İslâm hukukunda yapı mâliklerinin kusursuz sorumluluğu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada İslâm hukukunda yapı mâliklerinin kusursuz sorumluluğunu inceledik. Tez konusu önemlidir. Çünkü insanlar ilk çağlardan itibaren barınma ihtiyaçlarını gidermek için basit dahi olsa, bina ve yapılar edinmeye başlamışlardır. Zamanla yaşam alanlarını daha uygar ve bayındır kılmak için de modern ve ileri teknoloji standartlarında bina ve yapılar inşa etmişlerdir. Çok tabiidir ki, bu değişim ve gelişmeler `sorumluluk hukuku` alanında önemli bazı hukukî neticeleri de beraberinde getirmiştir.Bilindiği üzere, Roma hukukundan başlayarak sorumluluk için `kusur ilkesi` aranmıştır. Kusur ilkesine göre, şahsın kusuru yoksa sorumluluğu da olmayacaktır. Ancak bu ilke, ilerleyen zaman içinde yetersiz kalmış, hakkaniyeti tesis etmemeye başlamıştır. Batı ancak 19'uncu asırda bu hakkaniyetsizliğin farkına vararak `sebebiyet ilkesi` ni benimsemeye başlamıştır. Oysa İslâm hukuku `kusursuz sorumluluk` diye de adlandırılan `sebebiyet ilkesi` ni işin başından beri benimsemiştir. Bu da İslâm hukukunun hukuk düşüncesine sağladığı önemli katkılardan biridir. Sebebiyet ilkesi ve diğer bazı hususlarla birlikte düşünüldüğünde, İslâm hukukunun özgün ve müstakil bir hukuk olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü kusursuz sorumluluğa göre, bir şeyden yararlanan kişi onun mukadder zararlarını da tazminden sorumlu ve yükümlü tutulmaktadır. İşte bu prensibe göre, yapı mâlikleri kusurlu fiilleri yanında bir de sebep oldukları zararları tazminle yükümlüdürler. Çünkü bu işten çıkar ve menfaati olan bizzat kendileridir. Öyleyse olası zararlarını da ödemek zorundadırlar. In this study, we examined the absolute liability of building owners in Islamic law. The subject of the thesis is important. Because people have begun to acquire buildings and structures from the early ages, even if it is simple to get rid of their needs for housing. In time, they built buildings and structures with modern and high technology standards to make their living spaces more civilized and flourishing. Of course, these changes and developments have brought some important legal consequences in the field of `liability law`.As it is known, starting from Roman law, `defect principle` was sought for responsibility. According to the imperfection principle, there will be no responsibility if the person has no fault. However, this principle has become insufficient over time, and has begun not to establish equity. In the 19th century, however, the West came to recognize this inequity and began adopting the principle of `cause-and-effect`. However, Islamic law has adopted the principle of cause called `absolute liability` since the beginning of the work. This is one of the important contributions of Islamic law to the thinking of law.We can easily say that Islamic law is an original and independent law when we think together with the cause-and-effect principle and some others. Because, according to absolute liability, the beneficiary of something is also responsible and liable for his or her damages. According to this principle, building owners are obliged to compensate for their damages as well as their faulty acts. Because it is themselves who are in and out of this business. Then they have to pay for their possible damage.
Collections