Öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine ilişkin öz yeterlik inancı kaynakları ve öz yeterlik inançlarının öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarına etkisi

Abstract

Bu çalışmanın amacı öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleği öz yeterlik inancı kaynakları ve öz yeterlik inançlarının öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumları üzerindeki etkisini ortaya çıkarmaktır. Çalışmanın verileri2015-2016 akademik yılı bahar döneminde Bülent Ecevit Üniversitesi, Ereğli Eğitim Fakültesi'nde 4. sınıfta öğrenim göre 360 öğretmen adayından toplanmıştır.Veriler `Öğretmen Adaylarının Öz Yeterlik İnancı Kaynaklarını Belirleme Ölçeği`, `Öğretmen Özyeterlik Ölçeği` ve `Öğretmenlik Mesleğine Yönelik Tutum Ölçeği` ile toplanmıştır. Elde edilen verilerin analizinde çalışmanın alt problemlerine uygun olarak ortalama, standart sapma, Pearson momentler çarpımı korelasyon katsayısı ve Path analizi kullanılmıştır. Çalışmanın sonunda, öğretmen adaylarının öz yeterlik inancı kaynaklarından duygusal durumun öğretmenlik mesleğine ilişkin öz yeterlik inançları ve tutumlarının en güçlü yordayıcısı olduğu bulunmuştur. Duygusal duruma ilaveten doğrudan yaşantılar ve dolaylı yaşantılar da öğretmenlik mesleğine ilişkin öz yeterlik inancı ve tutumun anlamlı yordayıcısı olmuştur.

The aim of this study is to explore the effect of prospective teachers' self-efficacy beliefs sources on teaching self-efficacy beliefs and their attitudes towards teaching profession. The design of study was the correlation. The study wasconducted on the 360 seniors studying in Zonguldak Bülent Ecevit University Ereğli Faculty of Education in 2015-2016 academic year. The instruments of the study were `Prospective Teachers' Self-Efficacy Sources Scale`, `Teaching Self-Efficacy Scale` and `Attitude Scale of Teaching Profession`. Data were analysed with Pearson Product Moment Correlation Coefficient and PATH analysis methods. It was founded that emotional states was the most powerful predictor of teaching self efficacy and attitude. Also, mastery experience, and vicarious experience were significant predictors.