Çocuklarda humerus alt uç kırıklarında cerrahi tedavi sonuçlarımız
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş ve Amaç : Çocuklarda humerus alt uç kırıkları, ön kol kırıklarından sonra 2. en sık görülen kırıklardır. Bu çalışmanın amacı, kliniğimizde cerrahi olarak tedavi edilen çocuk humerus suprakondiler kırıklarında uygulanan tedavi yöntemlerinin sonuçlarını değerlendirmek ve literatürle karşılaştırmaktır.Gereç ve Yöntem : 2006- 2011 yılları arasında kliniğimizde cerrahi tedavi edilmiş 65 hastadan, 54 tane suprakondiler kırığı olanlar değerlendirmeye alındı. Çalışmada hastaların demografik verileri, kırığın oluş nedenleri, kırık tipleri, eşlik eden yaralanmalar, postoperatif komplikasyonlar, radyolojik parametreler, kozmetik ve fonksiyonel sonuçlar değerlendirildi.Bulgular: 38 erkek (%70,4) ve 16 kız (%29,6) hasta değerlendirildi. Hastalar, minimum 1, maksimum 11 yaşında iken, ortalama yaş 5,51 bulundu. Ortalama yatış süresi 2,29 gün, ortalama takip süresi 140 hafta olarak bulundu. 4 hastada, eşlik eden travma görüldü. İatrojenik sinir yaralanması, vasküler yaralanma, kompartman sendromu görülmedi. 1 hastada geç çekilmeye bağlı pin dibi enfeksiyon gözlendi. 1 hastada heterotopik ossifikasyon saptandı. Flynn kriterlerine göre fonksiyonel sonuç %90,7 mükemmel, % 9,3 iyi sonuç elde edildi. Flynn kriterlerine göre kozmetik sonuçlar değerlendirildiğinde ise,% 90,7 mükemmel, %5,6 iyi, %1,9 orta, %1,9 kötü sonuç elde edildi. Orta ve kötü sonuç olan 2 hasta, varus deformitesi olarak değerlendirildi.Radyolojik değerlendirmeye bakıldığında bauman açısı ile taşıma açısı arasında negatif korelasyon gözlendi. H.E.W açısı ile taşıma açısı arasında ise yüksek oranda pozitif korelasyon saptandı.Sonuç: Çocuklarda humerus suprakondiler kırıklarda; hastanede yatış süresi, nörovasküler komplikasyonlar, fonksiyonel ve kozmetik sonuçlar göz önüne alındığında posterior insizyonla açık redüksiyon güvenilir bir yöntem olarak saptandı. Introduction and aim: The second most common paediatrıc age fractures after the forearm fractures is distal humeral fractures. The aim of the current stdy is to evaluate retrospectivley the results of the surgical treament of paediatric supraconsylar fractures in our clinic and compare it to the literature.Material and Method; During the period between 2006-2011, among 65 paediatic patients with distal humeral fractures, 54 patients surgically treated for supracondylar humeral fractures were evaluated and included in the study. The gender, etyology of the fracture, type of the fracture, accompanying injuries, postoperative complications, radyologic parameters, cosmetic and functional results were evaluatedFindings; 38 male (%70,4) and 16female (%29,6) patients were evaluated, the range of ages were minimally 1 years and maximally 11 years old. Mean age was 5,51. The mean period of hospital stay was 2.29 days, median of the followup was 140 weeks. Accompanying other trauma were seen in 4 patients. There was no iatrogenic nerve injury, vascular injury or compartment syndrome. Pin tract infection were observed in only one patient hetreotopic ossification were observed in one patient. The fuctional results According to Flyn chriteria wer excellent in 90,7% and good in 9,3%. The cosmetic results were 90,7% excellent, 5,6% good, 1,9% satisfied and 1,9% bad results. Cubitus varus were observe in two patients with satisfactory and bad results. The results of the radyologic evaluation showed a negative corelation between Bawman angle and carrying angle. There was a strong and posetive corelation between HEW angle and carrying angleResult: when taking into consideration the duration of hospital stay, the rate of neurovascular complication, the fuctional and cosmetic results it seems that treating the supcondylar humerus fracture using the posterior approach is a safe method
Collections