISA methods.
Collections