Yakınları intihar eden kişilerde travma sonrası stres belirtileri ve travma sonrası gelişim ile ilişkili değişkenler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İntihar tüm dünyada özellikle de genç nüfus arasında önemli bir halk sağlığı sorunu olarak görülmektedir. İntihar davranışı, sonuçları itibariyle yalnızca intihar davranışı gerçekleştiren kişiyi değil aynı zaman da yakın çevresini de etkilemektedir. Yakınları intihar eden kişiler genellikle yoğun üzüntü, suçluluk ve pişmanlık duyguları yaşamaktadırlar. Alanyazın incelendiğinde yakınları intihar eden kişilerle ilgili çalışmaların çoğunlukla intiharın olumsuz psikolojik sonuçlarına odaklandığı görülmektedir. Mevcut çalışma kapsamında ise yakınları intihar girişiminde bulunan ve yakınları intihar eden kişilerde travma sonrası stres belirtileri (TSSB) ve travma sonrası gelişim (TSG) ile ilişkili değişkenlerin ele alınması amaçlanmıştır. Bu bağlamda sosyo-demografik özelliklerin, intihar olayı ile ilişkili özelliklerin, temel inançların sarsılmasının, olayla ilişkili ruminasyonların, dini başa çıkma yollarının, intihara yönelik tutumların ve kültürel yönelimin TSSB' yi ve TSG' yi yordamadaki rolü araştırılmıştır. Bununla birlikte temel inançların sarsılması ile TSSB ve TSG arasındaki ilişkide istemsiz ve istemli ruminasyonların aracı rolü incelenmiştir. Son olarak intihara yönelik tutumlar ve TSG arasındaki ilişkide kültürel yönelimin (Bireycilik ve toplulukçuluk) düzenleyici rolü araştırılmıştır. Araştırmaya yakını intihar girişiminde bulunan 205 kişi ve yakınını intihar nedeniyle kaybeden 143 kişi olmak üzere toplam 348 üniversite öğrencisi katılmıştır. Katılımcılara demografik özelliklere ve yakınlarının intiharına ilişkin bilgi formu ile birlikte 7 öz-bildirim ölçeği (Travma Sonrası Gelişim Ölçeği, Olayların Etkisi Ölçeği, Temel İnançlar Envanteri, Olayla İlişkili Ruminasyon Envanteri, Dini Başa çıkma Ölçeği, Eskin İntihara Yönelik Tutumlar Ölçeği ve Bireycilik-Toplulukçuluk Ölçeği) uygulanmıştır. Bulgular kadınların erkeklere kıyasla TSSB puanlarının anlamlı olarak daha yüksek olduğunu; buna karşın TSG puanlarının anlamlı olarak farklılaşmadığını göstermektedir. Bununla birlikte TSSB ve TSG puanlarının intihar davranışının türüne (girişim ve intihara bağlı ölüm) göre anlamlı olarak farklılaşmadığı bulunmuştur. Regresyon analizi sonuçları incelendiğinde intihar nedeniyle yaşanan suçluluk duygusu, temel inançların sarsılması, olayla ilişkili istemli ve istemsiz ruminasyonlar TSSB' yi pozitif yönde ve anlamlı olarak yordamaktadır. TSG' yi yordayan değişkenler incelendiğinde olumlu dini başa çıkmanın, istemli/amaçlı ruminasyonların ve kendine yönelik temel inançlardaki sarsılmanın hem toplam TSG puanını hem de alt alanları pozitif yönde ve anlamlı olarak yordadığı bulunmuştur. İntiharın kabul edilebilirliğine yönelik tutumların ise toplam TSG' yi ve alt alanlarını negatif yönde ve anlamlı olarak yordadığı görülmüştür. Bununla birlikte temel inançların sarsılması ve TSSB arasındaki ilişkide istemsiz ruminasyonların; temel inançların sarsılması ve TSG arasındaki ilişki de ise istemli ruminasyonların kısmi aracı rolünün olduğu bulunmuştur. Son olarak intiharın kabul edilebilirliğine yönelik tutumlar ve TSG arasındaki ilişkide kültürel yönelimin düzenleyici bir rolünün olmadığı görülmüştür. Bulgular ilgili alan yazın bağlamında tartışılarak, söz konusu araştırmanın sınırlılıkları ve gelecek çalışmalar için öneriler sunulmuştur.ANAHTAR SÖZCÜKLER: İntihar, Travma Sonrası Stres, Travma Sonrası Gelişim, Temel İnançlar, Ruminasyonlar. Suicide is seen as an important public health problem all over the world, especially among the young population. Consequences of suicidal behavior affects not only the person who committed suicidal behaviour but also his/her immediate environment. Suicide survivors often experience intense sorrow, guilt, and regret. When the literature is examined, it is seen that the studies about suicide survivors mostly have focused on the negative psychological consequences of suicide. In the present study, the variables related to posttraumatic stress disorder (PTSD) symptoms and posttraumatic growth (PTG) were aimed to be examined in individuals whose intimates/relatives attempted suicide and lost their intimates/relatives due to suicide. In this context, the role of socio-demographic characteristics, characteristics related to the suicidal event, disruption of core beliefs, event-related ruminations, religious coping ways, attitudes towards suicide and cultural orientation in predicting PTSD and PTG were studied. In addition, the mediating role of intrusive and deliberate ruminations in the relationship between disruption of core beliefs and PTSD and PTG was examined. A total of 348 university students, 205 of whose intimates/relatives attempted suicide and 143 of whose intimates/relatives died due to suicide, participated in the research. Participants were given 7 self-report scales (The Posttraumatic Growth Inventory, The Impacts of Events Scale, The Core Beliefs Inventory, The Event-Related Ruminations Inventory, The Religous Coping Scale-Short Form, Eskin Attitudes Towards Suicide Scale and The Individualism-Collectivism Scale) along with demographic and suicide-related information form. Results revealed that women had significantly higher PTSD scores than men; however, PTG scores do not differ significantly between sex. In addition to this, it was found that PTSD and PTG scores did not differ significantly according to the type of suicidal behavior (suicide attempt or suicidal death). As the resulst of the regression analysis suggested, guilt caused by suicide, disruption of core beliefs, deliberate and intrusive ruminations positively and significantly predicted PTSD symptoms. When the variables predicting PTG were examined, it was found that positive religious coping, deliberate ruminations, and disruption of core beliefs, positively and significantly predicted both the total PTG score and the scores of sub-scales. However, it was found that intrusive ruminations partly mediated the relationship between disruption of core beliefs and PTSD symptoms. On the other hand, deliberate ruminations partly mediated the relationship between disruption of core beliefs and PTG. Finally, it has been seen that cultural orientation has no moderating role on the relation between attitudes towards acceptability of suicide and PTG. The findings were discussed in the context of the relevant literature, and the limitations of the study and suggestions for future studies were presented.KEY WORDS: Suicide, Posttraumatic Stress, Posttraumatic Growth, Core Beliefs, Ruminations.
Collections