Mavi Marmara öncesi ve sonrasında Türkiye-İsrail ilişkileri: değişim ve dönüşümün analizi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Batı Blok'u ile beraber hareket etmeye başlayan Türkiye, bu çerçevede başta şüpheyle yaklaşmasına karşılık İsrail'i tanımakta gecikmemiştir. O zamandan başlayarak bugüne kadar inişli çıkışlı bir grafik çizen ikili ilişkiler, zaman zaman duyulan dış tehdit algılamaları ile yakınlaşırken, tam tersine kimi zaman gerginleşmiş veya etkisizleşmiştir. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidara gelmesinden sonra, iki ülke arasındaki münasebetler daha da gerginleşmiştir.Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler 1996 yılında, Stratejik Ortaklık zeminine oturtulmuş ve bu işbirliği çerçevesinde Türkiye, Suriye karşısında özellikle teröre verdiği desteği kesmesi adına bu ilişki elini güçlendirmiştir. Ancak 3 Kasım 2002 sonrasında, Türk dış politikasında karar alıcıların değişmesi neticesinde İsrail güvenlikleştirilirken, İslami diğer aktörler de güvenliksizleştirilmiştir. Bir başka deyişle İsrail'den duyulan tehdit algılaması artarken, dış politika İsrail karşıtı ülkelerin işbirliği ile oluşturulmaya çalışılmıştır. Ardı ardına gelen gerginlikler (Hamas'ın ziyareti, Davos Krizi ve Alçak Koltuk Olayı, vb.) iki ülkenin bölgedeki ittifakını zedelemiştir. Gerginleşen ilişkilere kuvvetli bir darbe de, Mavi Marmara gemisine yapılan İsrail saldırısı vurmuştur. Böylece iki ülke ilişkileri kopma noktasına gelmiştir. During the period after the Second World War, Turkey began to move together with the Western Bloc, and was quick to recognize Israel despite being initially suspicious especially in this context. The relations that have had ups and downs since then have become closer with the perception of external threats from time to time and on the contrary, they have sometimes been ineffective. Especially after the Justice and Development Party came to power, the relations between the two countries became more tense. Relations between Turkey and Israel have been set on a Strategic Partnership ground in 1996, and in this cooperation framework, Turkey has a stronger hand against Syria, especially in the name of cutting support for terrorism. However, after 3 November 2002, as a result of the change in decision-makers in Turkish foreign policy, the security of Israel has increased and the security of other Islamic actors has decreased. In other words, while the perception of threat from Israel has boosted, foreign policy has been attempted to be formed with the cooperation of anti-Israel countries. Consecutive tensions (Hamas visit, Davos Crisis and the Low Seat Incident, etc.) damaged the two countries' alliance in the region. A strong blow has also been added to the strained relations by Israel's attack to the Mavi Marmara ship. Thus, the relations between the two countries have come to a breaking point.
Collections