Ali Fuad Başgil: Liberal? Muhafazakar? Liberal muhafazakar?
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Ali Fuad Başgil (1893-1967), Millî Mücadele yıllarına, Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Celal Bayar- Adnan Menderes dönemine, 27 Mayıs 1960 darbesi ve sonrasına yani Türkiye siyasal tarihinin kritik yıllarına tanıklık etmiş, fikir mücadelesi vermiş, çok yönlü bir şahsiyettir. Anayasa Hukuku profesörü olan Başgil, kanun üstünlüğü prensibi üzerinde önemle durarak, demokrasi bilincinin yerleşmesi, laiklik meselesinin doğru anlaşılması, hükümet baskısıyla yapılan dilde sadeleşme adındaki politikaların yanlışlığının giderilmesi, tek kitap usulünün eğitim sistemine zararları gibi pek çok alanda çalışmalar yapmış gerekirse bedel ödemekten kaçınmamıştır. Milletin bam teline dokunan eserler kaleme almıştır ve kamuoyunda sesi duyulan bir fikir adamı olmayı başarmıştır. Başgil Batılılaşma hayaliyle atılan adımların toplumda açtığı yaraları göstermeye çalışmış, toplum mühendisliği vazifesini üstlenenleri şiddetle eleştirmiştir. Gericilikle itham edenlere de yanıt olarak kendisini milliyetçi, maneviyatçı, hürriyetçi, terakkici ve muhafazakâr olarak tanımlamıştır. Bu anlamda Başgil'i Türkiye'nin Modernleşme sürecinin en keskin virajlarındayken, jakoben seslere karşı hem liberal hem de muhafazakârlık geleneğinin temsilcisi olarak değerlendirebiliriz. Ali Fuad Başgil (1893-1967), the National Struggle years, Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Celal Bayar- Adnan Menderes period May 27, 1960 has witnessed the coup and its aftermath that Turkey political history of the critical year, gave the idea struggle, is a multi-faceted personality. Başgil, a professor of Constitutional Law, emphasized the rule of law and emphasized the importance of democracy. He wrote works that touched the nation's tender spot and succeeded to become an intellectual whose voice was heard in public. Başgil tried to show the wounds caused by the steps taken with the dream of Westernization and strongly criticized those who assumed the duty of social engineering. He also described himself as nationalist, spiritualist, libertarian, progressive and conservative in response to those accused of reaction. In this sense, the sharpest Başgil bend that Turkey's modernization process, as well as the liberal voice can be evaluated against the Jacobin tradition as a representative of conservatism.
Collections