Hatay`da yaşayan suriyeli sığınmacılarda travma sonrası stres bozukluğu ve depresyon
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ve depresyon, travmatik olaylar, felaketlerden sonra en sık çalışılan ve muhtemelen en sık görülen psikiyatrik bozukluklardır. Bu çalışma ile Türkiye'ye sığınan ve Hatay il sınırları içerisinde kamp dışında yaşayan Suriyeli sığınmacılarda TSSB ve depresyon prevalansını saptamak ve çeşitli sosyodemografik değişkenler ile ilişkisini araştırmak amaçlanmıştır.Yöntem: Kesitsel nitelikteki bu çalışma 2017 yılında Hatay'da yaşayan 18-65 yaş arası Suriyeli sığınmacılarda yapıldı. Çalışmanın evreni 18-65 yaş arası yaklaşık 200.000 Suriyeli sığınmacı olup, çalışmanın örneklemi çok aşamalı örneklem yöntemi ile seçilen 780 kişi ile görüşüldü. Katılımcılara Sosyodemografik Özellikler, Travmatik Olaylar Listesi, Travma Sonrası Stres Tanı Ölçeği (TSSTÖ) 3. Bölüm ve Beck Depresyon Enventeri (BDE) bölümlerinden oluşan anket uygulanarak, TSSB ve depresyon varlığı değerlendirildi. Analizlerde Ki-Kare, Mann Whitney-U, Kruskal Wallis ve lojistik regresyon testleri kullanıldı ve p<0,05 önemli kabul edildi.Bulgular: Çalışmaya alınan Suriyeli mültecilerde TSSB prevalansı %81,5 olarak bulundu. TSSB, erkeklerde, evli olanlarda, ileri yaştakilerde, sığınmacılık süresi daha kısa olanlarda, geçmişinde psikiyatrik hastalık öyküsü olanlarda ve maruz kaldığı travma sayısı fazla olanlarda daha sık görüldü (p<0,05). Sığınmacılarda depresyon prevalansı %71,9 bulundu. Depresyon, erkeklerde, boşanmış/ayrı yaşayan/eşi ölmüşlerde, çalışmayanlarda, ileri yaştakilerde, düşük gelirlilerde, geçmişinde ve ailesinde psikiyatrik hastalık öyküsü olanlarda daha yüksek bulundu (p<0,05).Sonuçlar: TSSB ve depresyon Suriyeli sığınmacılarda çok yaygın görülen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Travmanın yanı sıra bazı sosyodemografik değişkenlerle ilişkilidir. Erken tanı konulmaması ve gerekli müdahalelerin yapılmaması durumunda toplumun geleceğini tehdit eden sonuçlar doğuracaktır.Anahtar Kelimeler: Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Depresyon, Sığınmacı, Suriye Aim: The aim of this study is determine prevalence of PTSD and depression, evaluate process and research associations with different sociodemographic factors in Syrian refugees. Methods: This sectional study was conducted between the ages of 18-65 in Syrian refugees that live in Hatay in 2017. This study population is almost 200.000 Syrian refugees between the ages of 18-65 study sample 780 persons that choosen by multi-stage sample method. Presence of PTSD and depression of participant was evaluated by a survey that has chapters including sociodemographic features, traumatic events list, Post Traumatic Diagnostic Scale part III and Beck Depression Inventory. In the analyzes, Chi-Square, Mann Whitney-U, Kruskal Wallis and logistic regression tests were used and p<0.05 is accepted important. Results: Prevalence of PTSD was found %81,5 in Syrian refugees that participated in this study. Male gender, being married, old age, duration of asylum, pscyhiatric disease history of themselves, number of trauma exposed were associated with PTSD (p<0.05). Prevalence of depression was found %71,9 in asylum seekers. Male gender, being divorced/live seperated/ death partner, not have a job, old age, low income, pscyhiatric disease history of themselves and pscyhiatric disease history of their families were associated depression ( p<0.05). Conclusion: PTSD and depression are an important public health problem that is very common in Syrian asylum seekers. In addition to trauma, they are associated with some sociodemographic variables. If quick interventions are not taken, it will result in threats to the future of the society.Key words: Posttraumatic Stress Disorder, Depression, Asylum seeker, Syria
Collections