Türkiye`de sosyal değişim sürecinde sekülerleşme eğilimleri üzerine sosyolojik bir değerlendirme
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında neredeyse bütün klasik sosyal düşünürlerin modern yapılanmayla birlikte dinin ya zayıflayacağı ya da ortadan kalkacağına yönelik öngörülerinin sekülerleşme teziyle neticelenmesi ve istatiksel verilerle desteklenmesine rağmen dinin hiçbir yerde ortadan kalkmayan ama neredeyse her yerde değişen durumu, din üzerindeki tartışmaları daha da yoğunlaştırmıştır. Dinin modernite karşısında bireysel ve toplumsal önemini kaybedip kaybetmediği ve kaybettiyse hangi oranda kaybettiği, büyük ölçüde din ve sekülerleşmeyle ne kastedildiğine bağlıdır. Ancak ne dinin tanımı ne de sekülerleşmenin anlamı üzerinde genel bir uzlaşı söz konusu olmadığı için toplumların seküler olarak tanımlanmasında kriterin ne olduğunun cevabı farklılaşır. Batıda gerçekleşen modernleşme/sekülerleşme, farklı bir toplumsal yapı ve düşünsel dünyaya geçişte Hristiyanlık içinde çok radikal bir dönüşümü temsil eder. Aslî kaynağından koparılıp beşerî ifade biçimine dönüştürülen Hristiyanlığın batı insanının hayat tarzına uyarlanmasıyla sekülerleşme karşısında direnişi, başarısızlıkla sonuçlanır. Yüzyıldan fazla bir süreden beri İslâm toplumlarında ve ülkemizde, batı dünyasının birkaç yüzyıl önce yaşadığından farklı da olsa bir değişme süreci yaşanmaktadır. İslâm'ın dünyanın temel medeniyetleri arasında sekülerleşme tezine tümüyle ve etkili şekilde karşı koymasıyla tek ve istisna medeniyet oluşu, İslâm'ın tahriften uzak yegane varlığında tesadüfi değildir. Ancak İslâm'ın bu niteliğiyle sekülerleşmesinin imkânsızlığı, müntesiplerinin tarihsel süreç içerisinde dinî öğretilerde temellenmeyen özden yoksun formal hayat tarzında içsel sekülerleşmeyi yansıtan görünümünü ortadan kaldırmaz. Dinin ezelî ve ebedî geçerliliğinden sözetmek, her dönemde toplumsal ve bireysel bir ideal olarak otoritesini aynı şekilde koruduğu anlamına gelmez. Dinin geçerliliğinden maksat, ilkelerinin geçerliliğidir. Bu ilkelerin toplumsal ve bireysel bir ideal olarak ne ölçüde yaşadığı, dinin otantik söylemine dayalı geleneksel otoritesini koruyup korumadığı tartışması, doğrudan sekülerleşme konusu çerçevesinde yapılabilir. Tezimizde ülkemizin 1923'te Cumhuriyet'in ilanıyla başlayan ve bugüne kadar devam eden süreklilik ve kırılma noktalarını birlikte taşıyan, çok boyutlu değişim dönüşüm sürecini sekülerleşme odağında çözümledik. Cumhuriyet dönemiyle modernleştirme süreci olarak başlatılan toplumsal değişim süreci, sekülerleşme sürecine tekabül eder mi? Batı dışı toplumlarda toplumların kendi değişim dinamikleri dışında batı medeniyetinin modelliğinde başlatılan ve sürdürülen bu süreç, toplumun kendi tarihsel ve kültürel niteliklerinin özgünlüğünde ne tür farklılıklar gösterir? ortaya koymaya çalıştık.Türkiye'de Cumhuriyet döneminde dinî değişim sürecini bir bütün olarak ele alan bu tezin ilk bölümünde `Değişmeye Genel Bir Bakış` alt başlığı altında değişim olgusu ele alınmış ve değişimin moderniteyle yaşadığı anlam farklılığı üzerinde odaklanılarak bu yeni anlamın sekülerleşmede etkisi belirlenmiştir. İkinci bölümde seküler kavramının teorik arka planından hareketle, sekülerleşme teorilerine yer verilmiştir. Üçüncü Bölümde Cumhuriyet döneminde başlayan değişim ve dönüşüm süreci, üç farklı süreçte ele alınmıştır. (1923-1950 dönem `Dayatmacı Sekülerleşme` (Coercive Secularization), 1950-1980 dönem, `Dayatmacı Sekülerleşme`den (Coercive Secularization) `Küresel Sekülerleşme`ye (Diffused Secularization ), 1980 sonrası dönem `Yaygın Sekülerleşme` (Diffused Secularization) veya Eklektik Sekülerleşme(Areligious Secularization). Bu üç süreç; her zihniyetin ana parametreleri olan insan, zaman ve mekân unsurlarından hareketle aile, yaşlılık, gençlik, şehir/kent, eğitim, cemaat ve tarikat, siyaset, diyanet, tüketim olarak moda ve tatil, dindarlık alt başlıklarında analiz edilmiştir. Although the predictions on which almost all classical social thinkers at the beginning of the 19th and early 20th centuries anticipated that religion would either weaken or disappear with modern constructions concluded with the secularization thesis and this was supported with statistical data,the statue of religion that has not disappeare anywhere but changed everywhere, has intensified the debates on itself. Whether religion has lost its social significance in the face of modernity and if it has lost it, the extent to which it has lost depends largely on what it means by religion and secularization. However, since neither a religious definition nor a general consensus on the meaning of secularization is in question, the answer to what is the criteria for defining communities as secular becomes different. Modernization / secularization in the West represents a very radical transformation within Christianity into a different social structure and intellectual world. As Christianity that was cut off from its original source and transformed into human form, has been adapted to the the lifestyle of the western man, its resistance to secularization has resulted in failure. Since more than a century ago, there has been a process of change, though different from the way the Western world lived several centuries ago, in Islamic societies and in our country. İt is not accidental that İslam is the only religion that is the only and exceptional civilization, responds fully and effectively to the thesis of secularization the among the fundemental civilizations of the world and has remained far away from distortion. However, the impossibility of secularization of Islam with its this feature does not eliminate the view that the martensis reflects internal secularization in the form of a formal life style deprived of esence not based on religious teachings in the historical process. We will discuss n the focus of secularization multi-dimensional change process, carries the points of refraction and continuity. Religious is eternal. But this does not mean that it maintains its authority as a social and individual ideal in every period. The validity of religion is that the principles of religion are valid. the validity of principles of religion can be considered according to secularization. We will try to put forward in this study; `Does the process of social change initiated as a modernization process by the Republican era correspond to the secularization process?` What kind of differences does the process cause in-non-Western societies, initiated and maintained in the mode of Western civilization, apart from the societal change dynamics of their own, in the authenticity of their historical and cultural qualities?In the first part of this thesis studying the religious transformation process in Turkey in the Republican era, under Change and `Social Change` subtitle will be discussed and the impact of this new meaning on secularization focusing on the the change of its meaning with modernity Exchange will be determined. In the second part, the theories of secularization will be introduced by depending on the theoretical background of the secular concept.In the third section, we will discuss multi-dimensional change process in the Republican period in the third period: (1923-1950) Coercive secularization, (1950-1980) from Coercive secularization to Diffused secularization; (1980- 2018) Diffused secularization or Areligious sacularization, These three processes will be analyzed in the subheadings of family, old age, youth, city, education, community and sect, politics, religion, fashion and holiday as consumption, religiosity as the main parameters of every mentality, human, time and space elements. Social indicators of religious change in process of modernization in Turkey will be shown.
Collections